Arjantin’de Sosyalistler Venezuela’daki Emperyalist Müdahaleye Karşı Sokağa Çıkıyor

Arjantin’de Sosyalistler Venezuela’daki Emperyalist Müdahaleye Karşı Sokağa Çıkıyor

Arjantin, şu an dünyanın sosyalist mücadelesinin merkez karargahı konumunda. Bir süredir Venezuela’da devam eden emperyalist provokasyon ve Maduro’nun ülkeyi içine sürüklediği yıkıma karşı sosyalist sol bugün birlikte, ABD büyükelçiliği önünde bir eylem düzenleyecek. Frente de Izquierda’yı oluşturan partiler, (PTS, Partido Obrero ve Izquierda Socialista), MST ve Nuevo MAS biraraya gelerek Venezuela’da darbeye ve Maduro gericiliğine karşı büyük bir eylem gerçekleştirecek. Bu önemli eylem, emperyalizme karşı da güçlü bir mesaj olacak. Örgütlerin ortak yayınladığı çağrı metnini sizlerle paylaşıyoruz. Eylem görüntüleri de Türkiye saatiyle 00.00’dan sonra canlı olarak sosyal medya hesabımızda yayınlanacaktır

Salı günü, Frente de Izquierda’yı oluşturan partiler, (PTS, Partido Obrero ve Izquierda Socialista) ve partimiz MST ve Nuevo MAS bir araya geldi ve Çarşamba günü Buenos Aires’teki ABD konsolosluğunda; emperyalist saldırganlığı, Venezuela’ya müdahale politikalarını kınamak ve ABD kuklası Guaido’nun istenmediğini haykırmak için yapılacak büyük bir eylem organizasyonu kararı aldılar. Anti-emperyalist yürüyüşümüz Maduro hükümetinden bağımsız ve ona eleştirel bir pozisyona sahip. Eylem, 18.00’de Plaza Italia’da toplanma ile başlayacak. Oradan ABD emperyalizminin diplomatik karargâhına yürünecek. Bu çağrı, FIT, MST ve MAS’ın ortak çağrısıdır.

Açıklama, aşağıdaki gibidir:

Frente de Izquierda, MST ve Nuevo MAS, Venezuella’daki darbe girişimini, Trump ve onun Latin Amerika’daki ajanları olan Bolsonaro, Macri ve Piñera tarafından kutsanan Juan Guaido’nun kendini fiili başkan ilan etmesini kınamak için Buenos Aires’teki ABD elçiliğine eyleme çağırıyor.

Bu emperyalist müdahale, kendisini “demokrasi” ve “insan hakları” adına meşru göstermeye çalışıyor. Fakat gerçekte, bu emri verenler en başta ABD emperyalizmi, darbelerin tarihi savunucuları ve dünyadaki bütün halklara zulmedenlerdir.

Aynısı Brezilya’da geçmişteki diktatörlüğü haklı çıkaran ultra gerici Bolsonaro ya da Arjantin’de baskıcı kızışmayı yükselten ve Arjantin’deki her askeri darbenin destekçisi olan bir siyasi akımın temsilcisi sağcı Macri için de söylenebilir.

Emperyalizmin, Venezuella’nın ABD’deki varlıklarını dondurarak uygulamaya soktuğu acımasız ekonomik ablukayı ve darbenin amaçlarını güvence altına üzere yürütülen askeri istilanın yinelenmesi tehdidini kınıyoruz.

Aynı zamanda, sözde “arabuluculuk” ya da “diyalog” arayışına giren ve Venezuela’ya  yönelik ekonomik şantajlarını sürdürenlerin de kendileri de darbe yanlısı bir müdahaleden taraftır. Bu, Avrupa Birliği tarafından yönlendirilen Montevideo Grubunun durumudur.

Arjantin’de, Alternativa Federal’de birleşen Massas, Pichettos, Urtubeys Venezuela’da darbe destekçisi gruplara katıldı. Kristina Krischner konuyla ilgili sessizliğini korurken, parlamentodaki grubu AB ve Vatikan’ın sahte “ara buluculuk” politikasına adapte oldu.

Darbeye karşı çıkışımız Venezuela halkını bu tuzağa sürükleyen Bolivarcı rejime bir destek sunduğumuz anlamına gelmez. Chavizm ordunun ilkesel desteğiyle halk örgütlerinin üzerinde devlet kontrolü ve kişisel iktidar yaratan bir rejim kurdu. Chavizm mülkiyet ilişkilerini değiştirmedi ve ekonomik kriz petrol fiyatlarının düşmesini tetikleyince, krizin bedelini devalüasyonlarla ve fiyat artışlarıyla kitlelere kesmekte tereddüt etmedi.

Venezuela Hükümeti aylık maaşları 6 dolara kadar düşürdü ve toplumsal bir faciaya ve milyonlarca insanın göç etmesine sebep oldu. Hükümet uluslararası şirketlerle yapılan anlaşmalarla (petrol ve maden sektörlerinde karma girişimler), ulusal büyük burjuvazi ve sözde askeri ve sivil boliburjuvazi lehine ülkeyi yönetti ve dış borçları günü gününe ödedi. Maduro hükümeti toplu iş sözleşmesi hakkını da ortadan kaldırdı ve bu geçtiğimiz yıl sonunda büyük çaplı bir grev dalgasına sebep oldu.

ABD yanlısı muhalefet kendini bu toplumsal huzursuzluk üzerine inşa etti ama eğer başarılı olurlarsa, halka daha fazla yoksulluk ve ülke ekonomisinin yeniden kolonileştirilmesinden başka bir şey getirmeyecekler.

Alternatif ise, halkın ve işçilerin kesinti paketlerine karşı sokaklara çıkması, işçilerin bağımsız örgütleri olan sendikaları sendika bürokratlarından temizlemesi ve gerçek anlamıyla emekçi iktidarı kurmasıdır.

Bu genel anlayıştan yola çıkarak, Arjantin’de ve tüm kıtada darbeye karşı, herhangi bir emperyalist müdahaleye karşı sokağa çıkmaya çağırıyor ve işçilerin acil programını öneriyoruz:

–           Düzmece dış borçlara ve sermayenin zorunlu geri dönüşüne hayır!

–           Karma girişimlere hayır, işçi kontrolünde %100 kamulaştırılmış petrol üretimi