Acil İhtiyaç Sosyalist Solun Birleşik Cephesi – V.U.Arslan
Türkiye’de demokratik haklar üzerindeki baskılar her geçen gün yoğunlaşırken tek adam rejimi bütün yozluğuyla giderek kurumsallaşıyor. RTE, aşırı sağ bir ittifakı (MHP, BBP, Perinçek) arkasına almış durumda, muhalefet edenler “terörist” denilerek susturulmaya çalışılıyor…
HDP ezildi, CHP’ye ise vurdukça vuruyorlar. Sosyalistler üzerinde muazzam bir baskı var. Bütün bunlar olurken bir yandan da emekçileri bunaltan sınıfsal çelişkiler her geçen gün ağırlaşıyor. Gelgelelim AKP’nin başarısı emekçi halkın gerçek gündemlerini hasır altı edebilmesinde yatıyor, ya da tersten söylersek muhalefetin başarısızlığı bu gündemleri ülkedeki tartışmaların merkezine taşıyamamak oluyor. Muhalefet bu işi anlamaz ya da beceremezken içeride ve dışarıda yaşamakta olduğumuz savaşlar, AKP’nin algı operasyonlarına malzeme oluşturuyor. Kutuplaşmalar ve nefret söylemi, AKP’ye oy veren yoksulların dikkatini sürekli başka yönlere toplamakta. Baskı ve sömürü sisteminin dengesi bu şekilde sağlanıyor.
İçerisinden geçmekte olduğumuz karanlık tüneli uzun uzun tarif etmeye gerek yok. Mesele bu tünelden çıkmak için neler yapabileceğimizde. HDP bastırılmışken, CHP’nin umutsuz vaka olduğu açıkken sosyalistler ne yapmalı? Olmazsa olmaz olanları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Sahada olmak şart. Objektif durum, zorlu olmasına zorlu, ama OHAL’de geri durmak, devrimcilik değildir. Güvenlik vb kaygılarla siyasi kavgalarda geri durmak, karamsarlığın ve gerici hegemonyanın yoğunlaşmasına neden olur. Hem OHAL şartlarının uzun süre daha hakim olacağını hesaba katmak durumundayız. Yani mücadele etmeli, elimizden gelenin en iyisini ortaya koymalıyız. Bunu yaparsak içinden geçtiğimiz dönemin sosyalistler için önemli fırsatları da barındırdığını göreceğiz.
- Bu bağlamda sosyalist solun mücadelesinin birleşik bir karakter kazanması her zamankinden daha acil bir gereklilik durumuna gelmiştir. Mesele, bu iradeyi göstermek, akılcı bir yol haritası oluşturmak ve uygun araçlar geliştirmektir. Ülkenin içinde bulunduğu şartlar ortadayken enerjik bir şekilde mücadele etmeyen, birlikte akılcı işler örgütlemeyen sosyalistlerin güç kaybetmesi, kerameti kendinden menkul etkisiz sektlere dönüşerek mana kaybına uğraması kaçınılmazdır.
- Sekterlik, dar grupçuluk, küçük burjuva rekabetçilik, statükoculuk gibi sosyalist soldaki genel hastalıkların bir tarafa atılması zaruridir. Ortak iş yapabilen, verimli ve etkili çalışabilen, dayanışma kültürünü üst seviyede tutabilen yeni bir politik kültür ortaya konmalıdır.
- Ortak bir mücadele cephesinin oluşturulması için zaman kaybedilmemelidir. Birşeyler yapıyormuş gibi gözükmek için hedefi olmayan içi boş toplantılar-forumlar düzenlemek, sadece sosyalistlerden birşeyler uman tabandaki binlerce insanı değil, kendimizi de kandırmak anlamına gelecektir. Bunun sonu hayal kırıklığı ve fazladan güç kaybıdır.
