Sömürü Düzeni Her Noktada Dökülüyor! Ekonomi, Eğitim, Teknoloji, Bürokrasi, Hukuk, Siyaset Kurumları Çöküyor…
Ekonomide ÇÖKÜŞ
Çarpıtılmış olmasına rağmen resmi rakamlarda bile enflasyon %20 bandında. Resmi gıda enflasyonu %30’ları aşıyor. Ancak herkes biliyor ki pazardaki marketteki gerçek enflasyon %50’yi geçmiş durumda. Devlet verilerine göre işsizlik oranı %15, genç işsizlik oranı %26. Ülke genelinde dört gençten birisi iş bulamıyor. Dolar 6 TL bandını aştı, Euro ise 7 TL’yi zorluyor. 2018’in son çeyreğinde ülke ekonomisi %3 daralmıştı. 2019 verilerinin de benzer olacağı bekleniyor. Erdoğan’ın merkezi düzeyde ipleri eline aldığı, görünürde ise damat Berat Albayrak’a bıraktığı ekonomi, duvara ha tosladı ha toslayacak. Ekonomi artık sert hamleleri kaldıracak durumda değil. En ufak bir laf dalaşında bile doların tansiyonu fırlayıveriyor. Ekonomik krizin patronlar ve rejim tarafından kabartılan faturası, tümüyle emekçi halkın sırtına yükleniyor. Düzen artık emekçilere kırıntıları bile vaat edemiyor. Bir asırdan daha uzun ömre sahip olan Türkiye kapitalizmi, Erdoğan’ın idaresinde çöküşe sürükleniyor.
Hukuk ve Demokraside ÇÖKÜŞ
Erdoğan ve AKP, hak hukuk tanımıyor. Anayasa, yasalar kağıt üzerinde hala geçerli ancak yaptıkları her hukuksuzluğa bir kılıf yaratarak işlerini görüyorlar. Yıllardır “milli irade” diye nara atanlar, bugün sandıklardan çıkan sonuçları kabullenmeyip İstanbul seçimlerini iptal ediyorlar. Bir de üstüne iptal gerekçesi bulabilmek için günlerini harcıyorlar. Adil yargılanma diye bir şey kalmamış. Savcılar ve hâkimler, Erdoğan’ın emrine amade. Muhalif olan bütün sesler adliye zulmünden payını alıyor. Yüzlerce siyasetçi hala tutuklu. Siyasi haklar, partisine göre belirleniyor. Düzenle ne kadar uyumluysanız önünüzde o kadar alan açılıyor. DSP gibi tarihten silinmek üzere olan bir partinin liderleri devlet protokolünde yer buluyor. Ancak düzenle ve Erdoğan’ın çıkarlarıyla ne kadar ters düşerseniz siyasi alanda o kadar az hareket alanı buluyorsunuz. Erdoğan’ın çöküşte olan kapitalist rejimi, burjuva demokrasisinden geriye sıkılmış limon kıvamında bir demokrasi bırakıyor.
Eğitimde ÇÖKÜŞ
Milyonlarca gencin geleceğini belirleyen eğitim sistemi yapboza dönmüş durumda. Eğitim sistemi, yılandan daha çabuk kabuk değiştiriyor. Her yeni bakan, yeni değişiklikleri cebinde getiriyor. Yapılan değişiklikler ne bir bilimsel hazırlığa ne de programa dayanıyor. Eğitim de haliyle bilimsellikten alabildiğine uzaklaşıyor. Dolayısıyla gitgide niteliksizleşiyor. Geç gelişen ve ufku dar olan Türkiye kapitalizmi doymak bilmeksizin vasıfsız-az vasıflı emeğe ihtiyaç duyuyor. Eğitim sistemi de patronların ucuz emek talebini karşılamak üzere dizayn ediliyor. Toplumu siyasal açıdan uyuşturmak ve kontrol etmek amacıyla da ders içerikleri ve bir bütün olarak eğitim anlayışı siyasal İslam’ın dayatmalarıyla dolduruluyor; ırkçı ve cinsiyetçi bir müfredat hüküm sürüyor. Arzu ettikleri şey sorgulayan, üreten ve mücadele eden genç kuşaklar değil, tam tersine itaat eden, apolitik bir nesil. Erdoğan’ın kapitalist rejiminin çöküşü, gençliği kendisine kurban olarak seçiyor.
ÇÖKÜŞTEN ÇIKIŞ İÇİN
Oturduğumuz yerden, “aman benim rahatım bozulmasın” diyerek bir yere varamayız.
Şikâyet etmek yetmez, harekete geçmek ve değiştirmek için mücadele etmemiz gerekiyor.
Böylesine güçlü ve örgütlü bir siyasi düşmanla mücadele etmek için örgütlenmek şart.
Çöküşü yaratan kapitalizmin tıkanıklığıysa çıkış için sosyalist bir program etrafında kenetlenmek zorundayız.
Sevgili okur, “BEN DE VARIM!” diyorsan Sosyalist Emekçiler Partisi’ne katıl!