Bu Sendika Da Nereden Çıktı? : Tores-İş Üzerine – Engin Kara

Bu Sendika Da Nereden Çıktı? : Tores-İş Üzerine – Engin Kara

Patronlar, hükümet, medya, aileler… Herkes bugün normal olan sendikasız çalışmakmış gibi bir algı oluşturuyor.

Oysa bırakalım büyük problemleri, gündelik sorunlarımızı çözmek için bile diğer işçilerle birlikte hareket etmek zorundayız. Esnaf değiliz ki daha fazla çalışarak daha fazla kazanalım… En basitinden maaş zammı elde edebilmek için bile diğer işçi arkadaşlarımızla birlikte bunu talep etmek zorundayız.

Zaten adına sendika denilen organizasyon da tarihsel süreçte bu ihtiyaçtan doğdu. Kapitalizm gelişmesiyle işçiler, dünyaya yayılan yeni üretim modelinde bütün zenginlikleri üretmesine rağmen, kapitalizmin ilk döneminde vahşi bir sömürü ve yoksulluğa maruz kaldılar. Günde 15 saati aşan çalışma saatleri, karın doyurmaya bile yetmeyen ücretler… Tam bir modern kölelik!

Mademki patronlar kendi aralarında anlaşıp bütün dünyada işçilere aynı köleliği dayatıyordu, işçi sınıfının yapması gereken de örgütlü bir şekilde mücadele etmek oldu. İşçi sınıfı, modern köleliğe karşı önce dayanışma birlikleri, ardından ise eylem-grev komiteleri ve sendikaları kurdu.

İşte bugün, arkadaşlar, sahip olduğumuz ne kadar hak varsa, hepsi uzun yıllar verilen örgütlü mücadeleler sayesinde kazanıldı. Her ne kadar bugün pek çoğu uygulanmasa da 8 saatlik iş günü, izin hakları, asgari yaşam ihtiyaçlarını karşılayacak ücretler, sendika hakkı, grev hakkı…
Bakın 1970’ler Türkiye’sinde işçi sınıfının geniş kesimleri sendikalıydı. Bu dönemdeki mücadeleler ve grevler sonucunda işçilerin ekonomik hakları oldukça gelişmişti. Hatta patronlar, sırf işçi sınıfının örgütlü gücünü dağıtmak için 12 Eylül darbesini ayakta alkışlamışlardı. Dönemin Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Halit Narin darbeden sonra “bugüne dek işçiler güldü, şimdi sıra bizde” diyerek işçi sınıfı sendikalarını dağıtan 12 Eylülcüleri heyecanla karşılamıştı.

12 Eylül sonrası dönemde etkili bir sendikal mücadele dalgası 1989 Bahar Eylemleri ile zirveyi gören ve 90’ların ilk yarısında devam eden işçi hareketiydi. Kamu işletmelerinde çalışan işçiler sendikal örgütlülüklerini ve mücadelelerini büyüterek bu yıllarda bir kez daha ciddi kazanımlar elde etti.

Bugün ise bambaşka bir tabloyla karşı karşıyayız. 2000’li yıllarda işçi sendikaları giderek küçüldü. Bu sayede iktidar tarafından sürekli olarak işçi düşmanı yasalar ve uygulamalar devreye sokuldu. AKP Hükümeti’nin ajandasında bugün kıdem tazminatımızın gaspı, vergi yükümüzün artırılması, ömür boyu zorunlu BES dayatması gibi saldırılar var. İçinden geçtiğimiz ekonomik krizin bedelini de üzerimize yıkmaya çalışıyorlar.

Bu tabloyu değiştirmek için yeni bir sendikal mücadele dalgası yaratmak zorundayız. Sektörümüzde, oldukça yoğun bir sömürü hüküm sürüyor. Modern kölelik koşullarını 21. yüzyılda yeniden yaşıyoruz. Bu gidişata kendi kollarımızla vereceğimiz bir mücadeleden başka çaremiz yok.

Bu yüzden sevgili arkadaş, TORES-İŞ’e üye ol. İş arkadaşlarını, sektörde tanıdıklarını sendikaya üye yap. Unutma, birleşirsek yenilmeyiz. Birleşirsek kazanırız.

KATEGORİLER