Musul’da Halk ve IŞİD Arasındaki Çatışmaların Arka Planı – Çağın Erdinç
Dün Musul’un 5 büyük mahallesinde IŞİD’e karşı silahlı isyana girişenlerle çıkan çatışmada ez az 20 Musullu öldürülmüştü. Çatışmaların düşük yoğunlukla bugün de sürdüğü öğrenildi.
Musul İsyanının Nedenleri
IŞİD için 2015 kötü geçmişti. Gerileyiş 2016’da da sürüyor. 2 yıl öncesine kadar Irak’ın %40’ını kontrol eden IŞİD, bugün ülkenin sadece %15’ine hakim.
Irak ordusunun 27 Aralık’ta başlattığı Ramadi operasyonu yaklaşık 5 gün içerisinde sonuçlandı ve Ramadi, Irak ordusunun eline geçti. Ramadi’nin kaybedilmesi IŞİD için basit bir toprak kaybının çok ötesinde şeyler ifade ediyordu. Çünkü Ramadi bir petrol bölgesi. Bölgenin kuzey kırsalında petrol rafinerisi bulunuyor.
IŞİD böylece Ekim 2015’te kaybettiği petrol bölgesi Beyci’nin ardından, Ramadi’yi de kaybetmiş oldu. Sadece 2014 yılı içerisinde gerçekleşen hava saldırılarında IŞİD’in petrol üretimi günlük 70 bin varilden 20 bin varile düşmüştü. Yeni kaybettiği topraklarla birlikte IŞİD’in petrol gelirleri 10 bin varil düzeyinde seyrediyor. Bu büyük bir düşüş!
Bunları anlatıyoruz çünkü Musul’daki isyanla IŞİD’in mali kaynaklarının kuruması arasında doğrudan bağ var. Musul’daki isyanın en büyük nedenlerinden biri, IŞİD’in Musullulardan zekat adı altında topladığı haraçlar. IŞİD Musullardan haraç topluyor çünkü IŞİD’in maddi gelirler bağlamında beli büküldükçe halka yönelik cendereyi arttırıyor. Bakın, Kürdistan Yurtseverler Birliği Musul Sorumlusu Gıyar Surçi ne diyor: “IŞİD teröristleri halka çok zulmediyor. Zekat ve vergi adı altında halktan haraç topluyor. Yaşam şartları oldukça zorlaşmış durumda. Malların fiyatı yüksek düzeyde ve halkın gelir kaynakları da kurudu. Musul halkı bu nedenle örgüte isyana kalkıştı.”
Tüm bunların yanında IŞİD’i “çekici” kılan “sosyal devlet” uygulamalarının da sekteye uğradığını söylemek lazım. Yani IŞİD’in bedava sağlık hizmetinden kamu hizmetlerinin ücretsiz yürütülmesine kadar izlediği politikalar yukarıda sözünü ettiğimiz maddi kayıplar nedeniyle belirli ölçülerde sürdürülemez oluyor.
İsyanların diğer nedeni, IŞİD’in “yenilmezlik mitini” yitirmiş olması. Bilindiği gibi IŞİD’in temel probagandası, Allah’ın her daim kendilerinin yanında olduğu ve “Allah’ın ordusunun” asla yenilmeyeceği üzerine kurulu. Bu politika özellikle belirli bir Sünni nüfus nezdinde karşılık buluyordu; ancak Kobanê yenilgisiyle başlayan süreç bugün neredeyse her noktada IŞİD’in gerilemesini beraberinde getiriyor. ABD’nin istihbarat raporlarını açıklayan Beyaz Saray sözcüsü Josh Earnest, IŞİD’in militan sayısının 31 bin 500’den 25 bine indiğini açıkladı. Suriye’de ve Irak’ta IŞİD’in toprak kaybı hızla artıyor. İşte bu yenilmezlik zırhının yok olması, IŞİD’e destek veren halk kesimlerinde hatta militanlarında dahi kafa karışıklığına yol açtı.
Gelelim Musul isyanının üçüncü nedenine… Musul halkının yaşam biçiminin IŞİD tarafından sürekli sınırlandırılması, halkın sabrını her geçen gün zorluyor. Musul halkı geçmişte şeriatla yönetilmiyordu. IŞİD geldikten sonra müzikten spora, sigaradan içkiye kadar her şeyi yasakladı. Gençler sokakta rahatla yürüyemiyor. İnsanlar en küçük “hatalarında” en ağır ceza yöntemleriyle infaz ediliyorlar. Musullu gençler diğer coğrafyadaki gençler gibi yaşamak istiyor. Musullu kadınlar düşüncelerinin ve bedenlerinin örtülmesine tahammül edemiyor. Uzun lafın kısası çarşaftan görünen parmak ucuna, gizlice izlenen spor maçına verilen ağır cezalar isyanın belirleyici nedenleri arasında yer alıyor.
İşte bu nedenlerle halk Musul’da “artık yeter” dedi. İsyan dalgası yayılır mı bunu kestirmek zor. Zira insanlar haklı olarak korkuyorlar. IŞİD’in isyanlara karşı vereceği karşılık biber gazı olmayacak. Musul’da doğrudan en ağır silahlarla halka saldırdıkları gibi olası diğer isyan bölgelerinde de aynı karşılığı vereceklerdir. Ancak tarih, halkların canına tak ettiği süreçlerde kurşunların vız geldiğini bizlere gösterdi. 1970’lerde alanlara 1 milyon kişiyle çıkan Irak halkından bahsediyoruz, bunu da unutmamak lazım. İsyan dalgasının gelişmesi ve genişlemesi sürpriz olmaz.
bolsevik.org