- Kıbrıs Seçimleri: Erhürman Müdahalelere Rağmen Kazandı! - Ekim 20, 2025
- Kârlı Çıkan Kim? – GüneÅŸ Gümüş - Ekim 18, 2025
- Yunanistan Polisinden Filistin Eylemine Kanlı Saldırı - Ekim 8, 2025

Yunanistan’da 9 ay içerisinde yapılan 2. genel seçimden de zaferle çıkan Syriza oldu. Syriza, elde ettiÄŸi %35.4’lük oy oranı ve ikinci sıradaki saÄŸcı Yeni Demokrasi’ye attığı 7 puanlık fark ile beklentilerin epey üstüne çıktı. Böylelikle iki partiyi baÅŸabaÅŸ gösteren anket ÅŸirketleri de fena halde yanılmış oldular.
Syriza’nın Ocak’ta verdiÄŸi sözleri çiÄŸneyip Memoranduma boyun eÄŸmesine raÄŸmen Yeni Demokrasi’ye attığı fark, epey sükse yapsa Syriza’nın toplam oyunda büyük düşüşler oldu. (2.245.978 – 1.925.904) Oy oranı ile oy sayısındaki bu dengesizliÄŸi saÄŸlayansa seçimlere katılımın rekor derecede düşük olmasıydı (%55). Yunan halkı içerisinde giderek artan sayıda insanın parlamenter budalalılığın bir oyundan ibaret olduÄŸunu düşünmeye baÅŸlaması, seçimlere karşı ciddi bir kayıtsızlığın geliÅŸmesini beraberinde getiriyor. Durum o kadar bariz ki kesinti paketlerini yırtıp atacağım diyen parti, Merkel’in temsil ettiÄŸi emperyalist-kapitalizme direniyor görünüyor, hatta halk referandumda %62’lik bir ezici paket karşıtı oy kullanıyor, ama gelin görün ki her ÅŸeye raÄŸmen asıl kararlar kapalı kapılar ardından sitemin büyük efendilerince alınıyor ve kesinti paketleri tıkır tıkır o parlamentodan geçiyor. Durum böyle olunca, bir de daha radikal sol partiler kendisini gösteremediÄŸi için seçimlere katılım tarihin en düşük seviyesine geriledi.
Syriza’nın zaferini perçinleyen diÄŸer bir etmen de Syriza’nın solundaki partilerin baÅŸarısızlığı oldu. Bunlardan Syriza’dan kopan Lafazanis önderliÄŸindeki Halkın BirliÄŸi, %2.86 oy oranında kalarak %3’lük seçim barajının altında kaldı ve büyük bir düş kırıklığı yaÅŸadı. SDH’nin de oy çaÄŸrısı yaptığı radikal soldaki Antarsya ise %0.85 ile kendi olaÄŸan sınırlarının ötesine pek fazla geçemedi. Yunanistan Komünist Partisi (KKE) ise %5.55’te kaldı ve bu yılın ocak ayında yapılan genel seçime göre toplam oy sayısında düşüş oldu. (338.188 – 301.632)
SaÄŸcı Yeni Demokrasi %28 ile 9 ay önceki oy oranını korusa da bu parti de toplam oy sayısında düşüşler gördü (1.718.694 – 1.526.205). NeoNazi Altın Åžafak ise %7’lik oy oranı ile 3. parti olsa da henüz beklenen çıkışı yapmaktan uzakta. Sosyal demokrat PASOK ise Syriza faktörüne raÄŸmen oylarını bir miktar da olsa arttırmayı baÅŸardı (%6.2) ve Yunan siyasi hayatından silinmeye karşı dirençli olduÄŸunu gösterdi. Hükümetin küçük ortağı, Syriza’nın partneri milliyetçi saÄŸ parti Bağımsız Yunanlılar ise %3.7’ye gerileyerek istikrarlı bir ÅŸekilde gerilemesini sürdürdü. Gelgelelim Syriza’nın koalisyon ortağı olarak bir kez daha bakanlık koltuÄŸunu kapmayı baÅŸardılar.
“SaÄŸ”duyu Tsipras’ı İşaret Etti
Syriza’nın son seçim zaferindeki birinci neden, Syriza’ya daha önce destek verenlerin büyük çoÄŸunluÄŸunun Tsipras’ın Troika’ya karşı elinden geleni yaptığını düşünmesidir. Yani Tsipras AB ile pazarlıklarda ufak tefek ÅŸeyler de olsa koparmıştır, PASOK ve Yeni Demokrasi gibi Yunanistan’ın bugününden asıl sorumlu olanlara göre temiz bir isimdir vb. Yani Yunanistan’da emekçilerin öncü kesimi hariç tutulursa geri kalan geniÅŸ kesimler, henüz AB’den ya da Euro’dan çıkmaya ve dalgalı radikal sularda yüzmeye hazır deÄŸildir. Hele bu dalgalarda gemiyi ilerletecek güvenilir bir kaptan ortalıkta görünmüyorsa. Bu da devrimci alternatifin yokluÄŸu ya da henüz zayıf olmasıyla alakalı.
