Charlie Hebdo Katliamının Gösterdikleri

Fransa’nın başkenti Paris’te bugün haftalık mizah dergisi Charlie Hebdo’nun binasına yapılan silahlı baskında 10 karikatürist ve gazeteci katledildi. Çatışma sırasında iki de polis öldü. Katledilen karikatüristler arasında derginin 47 yaşındaki Charb lakablı editörü Stehane Charbonnier ile Fransa’nın birkaç kuşağını etkilemiş en meşhur iki çizeri Cabu (Jean Cabut, 76) ve Georges Wolinski (80) de bulunuyor. Cinayeti İslam’a hakaret ettiği gerekçesiyle dergiyi hedef alan silahlı unsurlar gerçekleştirdi. Daha önce de molotoflu saldırıya uğrayan dergi Fransa’da muhalif sol duruşuyla biliniyor. Tüm dinleri zaman zaman tiye alan dergi, son olarak kapağında IŞİD lideri Bağdadi’yi çizmişti.

Saldırının hemen ardından selefi nefretiyle işlenen katliama bütün dünyadan öfke ve tepki yükseldi. Başta Fransa olmak üzere Avrupa’nın pek çok yerinde büyük protestolar gerçekleşti. Yüz binlerce kişi  “Korkmuyoruz” ve “Ben Charlie’yim”diyerek sokağa çıktı. Kuşkusuz yaşamını yitirenlerin acısını paylaşıyoruz. Ama şimdi Fransa’da ve Avrupa genelinde oluşan ulusal birlik ortamının yarattığı havayı da dağıtmak gerekiyor. Bu fanatikler, Suriye’de, Libya’da birbiri ardında katliamlar yaparken, yönetimleri yıkmaya çalışırken Fransa devleti bu fanatikleri destekliyordu. Şimdi, silah ters tepmişe benziyor. Fransa emekçileri kendi egemen sınıflarıyla hesaplaşmalı, İslam ve göçmen düşmanlığına geçit vermemeli ve Charlie Hebdo’nun acısının Hollande gibi emperyalist kapitalizmin ajanları tarafından suistimal edilmesine izin vermemelidir.

Saldırganların kimlikleri olarak iddia edilen birkaç isim açıklansa da Fransız polisi isimleri henüz teyit etmedi. Öte yandan  Paris’in orta yerinde otomobille ve otomatik silahlarla güpegündüz düzenlenen bu katliamın pek çok karanlık noktası bulunuyor. Birincisi, çok ciddi tehditler ve saldırılar almasına rağmen dergi binasının hemen hemen hiç korunmadığı ortaya çıkmış bulunuyor. İkincisi de üç kişi olduğu söylenen saldırganlar hala yakalanamamış durumdalar. Fransa cumhurbaşkanı Hollande’ın katliamın ardından yaptığı açıklamada “Suriye’ye müdahale etmediğimiz için pişmanım” demesi katliamın Suriye’ye yönelik yeni bir saldırı bahanesi olarak kurgulanma ihtimalini aklılarla getiriyor. Hatırlayacak olursak BM’nin Esad’a yönelik rapor hazırlamak için Suriye’ye gittiği gün AKP’nin içinde bulunduğu bir şebeke Guta yakınlarında kimyasal silahlarla katliam yapmıştı. Suriye savaşından bu yana benzer pek çok senaryo bu saldırının karanlık odakların planı olup olmadığını sorgulatıyor.

Bu süre içinde “ılımlı” diyerek pazarlanan, özgürlük savaşçısı ve devrimci ilan edilen cihatçı çeteler, bugün büyük bir savaş deneyimi edinmiş fanatik örgütler halindeler. İşin içerisinde bir de IŞİD barbarlığı bulunuyor. Bu örgütler, Irak ve Suriye başta olmak üzere bütün Ortadoğu’da emperyalizmin varlığını güçlendiren bir rol oynuyorlar. Fransa, ABD, Katar ve AKP’nin de içinde bulunduğu Batı emperyalist bloğu bugün Paris’te bu kanlı katliamı gerçekleştiren silahın paralarını kendi cebinden verdi. Bu yüzden açıkça suçluyu ilan etmek gerekir: emperyalizm! Suriye’yi, Libya’yı, Irak’ı fanatiklerin katliam sahasına çeviren emperyalizm, Charlie’nin katilidir. Hollande’ın ilk fırsatta dile getirdiği savaş azmine karşı bugün sokaklar, hem cihatçı teröre hem Suriye üzerindeki emperyalist oyuna dur demezse bu saldırılar egemen sınıf için kullanılmaya oldukça elverişli bir ortam yaratabilir. Şimdiden baskın Avrupa’nın, sonrasında Afganistan’ın işgal edildiği 11 Eylül’ü olarak nitelendiriliyor. Durum kırılgan.

Hiç zaman kaybetmeden Türkiye’de İslamcı “basın”,katliama yönelik oldukça sempati içeren haberlere imzasını attı. Avrupa’nın göbeğinde düzenlenen cinayet, Türkiye’de de benzer muhalif duruşu olan Penguen dergisini tehdit etti. Vahdet gazetesi yazarı İbrahim Yörük, “Allah yok din yalan” yazan karikatürü paylaşan Yörük, “#CharlieHebdo Bak milletin inançlarına hakaret edilerek mizah yapılmaz penguendergi gör bunları..” diyerek alenen dergiyi tehdit etti. Bu özgüvenin kaynağı ise Selefilere AKP’nin uzun zamandır veriyor olduğu destek. Hatırlamakta yarar var; Penguen dergisi 2012 yılında kundaklanmaya çalışılmış, tehdit edilmişti.

Bugün Paris’te yaşanan şey Ortadoğu’daki ateşin Avrupa’ya sıçramasıdır. Suriye’de işgal koşullarını yaratması için beslenen çeteler, Kobane’de, Şengal’de katliam yaparken açıkça desteklenmişti. Müttefik Güçler yeni “ılımlı” unsurların beslenmesi için Türkiye’de eğit-donat projesi kapsamında cihatçıların yetiştirileceğini ilan etmişlerdi. Bugün “ılımlı” unsurlar Paris’te bütün insanlığa yönelmiş silahın tetikçiliğini yaptı.

IŞİD, Kaide gibi her türden selefi şebekenin tek reçetesi emekçilerin yan yana gelmesi olacaktır. Bilhassa faşist hareketin ve Müslüman karşıtı unsurların Avrupa’da tam gaz güçlendiği bu günlerde bu saldırı Avrupa’daki Müslüman halklara karşı gelişecek ırkçı saldırılara da kaynaklık edebilir. Örneğin Almanya’daki PEGİDA tam olarak insanları bu tür saldırılara yönelik korku üzerinden örgütlüyor. Bu nedenle Avrupa’da dini kutuplaşmanın önüne geçecek hesaplaşma için hedefi emperyalizm olarak belirlemek şarttır.

Charlie Hebdo’nun katledilen editörü Charb, Kobanê direnişine destek vermişti ve tehditlerden sonra yazdığı satırlarda şöyle demişti: “Tehditlerden korkmuyorum. Çocuğum, karım, arabam, kredi borcum yok. Dizlerimin üstünde yaşayacağıma ayakta ölürüm”

Kendisinden olmayan her şey için bir tehdit olan cihatçı teröre karşı tüm halklarla dayanışma içinde haykıracağımız slogan bugün “Korkmuyoruz!” olmalıdır.

 

KATEGORİLER
ETİKETLER