İdlib’de İpler Kopar mı? – V. U. Arslan
“Nasıl YPG’ye saldırmak için Trump’a geri adım attırdıysam, şimdi de Suriye Ordusu’na saldırmak için Putin’e geri adım attırırım!” RTE’nin İdlib’deki stratejisi buydu, ama şimdiye kadar işlemedi. Evvela ABD-YPG ilişkisi ve ABD’nin Suriye’deki çıkarları ile Rusya- Esad ilişkisi ve Rusya’nın Suriye’deki çıkarları bambaşka. Hatta Türkiye’de Rojava konusunda esen milliyetçi rüzgarların söz konusu Suriye olunca o kadar güçlü esemediği de bir gerçek. Nereden bakarsanız bakın bambaşka denklemlerle karşı karşıyasınız.
Nitekim caydırıcılık ve kararlılık adına söylenen sözler ve yığılan silahlar ters tepmeye devam ediyor. Dün TSK birliklerini hedef alan saldırıda 2 asker yaşamını yitirdi. Tüm dünya hava saldırısını Rus uçaklarının gerçekleştirdiğini duyururken Türkiye’deki güdümlü medya saldırıyı Suriye rejim uçaklarının yaptığında ısrarcı. Neden? Çünkü eğer sorumululuk Ruslardaysa RTE’nin Putin’e esip gürlemesi gerekiyor da ondan. E tabi Putin’e kabadayılık yapmak kolay iş değil.
RTE’nin İdlib stratejisi başından beri “bizi vuramazlar”a dayanıyordu. Bu bir temenni miydi, yoksa kendisini dev aynasından sananların gerçeklikten tümüyle kopması mıydı? Nitekim 3. kez TSK birlikleri vuruluyor ve asker kaybı toplamda 16 oldu. Yani “biz Suriye Ordusu’nu vurururuz, cihatçılara TSK envanterini açarız, hatta omuzdan havaya atılan Stinger füzelerini veriririz, ama onlar birşey yapamaz”. Dün cihatçıların sosyal medya paylaşımlarında Rus Su-24 savaş uçağının Stinger’dan zar zor kaçışını tüm dünya izledi. Peki o Rus uçağı düşseydi Rus misillemesi hangi şiddette olurdu? TSK’yı körü körüne İdlib’e sürenlerin bu ihtimalleri değerlendirmişler midir acaba! AKP’nin İdlib’de yalandan delilik sınırını aşarak maceracılığa savrulduğunu söyleyebiliriz.
Düşünün Rus hava sahası TSK’ya kapalı. Zırhlı araçlarınız, tanklarınız, konumlandığınız bütün noktalar kabak gibi ortada. Eğer isterlerse sizi keklik gibi avlarlar. Bu yüzden trajikomik biçimde yeniden ABD’den yardım istendiği, Patriot alma girişimlerinin yeniden başladığı haberleri geliyor. Kullanıp kullanılamayacağı belli olmayan S-400’ler için Ruslara bir dünya para verip “ABD’ye efelendik” üzerinden bir sürü tantana yaptıktan sonra bu hızda geri vites yapmak acizliğin ve çapsızlığın ilanı oldu. Bütün dünyaya rezil rüsva olmak böyle bir şey.
Bundan Sonrası
Şimdiye kadar Putin geri adım atmadı. Öyle veya böyle savaş tehditinde bulunuyorsunuz, ama ne askeri açıdan ne ekonomik açıdan böyle bir gücünüz var. Yardıma çağrılan ABD pek oralı değil. Kısacası Putin geri adım atmadıkça RTE’nin TSK’yı savaşa sürmesi mümkün değil; bu, tam intihar olur. Askeri yığınağı arttırarak, cihatçılara topçu desteği sunarak “bak saldırıyoruz ha” diyerek Putin’i geriletmek bu saatten sonra sökmeyecek. Dün Nayrab köyüne yapılan taarruza Rusya’nın verdiği cevap bunu net biçimde ortaya koydu. Şimdi pazarlıkları baştan almak için tekrar görüşmeler yapılıyor. Suriye Ordusu M5 karayolunu aldıktan sonra yine stratejik öneme sahip Halep’in batısındaki banliyöleri ve sanayi bölgelerini de kurtardı. Şimdilik bu noktada durmak istiyorlar. Peki RTE’nin talepleri ne olacak? RTE masadan eli boş dönerse kendisi için büyük bir fiyasko olur. Ruslar RTE’yi de kurtaracak bir formül bulabilir mi? Diğer taraftan masada güçlü olmak için askeri sahada başarı gerek, ama dün bir kez daha TSK tarafı yenilgi yaşadı.
İdlib’de cihatçı aşkıyla, mezhepçi saplantılarla, neo-osmanlı şovlarıyla savaşın eşiğine gelindi. İnsanlar ateşe atılıyor, nice hayatlar kararıyor. Neden? Suriye’nin 6’ya bölünmüş, zayıflamış hali sürsün, kanama durmasın diye! Türkiye’deki emekçilerin bu saldırganlığa, altemperyalist planlar için savaş çıkartılmasına dur demesi gerekiyor.