Bugün ODTÜ’de Yaşanan Provokasyona Dair Açıklama: ODTÜ’de IŞİD Zihniyetine Geçit Yok!
ODTÜ kamoyunda bir süredir kendisini Mescid Topluluğu adı altında tanıtan ve bugün Ortadoğu’da kafa kesen psikopat barbar sürülerinin ideolojisi olan Selefiliğin propagandasını yapan ( kendi içinden iki kişinin IŞİD’e katıldığı ulusal basın tarafından dahi haber yapılan) topluluk bir provokasyona daha imza atmıştır ve her zamanki gibi yine mağdur edebiyatına sığınmaktadır.
Hali hazırda AKP tarafından korunup kollanan bu zihniyet kendisini o kadar “arkası sağlam” hissetmektedir ki gün ortasında bir sosyalist öğrenciye tehdit savurabilmektedir. Tehdidinin arkasından kütüphane mescidinde saklanan zat ve arkadaşları olay üstüne mescid önüne gelerek arkadaşlarına sahip çıkan öğrencilere de tekbir getirerek saldırmiştir. Kendisini koruma hakkını kullanan okulun devrimci, yurtsever ,demokrat öğrencileri tepki olarak mescid önüne toplanmıştır. Tehditlerini devam ettiren çete, kadın öğrencilere dahi saldırmaya çekinmemiştir. Bu nedenle hak ettikleri dilden de cevaplarını almışlardır. Belirtmeden geçmeyelim: eğer yine aynı şeye teşebbüs ederlerse aynı cevabı alacaklardır. Rektörün de bizzat içinde olduğu öğretim üyeleri ve ODTÜ güvenlik personelinin araya girmesi ile gerilim sonlanmıştır. Olayın en gergin anlarında dahi grupla alakası olmayan ve sadece namaz kılmaya gelen insanlar solcu öğrencilerin içinde dahi durmuş ve hiçbir tepkinin konusu olmamışlardır.Olamazlar da. Çünkü sorun ibadet için mescide gelen öğrenciler değil çetenin kendisidir.
Bu ülkede yaşayan herkes mazluma yatan bu zihniyetin kendisini güçlü hissettiği her yerde kendisinden başka hiç kimseye ve hiçbir şeye yaşam hakkı tanımayan bir tavra sahip olduğunu bilmektedir. Kadınları köle pazarında satan, eşcinselleri katleden, mezhepsel kimliğinden ötürü Türkmen, Ezidi, Kürt, Arap her halkı katleden Selefi mezhepçiliğinin ve Siyasal İslam’ın çeşitli veçhelerinin ODTÜ’de örgütlenmeye çalıştığını bir süredir biliyoruz. Bu nedenle sorun basit bir “ifade özgürlüğü ” tartışmasına indirgenemez. Ankara, Beyrut, Suruç ve Paris’te insanlığa topyekun savaş ilan etmiş bu zihniyetin propaganda özgürlüğü olamaz çünkü onların özgür olduğu bir dünyada kimse bir daha özgürlükten bahsedemeyecektir. Bu zihniyetle ancak mücadele edilir.
Kampüste kendisini Müslüman olarak ifade eden ve özgürce yıllardır ibadetini yapan binlerce insan varken bu çetenin “namaz kıldıkları için” saldırıya uğradıklarını iddia etmeleri olsa olsa komedidir. Medyanın en çirkef ağızlarına kadar yayılan ve sosyal medyada tam bir manipülasyon ve yalan kampanyası etrafında oluşturulan linç kampanyası yöntemiyle yapılan siyasete bu halk 13 yıldır aşinadır ve artık buna karnı toktur.
ODTÜ kamoyuna çağrımızdır: dini inancı ve mescidleri kendi mezhepçi katliamcı zihniyeti doğrultusunda manipüle eden bu kişilere karşı yan yana gelmeli ve yaşamımızı savunmalıyız.
Mücadele etmekten başka şansın yok!