Home / ManÅŸet / Zenginlerin Cumhuriyeti – GüneÅŸ Gümüş

Zenginlerin Cumhuriyeti – GüneÅŸ Gümüş

Türkiye’nin bugünkü halini sadece bizim için deÄŸil; halk için de özetleyen iki sözcük bu. Haklı olarak “ne zaman deÄŸil di ki?” ya da “nerede deÄŸil ki?” diyenler çıkabilir. Evet hep öyleydi ama halk da mı öyle görünüyordu? Bizim için açık olan gerçeklerin halk için de aynı açıklığa ulaÅŸması baÅŸka bir politik merhale. Bugün AKP ve sermayenin el ele yarattığı kriz halkı bu düzenin parababalarının hizmetinde olduÄŸu konusunda bizim müdahalemiz olmadan eÄŸitiyor. YaÅŸam öğretiyor. Bakın Kayseri’ye; AKP’nin Meclis BaÅŸkanı yıllardır AKP’nin kalesi bilinen bir ÅŸehirde halk tepkisinden kaçmak zorunda kalıyor. Yeter mi; yetmez. Düzenin deÅŸifrasyonu, halkın öfkesi mücadele ile birleÅŸmezse kanıksama ve umutsuzluk da yaratabilir.  

Yoksulun Sırtında; Para Babalarının Hizmetinde

Mehmet ÅžimÅŸek, enflasyonun sorumlusu olarak halkın harcamalarını hedef gösteriyor. Çözümü de soframızdan kesmek. Asgari ücrete Temmuz zammı yok; emekli açlıkla sınanıyor; yıllardır vatandaşın geçimini saÄŸlayan kredi kartları kullanılamaz hale getirildi; tepeden tırnaÄŸa her ÅŸeye zam; dolaylı vergiler artıkça artıyor. Oysa ki İzmir’de iki canımızın katili olmuÅŸ Gediz Elektrik 3 yıldır Kurumlar Vergisi ödemiyor. Ballı ihalelerle köprü, havalimanı, ÅŸehir hastanesi yapanların kasasına iktidar hizmet kullanım güvencesi adı altında para akıtmaya devam ediyor. Patronlara verilen teÅŸviklerin haddi hesabı yok. Bırakalım bütün bunları; asgari ücrete zam yapmayarak patronlara, emekçileri kölece ücretlerle çalıştırma imkanı verilmesinden daha büyük bir destek mi olur. 

TÜİK BaÅŸkanı çıkıp sanayi ÅŸirketlerinin karlarının enflasyonun üzerinde olduÄŸunu; patronların bu açgözlülüğünün enflasyona katkısının %45 olduÄŸunu söylüyor açıkça. 

Düşünün ülkenin en zengin %20’si toplumsal servetin %89,1’ini alıyor. Bıraktım servet vergisini konuÅŸmayı; yoksul halkın temel ihtiyaçlarımıza zor yeten harcamaları enflasyonun nedeni ilan ediliyor.

KurmuÅŸlar AKP döneminde sendikasız, eylemsiz bir çalışma yaÅŸamı; sefasını sürüyorlar. Türkiye’nin en büyük 500 Sanayi kuruluÅŸunun 2018 öncesindeki 5 yıl boyunca ortalama karı %30’larda iken 2018 sonrasındaki 5 yılda %70’lere çıkmış durumda. Nasıl mı? Bizi neredeyse bedava çalıştırarak. Öyle karlılar ki bizim sırtımızdan kazandıkları paradan faiz adı altında yabancı sermayeyi de ihya ediyorlar. Ülkeye dışarıdan para akıyor diye sevinç naraları ata dursunlar ülkeye sıcak para akışının anlamı yarattığımız zenginliÄŸe çökecek yeni parababalarının oyuna giriÅŸinden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil.

Çarklara Çomak Sokmak

Ne demiştik; zenginlerin düzeni bu düzen. Her zaman ve her yerde böyle. Ama bu durumun bu kadar pervasızca açık edilmesi hem kriz koşullardan hem de iktidarın emekçi sınıflardan yeterince çekinmemesinden kaynaklanıyor. Ülkenin çoğunluğu asgari ücret benzeri bir gelirle çalışırken asgari ücrete zam yapılsın diye ortalığı ayağa kaldıran sendikalar, toplumsal muhalefet olmayınca krizin bedeli gizleme gereği bile duyulmadan emekçilere kesiliyor.

Halkın çektiÄŸi acıları, duyduÄŸu öfkeyi unutamayacağını; gelecek seçimlerde AKP’den hesap soracağına güvenerek hareket ediyor ana muhalefet. Tabi tuzları kuru; yoksullaÅŸan, hayatı cehenneme dönen, 4 yıl sonraki bir hesaplaÅŸmaya bel baÄŸlayamayacak olan bizleriz. YoksulluÄŸa mahkum ÅŸekilde ne zaman geleceÄŸi belirsiz AKP’siz günleri beklemek deÄŸil; insanca bir yaÅŸamı kazanmak istiyorsak kendi bileÄŸimizin gücüne güvenmek ve onu örgütlemek gerekiyor.

Etiketlendi:

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir