Bu İbiş Kimin İbişi? – Elif Altunay
Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş, oğlu Can İbiş’e torpil yaptı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yatay geçiş kontenjanı sayısı 4 kişiyle sınırlıydı. Fakat Rektör Erkan İbiş, oğlu bu durumda yatay geçiş yapamadığı için kontenjanı 8 e çıkarttı. Bununla yetinmeyerek yatay geçiş için gerekli not ortalamasını da düşürttü. Böylece Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyan oğlu Can İbiş, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yatay geçiş hakkı kazanmış(!) oldu.
Kendisi daha önce de KHK ile attığı bir öğretim görevlisinin öğrenci olarak tekrar okula gelememesi için yönetmeliği değiştirmiş, bileğinin hakkıyla okulu kazanan bir insanın okula kayıt yapmasına engel olmuştu. Gördüğümüz kadarıyla diyebiliriz ki Erkan İbiş, AKP’li bir bürokrat olmanın hakkını veriyor. İktidara geldikleri günden beri hırsızlığını saltanatının kanatları altında büyüdükçe büyütmüş, emekçi ve yoksulun sırtından çaldıkları milyon dolarlarla cennet adaları satın almış, şimdi düşman oldukları Feto ile zamanında kol kola girip üniversite sınavlarında yüz binlerce öğrencinin hakkını yemiş bir iktidarın ülkesinde; İbiş’in sırtını kime yaslayıp böyle bir ahlaksızlık yaptığını söylemeye gerek kalmıyor. Erkan İbiş’in “marifetleri” bu kadar değil. Ankara Üniversitesi’nde ne kadar sol-sendikalı akademisyen varsa hepsini OHAL bahanesiyle KHK ile mesleğinden ihraç ettiren İbiş, FETÖ ile ilişkisi olmayan bir sürü solcuyu okuldan attırmıştı. Bu durumdan hareketle; İbiş kelimesinin kökeninin Ortaoyun’daki ‘aptal uşak’ rolünden geldiğini hatırlayacak olursak kendisinin kimin “İbiş”i olduğunu anlamak zor değil. Hakkını da teslim edelim, kendisi o koltuğa oturtulmuş olmasının da, ibişliğin de karşılığını sahibine fazlasıyla veriyor.
Emekçinin çocuğu gece gündüz ders çalışırken, sınavı kazanamayan oğlu-kızı-yakını için türlü üçkağıtçılık çevirmesiyle; yüz binlerce kamu emekçisini sol sendikalara üye olduğu için FETÖ iftirasıyla ekmeğinden etmesiyle; iktidarın gözüne girmek için onların her türlü pis işlerinin maşalığını yapmasıyla; kamu kurumlarını kendi aile şirketine çevirmesiyle; torpili-rüşveti günlük hayatlarının sıradan bir parçası haline getirip bizden çaldıkları milyon dolarları yurt dışına kaçırmalarıyla daha evvel çok duyduk AKP çetesinin ibişlerini. Memleketteki her kurumun,onları beslemek için var olduğunu zanneden bu yiyiciler sanıyorlar ki çaldıkları paralar, torpille girdikleri işler\okullar,yaptıkları tüm rezillikler yanlarına kalacak.Fakat bu ülkede bizler varız. İşinden atılacağını bilerek barış bildirgesine imza atan yürekli akademisyenler var. Kalpleri üllkedeki milyonlarca emekçinin, ezilenin kaderi için çarpan sosyalistler var.Bir koltuk için onurunu satmayacak, kendi çocuğuna torpil yapmak bir yana bütün çocukların geleceği için mücadele eden cesur insanlar var. Ülkede bu kadar aymaz, hırsız ,üçkağıtçı at koştururken bizim mücadelemizin gerekliliği gün gibi ortada. Safını bu yağmacı zihniyetinden yana almayan milyonlarca namuslu emekçinin haklılığının gücüyle mücadele ediyoruz. Yalnız uyaralım : Sahiplerinin saltanatı bittiğinde kaçacak yer arayacak ‘ibiş’lere kontenjanımız şimdiden sıfır!