KYK Borçlarından İşsizliğe: Türkiye'de Gençliğin Problemleri Ağırlaşıyor!

KYK Borçlarından İşsizliğe: Türkiye'de Gençliğin Problemleri Ağırlaşıyor!


KYK borçları yeni mezun olan gençlerin belini bükmeye devam ediyor. Borçlarını ödeyemeyen mezunların sayısı yaklaşık 5 milyon kişiye yükseldi. Çoğu genç ya üniversite sonrası işsizlik ya da buldukları işlerin oldukça düşük ücretli olması nedeniyle borçlarını ödeyemiyor. Uzun süre bekleyen ve aylık 1,40 oranında faiz uygulanan borçlar katlanarak artarken; vergi daireleri ise borçlarını ödemeyenlerin hesaplarına e-haciz koyarak bir ikinci darbeyi vuruyor.
KYK borçlarının silinmesi sosyal medyada uzunca bir süredir gündemde. KYK borçlarının yarattığı mağduriyet konusunda sayısız örnek var. On binlerce liralık borcu ödeyemediği için maaşına haciz konulanlardan, vergi dairesinin e-haciz işleminden kurtulmak için yaratıcılıklarını konuşturup alternatif çözüm üretenlere kadar…
Örneğin İlkay Ateş yaşadıklarını şöyle aktarıyor: “Herkesin ailesi varlıklı olmuyor. Okul masraflarımı karşılamak için çektiğim Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) borcumu ödeyemedim. Borç nedeniyle hayata başlamış gibi hissedemiyorum… 12 taksitle borcu geri ödemem gerekiyordu ama ödeyemedim. Bir yıldır da faiz işliyor. Babam emekli. Bense kredi borcumu ödeyebilecek kadar para kazanmıyorum. Evet, şu an bir işim var fakat bu borç nedeniyle sürekli bir yükle yaşamak zorundayım.”
“Ey Türk Gençliği”: Birinci Vazifen KYK Borçlarını Ödemektir!
KYK borcu meselesi Türkiye’de gençlerin yaşadığı sıkıntıların sadece bir tanesi… Türkiye kapitalizmi bir zamanlar kendisinden “vatan”ı koruması beklenen, uğruna bayramlar ilan edilen gençliğe işsizlik, borç yığını ve geleceksizlikten başka bir şey vaad edemeyecek halde. Türkiye’de yaşayan gençlerin haline dair en iyi ifadeleri vakti zamanında Can Yücel dile getirmişti:
“bugün ondokuz mayıs
mayısın ondokuzu
sen ey türk istiklalinin koruyucusu
sen ey ülkemizin geleceği
ulusumuzun gözbebeği
sen ey demir parmaklıklarında barfiks yapan
ranzalarda perende atan
sportmen ve kahraman türk gençliği
önünde bütün kilitbahirler açık
ama her zaman samsun’a çıkılmaz a
bu sabah da avluda volta atmaya çık”
Şimdi ise gençlerden daha mezun olur olmaz ciddi bir borç yükünün altına girmesi, işsizlikten yakayı sıyırıp ola ki bir iş bulabilirse düşük ücretlere, yoğun sömürüye tahammül etmesi, ola ki bunları dile getirecek hele hele mücadeleye yeltenecek olursa da üstadın dediği gibi “avluda voltaya çık”ması bekleniyor. 1 Kasım’da BBC Türkçe’de yayınlanan “Genç İşsizliği: En Az İki Yıl Tecrübe” başlıklı video haber gençlerin yaşadıklarına dair çok ufak bir özet sunuyor. Genç işsizliğin % 27,1 gibi rekor bir seviyeye ulaştığı Türkiye’de elbette işsizlik nedeniyle intihar vakaları gibi daha trajik örnekler de az değil. Bu işsizlik seviyesinin günümüzde gençliğin isyan ettiği Irak’ta % 16,52, Lübnan’da % 17,62, Şili’de % 19,19, Ekvador’da % 9,11 olduğunu belirtelim. Dolayısıyla Türkiye genç işsizlik konusunda dünyada neredeyse en kötü ülkelerden birisi ve AKP’nin hesaplamalarda yaptığı ayak oyunları, her yere üniversite açmak, polis-bekçi alımları gibi uygulamalarına rağmen durum bu kadar vahim!
Bir süre önce Sosyalist gazetesinin manşetinde Türkiye’de toplumsal bir patlamanın koşullarının olgunlaştığından dem vurmuştuk. Neoliberal saldırıların dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en başta vurduğu kesimlerden birisi gençlik… Düşük nitelikli ve paralı eğitim uygulamaları, işsizlik, geleceksizlik daha uzun yıllar gençliğin yakasından düşmeyecek gibi görünmektedir.
KYK borçları özelinde gelişen “ben ödediysem, herkes ödesin” gibi bir mantığın kimseye faydası yok. Aksine yapılması gereken var olan bütün saldırılara, çelişkilere karşı bir arada mücadele yürütmek. Bugünden başlayarak en yakıcı sorunlara karşı mücadeleyi büyütmek kaçınılmaz bir gerekliliktir.

KATEGORİLER