Kriz emekçileri bunaltsa da henüz durum Yunanistan’da keskin bir hal almadı. Yunanistan emekçilerine göre AB hala zenginliÄŸin ve geliÅŸmiÅŸliÄŸin ifadesidir, o yüzden de kopuÅŸ fikri, ÅŸu aÅŸamada çok da popüler deÄŸildir. Syriza iÅŸte tam da bu saÄŸ duyuya hitap ediyor: “Kesinti paketleriyle mücadele edelim, elimizden geleni yapalım, tavizler kopartalım, ama AB ve Euro’dan da çıkmayalım.” Tsipras bu yüzden hala popülerliÄŸini koruyor. O da bu durumu bildiÄŸinden baskın bir seçime gitmiÅŸ ve muhalifler toparlanmadan, kendi popülerliÄŸi iniÅŸe geçmeden durumunu saÄŸlamlaÅŸtırmak istemiÅŸti ve istediÄŸini de almayı bidi.
Syriza’nın Solundaki Partiler Hezimeti YaÅŸadı
Kriz, ÅŸartları henüz o kadar travmatik olmasa da Syriza’nın solunun almış olduÄŸu maÄŸlubiyeti sadece objektif koÅŸullarla açıklayamayız. Özellikle Halkın BirliÄŸi’nin seçim barajını aÅŸamayarak parlamento dışı kalması, taraftarları için ciddi bir hayal kırıklığıdır. Halkın BirliÄŸi, yaÅŸamın testinden geçemeyen eski Syriza programıyla, cansız, renksiz, heyecansız haliyle nasıl ilgi odağı olabilirdi ki? Oysa Lafazanis çevresi Syriza içerisinde oldukça güçlü bir konumdaydı, ama bu konumun hakkını verecek parti içi mücadeleyi sergilemediler, Syriza’yı kolayca Tsipras’a teslim ederek tasfiye oldular. Yine de Hakın BirliÄŸi’ne ciddi bir ileri işçi ve gençlik katılımı oldu. Ama Halkın BirliÄŸi drahmiye geçiÅŸ dışında bir çıkış ve canlılık ortaya koyamadı. Üstelik daha soldaki Antarsya’dan gelen seçim ittifakı teflikleri de reddedildi. Belki Antarsya’nın öne sürdüğü kimi ÅŸartlar radikal geldi, belki neden Antarsya’nın önünü açalım dediler. Ama neticede 2.87 ile barajda boÄŸulan Lafazanis ve ekibi oldu.
Antarsya Syriza’nın ihanetinden sonra geliÅŸecek sol tepkiyle beraber bir boy büyüyüp kendisini yüksek siyasetin tanınır bir oyuncusu haline getirebilir miydi? Evet bu olanak vardı, ama Halkın BirliÄŸi’nin ortaya çıkışı hesapları biraz karıştırdı. Önce Antarsya’nın saÄŸ kanadı ARAN/ARAS Halkın BirliÄŸi’ne katıldı. Halkın BirliÄŸi merkez kaç kuvvetler için ana adres haline geldi. Halkın BirliÄŸi, Antarsya’nın getirdiÄŸi ÅŸartlı ittifak teklifini reddetti ve Antarsya da haklı olarak kendi başına seçimlere katıldı. Alınan oyda çok sınırlı bir artış var, ama bu önemli deÄŸil. Asıl mesele sınıf mücadelesinin bundan sonraki geliÅŸimidir. İçerisindeki saÄŸ kanatı ayrılan Antarsya, eÄŸer güçlü kampanyalarla sınıf mücadelesine etki edebilir ve iÅŸyerleri ile sokaklarda öne çıkabilirse tarihsel açıdan önemli bir yere gelebilir. Antarsya’nın konumunu muhafaza etmesi bu açıdan önemlidir.
KKE ise her zamanki KKE’dir. Temmuz ayındaki referandumda ortaya çıkan büyük HAYIR dinamiÄŸine bile sekter ve düşmanca davranan KKE’nin kitlelerde en ufak bir sempati uyandıracağı yoktur. Bu yüzden de Syriza’nın ihanetine raÄŸmen KKE oy kaybedebilmektedir. Oysa KKE halihazırda Yunanistan’da sınıf mücadelesinde ve politikada oldukça önemli bir güçtür, ama gelgelelim adeta kendi yenilgisi için politikalar izlemektedir. TuttuÄŸu yer itibariyle de izlediÄŸi politika, fren vazifesi görmektedir. KKE’den en ufak bir umut çıkmayacağı partinin geçmiÅŸiyle de bugünüyle de ortadadır.
Asıl Belirleyici Olan Sınıf Mücadelesidir
Yunanistan’da krizin biteceÄŸi yoktur. Er ya da geç Syriza hükümeti tekrardan Troika’dan para dilenmek zorunda kalacaktır. Onlar da emekçi haklarına daha fazla saldırı isteyecekler. Burjuva ekonomi kanalları yine Yunanistan Euro bölgesinden çıkacak mı diye günler boyu program yapacaklar. Unutmamak gerekir ki Yunanistan 6 yıldır bu krizin içerisinde. Yani bu pilav daha çok su kaldırır. Bu da Syriza’nın kazandığı son seçim olur. Tehlikeli olan nokta ÅŸudur: EÄŸer Syriza hükümetine karşı grev hareketleri örgütlenmezse toplumsal muhalefeti sanki aşırı saÄŸ yapıyormuÅŸ gibi bir durum ortaya çıkabilir. Bu da Altın Åžafak için ileriye doÄŸru bir çıkış noktası oluÅŸturabilir. Yapılması gereken toplumsal muhalefeti, grevleri, yürüyüşleri, etkili kampanyaları örgütlemektir. Yunanistan’daki durum bu ÅŸekilde devrimci muhalefet lehine bu ÅŸekilde derinleÅŸecektir.











