ODTÜ’de Kavaklık Direnişi: Tek Sevdikleri Doların Yeşili ve İktidarları – Emrecan Konyalı
ODTÜ’de yaklaşık 2 aydır yükselen güçlü bir ses var. “KYK değil ODTÜ yurdu istiyoruz” ve “Tek tek yeşerttiğimiz ağaçların kesilmesini istemiyoruz” söylemleriyle yükselen bir ses bu. Dirençli, umutlu ve baş eğmeyen bir ses yükseliyor ve herkesi kucaklıyor.
Üniversitelerdeki bölümlerin kontenjanlarının okullardaki fiziki koşullar düşünülmeden yıllarca yükseltilmesi sonucu birçok sorun baş göstermişti. Derslerde kullanılan teknik ekipmanların yetersiz kalması, yemekhane-kütüphane gibi ortak kullanım alanlarının öğrenci sayısını karşılayamaması, yurtların kapasitesinin barınma ihtiyacını karşılayacak seviyenin altında kalması bilinçsiz kontenjan arttırımlarının sonuçları olarak yıllardır karşımızda duruyor. Dolayısıyla birçok üniversitede olduğu gibi ODTÜ’de de öğrenciler ucuza barınabilecekleri yeni bir yurda ihtiyaç duyuyorlar. Fakat bu asla bir KYK Yurdu talebi değil. Çünkü KYK yurtlarının bulunduğu her yerde hangi işlevlerle kullanıldığı ortada.
AKP iktidara geldiği günden beri eğitim politikalarını çeşitli cemaatlerle ve kendi yandaşlarıyla işbirliği içerisinde oluşturdu. Öğrencilerin geçim zorluğunu fırsat bilerek lise ve üniversite öğrencileri yıllarca ya KYK yurtlarına ya da cemaat yurtlarına mahkum edildi. Bu yurtlarda kalmak zorunda olan öğrenciler üzerinde yapılan siyasi ve yaşamsal baskı ODTÜ’de neden KYK istemiyoruz sorusunun da cevabını ortaya koyuyor. ODTÜ’de planlanan KYK yurdu projesiyle birlikte planlanan 60 diğer KYK yurdunun projelerinin ekonomik kriz nedeniyle iptal edilmesi AKP’nin KYK yurdu yapmaktaki esas derdinin öğrencilerin barınma sorununu çözmek olmadığını gösteriyor. 60 proje iptal edilirken ODTÜ’deki projeyi devam ettirmeleri iktidarın yıllardır alt edemediği ODTÜ mücadelesine bir saldırıyı ifade ediyor. ODTÜ’ye saldırı isteklerinin nedeni çok açık. Bir üniversite düşünün gerçekten baş eğmiyor. İktidarın kuklası bir rektör bütün gücüyle ODTÜ’de yaratılan değerlere saldırıyor. Bu gücü kol kola girdiği valilik, emniyet ve iktidardan alıyor fakat faydası yok. Çünkü haksızlığın, baskının, katliamın karşısında dimdik duran bir ODTÜ var karşısında. Yaratılan bu geleneğin değerini bilmek ve geleceğe taşımaksa bizim sorumluluğumuzda.
ODTÜ’nün kendi yurtlarında KYK yurdu sisteminden çok farklı bir kültür işliyor. Öğrencilerin, yurt emekçilerinin ortak bir yaşamı kurduğu, siyasi baskıların olmadığı bir yurt geleneği var ODTÜ’de. KYK yurduysa bunun tam karşısında duruyor. Kendi güvenlik görevlisiyle, sıkı denetim mekanizmasıyla, siyasi baskı ve iktidarın doğrudan propagandasıyla, öğrencilerin yurttaki özgürlüklerini büyük ölçüde kısıtlayan kurallarıyla organize bir yapı var karşımızda.
KYK yurtları birçok yerde öğrenciler üzerindeki baskıların doğrudan aygıtıyken böylesine bir direniş neden ODTÜ’de başladı. Bu sorunun cevabı ilerleyen zamanda yapmamız gerekenlerin ipuçlarını veriyor. ODTÜ’de mücadele etmeyi, istiyoruz ya da istemiyoruz demeyi öğrenmiş bunu kültür edinmiş bir birliktelik var. Bu birliktelik, nice direnişle oluşan bir mücadele geleneğinin günümüze yansımasıdır. Kitleler direnişlerle öğrenip, alanda verilen mücadeleyle istediklerini alıyorlar. İnsanlık tarihinde bu hep böyle olmuştur. ODTÜ’de bizlerin yıllar boyunca öğrendiğimiz ve mücadele yöntemi olarak benimsediğimiz nokta da tam olarak bu. Sadece söylemek, sadece masa başı görüşmeler yapmak kazanım elde etmemizi sağlamaz. Hiçbir haksızlık, hiçbir baskı kitlelerin birlikte mücadelesi olmadan ortadan kalkmaz. Dolayısıyla direnmek ve bu direnişi politik bir içerikle gerçekleştirmek gerekiyor. Mesele sadece ODTÜ meselesi değil. KYK yurtlarından muzdarip birçok arkadaşımız İstanbul’dan, Samsun’dan, İzmir’den bize destek oluyor. Dertlerimiz bir mücadelemiz de bir olmalı. Bu mücadeleyi baskıların baş sorumlusu olan AKP’ye karşı sürdürmek ise zorunluluk.
15 Mayıs’ta başlayan ve bugüne kadar devam eden ODTÜ Kavaklık Direnişi bütün bir ülkede umut havası estirmeyi başardı. ODTÜ’nün mücadeleci ruhu tarihin birçok anında toplumsal muhalefetin yükselişinin kıvılcımı yakmıştı yine yaktı. Ruhsatsız, hukuksuz yapılmak istenen KYK yurduna karşı ODTÜ’deki mücadele artarak devam edecektir. AKP ve ODTÜ’deki temsilcisi atanmış rektör öğrencilere saldırarak, öğrencileri gözaltına alarak ODTÜ’yü değiştirebileceğini sanmasın. Dertleri ortak olanlar bir araya geldikçe cesaret de güç de artıyor. ODTÜ’de yıllarca mücadele vererek kazandıklarımızı savunmaya devam edeceğiz. Bütün üniversitelerde özgür ve özerk bir yapı kuracağız.