- Bu konuyla alakalı olarak akıllara gelen Birleşik Haziran Hareketi(BHH)’nin deneyimlerinden doğru dersleri çıkarmak gerekiyor. BHH’nin çok da kısa olmayan tarihine gerçek mücadeleler yerine bol bol yapılan toplantı ve forumlar damgasını vurmuştur. ÖDP liderliği, bir hamle yapıyormuş gibi görünerek Gezi İsyanı sonrasında tabanından gelen basıncı kontrol altında tutmayı başarmıştır. BHH’nin arzulanan heyecan ve enerji ortaya koyamamış olmasının sebebi, sadece ÖDP’nin içi geçmiş bir oluşum olmasından kaynaklanmaz. Mesele BHH’nin programının içi geçmiş olmasıdır. CHP’nin terk ettiği “laiklik” ve “cumhuriyet” söylemi üzerinden toplumda heyecan yaratmanız mümkün değildir.
- Buradan çıkan sonuç, sosyalistlerin oluşturacağı birleşik cephenin içinin iyi doldurulması gerektiğidir. Sosyalist sol ancak kendi asli fonksiyonunu yerine getirirse yani toplumsal eşitlik mücadelesinin bayrağını yükseltir sınıfsal öfkenin sesi olursa başarılı olabilir. Ülkedeki kültürel ve kimliksel kamplaşmaların bir parçası olarak siyaset yürütmek ise tam bir çıkmaz sokaktır. Sosyalistlerin birleşik cephesi, demokratik haklar mücadelesi ile gençliğin ve kadınların taleplerini sınıfsal gündemle birleştirmek zorundadır.
- Sosyalistlerin cephesi, kendisini sadece genel karşıtlık düzeyinde ortaya koymamalıdır. Bu genel söylem, kısırlık durumuna neden olmaktadır. Eğer emekçilere ve gençlere somut talepleri içeren elle tutulur kampanyalarla gidersek, bağımsız insanları da faaliyete çekecek iyi hazırlanmış araçlar geliştirirsek çok daha iyi sonuçlar elde ederiz.
- Şayet, sosyalistler olarak böyle bir cephe ile yola koyulup enerjik bir faaliyet ortaya koyarsak AKP diktasına karşı gerçek bir alternatif olarak yükselebiliriz. Diktaya karşı mücadele içerisinde yer alabilecek ama herhangi bir mücadele odağı şekillenmediği için atıl kalan büyük toplumsal güçler bulunmaktadır. Bu kesimler için gerçek bir alternatifin yaratılması tarihsel önemdedir.
- İlk etapta sosyalistlerin ortak cephesinin dar kapsamlı olması ihtimal dahilindedir. Ne de olsa isim enflasyonuna rağmen aktif şekilde sahada olan ve ayağı yere basan politikalar izleyen sosyalist parti ve grup sayısı fazla değildir. Ne var ki aktif bir mücadele çizgisi hayata geçtiğinde “dar kapsamlı” olmak bir engel olmaktan çıkacaktır. Sosyalistlerin cephesinin ilgi odağı olması ve mücadeleci unsurları mıknatıs gibi kendisine çekmesi hiç de zor olmayacaktır. Böyle bir cephe, AKP’den muzdarip tüm kesimleri sempatisini kazanacak ve ülkenin umudu haline gelecektir.
- Ortak cephenin illa ki çok geniş bir ölçekle yola koyulması gerekmez. Cephenin yaşayacağı iç çelişkiler, rekabet ve kafa karışıklığı çok daha büyük tehlikelerdir. Siyasi vurgunun bulanıklaşması, öncelikler konusundaki çatışmalar ve soldaki klasikleşen hastalıklar; büyük ama hantal ve sorunlu bir yapının ortaya çıkmasına neden olabilir. Böyle bir bileşim de hayal kırıklığı yaratmanın ötesine gidemez. O yüzden dar kapsamlı kalmaktan korkmamak gerekir.
- Yaklaşmakta olan seçim sürecine bel bağlamak, büyük bir yanılgı olacaktır. Diğer taraftan sosyalistler, bu süreci es geçemez. Sosyalist solun bileşenleri, emek ve toplumsal eşitlik merkezli bir kampanyada ortak bir aday etrafında birleşebilmelidir. Sosyalistlerin cephesi, yaklaşan seçimlere endekslenmemeli, ama gerekli hazırlıkları da yapmaya başlamalıdır.