İmamoğlu ve Reformist Solun Hayalkırıklığı

İmamoğlu’nun dün yaptığı bir atama gündemin ilk sıralarına yerleşti. İstanbul Bilişim ve Akıllı Kent Teknolojileri A.Ş (İSBAK) Genel Müdürlüğü’ne tescilli bir aktroll olan Mehmet Bahaddin Yetkin getirildi.

Yetkin’in aktrollüğün yanında iktidara hizmetle dolu bir geçmişi var: AKP Şanlıurfa Gençlik Kolları Başkanlığı, AKP’li Şanlıurfa Belediyesi’nde bilgi işlem müdürlüğü, 2011 Şanlıurfa milletvekili aday adaylığı, Erdoğan sevdalısı Ethem Sancak’ın ortağı olduğu Asis Elektronik ve Bilişim Sistemleri AŞ’de Genel Müdürlük, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda bakan danışmanlığı…

Elbette insanların politik düşünceleri değişip dönüşebilir. Fakat Yetkin’in böyle bir değişim yaşamadığı muhakkak. Sosyal medya paylaşımlarından da bu anlaşılıyor: 8 Mart’ta Taksim’de sokağa çıkan kadınların ezanı ıslıkladığı yalanına destek verirken, Meral Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu’na hakaretler içeren bir videoyu paylaştığı görülüyor. Ayrıca Yetkin’in Cübbeli Ahmet Hoca’nın ve İsmailağa Cemaati’nden isimlerin paylaşımlarını da düzenli olarak beğendiği görülüyor. 

Atamaya ilişkin İmamoğlu’ndan gelen “Şunu söyleyeyim arkadaşlarımızın yaptığı incelemeler liyakat ve tecrübe üzerineydi ve bu kavramlar üzerinden hareketle tercihler yapıldı. Bize sunuldu. Biz de detayı ile inceledik baktık. Arkadaşlarımızla sohbet ettik. Daha önce sahada konuştuğumuz gibi siyasi ve bunun gibi bir takım unsurlara takılmadık. Başarı beceri ve liyakat kısmı ile ilgilendik atamalar da bu yönde yapıldı. Devam etme kararı verdiğimiz bir kısım arkadaşlarımızla devam ediyoruz.” açıklaması şunu gösteriyor: İmamoğlu bu atamayı bile isteye yaptı ve tepki geleceğini de öngörmemesi zor değil.

Seçim döneminde İmamoğlu’nun sağ-muhafazakar siyasi karakterini ve onun AKP tarafından temelleri atılan “Yeni Türkiye”yi normalleştirecek bir burjuva siyasal figür olarak özellikle büyük sermaye tarafından da ilgiyle karşılandığını sıkça dile getirmiştik. Fakat İmamoğlu’ndan büyük beklentilere sahip olan sol unsurlarda dün yapılan atama hayal kırıklığıyla karşılanmış görünüyor. İşin daha da trajik olanı seçim döneminde İmamoğlu için canla başla çalışan “bu solcuların”, hayal kırıklıklarının bedelini sosyalist sola mal etmeye çalışmaları. Reformist solun tarihi seçimlerde burjuva partilere bel bağlayarak, yüksek siyasette yer kaparak sosyalist mücadele verilemeyeceğinin örnekleriyle doludur ve bu yolun her seferinde hayal kırıklığına çıkması kaçınılmazdır.

Gerçekte sosyalist sol sadece kendi haklı davasına inanarak ve emekçilerin sınıf mücadelesine yaslanarak ilerleyebilir.  İnönü Alpat’a da yeri gelmişken “hayalini kurduğu” “devrimci-bağımsız bir örgüt ve hat”tın ancak bu şekilde kurulabileceğini hatırlatmak isteriz.

sorun sosyalist solun halkta umut yaratamaması. malum, bu sadece seçimle de ilgili değil. devrimci-bağımsız bir örgüt ve hat, ne yazık ki kaf dağının arkasında ve hatta dağın yerini bile bilmiyor gibiyiz. bunu, imamoğlu'nun kimi atadığından daha çok dert ediyorum kendime.

— inönü alpat (@inonualpat) August 9, 2019