Asgari Ücret Mücadelesinde Sermaye Cephesinin Stratejisi – Engin Kara
Egemen cephenin formülasyonunu, Mehmet Şimşek yaptı: beklenen enflasyona göre zam!
Bugüne, bütün yıla yayılan bir programla ve 3 aşamalı bir planla hazırlanmışlardı:
2024’ün ilk yarısını “ara zam yok” sloganıyla geçirdiler.
Daha yılın son çeyreği gelmeden “gerçekleşen değil beklenen enflasyona göre yılsonu zammı” kampanyasına başladılar.
Şimdilerde “%25 zam” korosunu kurdular.
Yüksek enflasyon koşullarında grevli toplu sözleşme hakkıyla önden belirlenmeyen ücretler, ancak geçmiş kayıpların telafisi anlamına geliyor. Normalde ara zamlar ile birlikte kayıp ve dengeleme döngüsü 6 ayla sınırlı oluyordu. Fakat 2024’te ara zam olmaması nedeniyle emekçiler 12 ay boyunca aynı maaşlarla geçinmeye, dolayısıyla mutlak anlamda bir yoksullaşmaya mahkûm edildi. Bu durumda, asgari ücrete Ocak zammının normalde 2024 yılındaki kayıpları telafi etmesi gerekiyor. Burayı 1 yıl kaybedildi diye okuyalım.
Egemen cephe şimdi de asgari ücretin gerçekleşen enflasyona göre değil beklenen enflasyona göre belirlenmesi kampanyasıyla, normalde Ocak 2026 zammında dikkate alınması gerekecek enflasyon rakamlarını bugün uygulamaya çalışarak emekçilerin 1 yılını daha çalmaya çalışıyor.
Bu arada beklenen enflasyon rakamları Mehmet Şimşek ve AKP iktidarının fantezi dünyasından ibaret ve sürekli yukarı yönlü güncellemeler yapmak zorunda kalıyorlar. Bunu şimdilik bir kenara bırakalım.
Bu durumda, rejim emekçileri 2 yıllık bir kayıp döngüsüne sokuyor. Önceki yılların 4 katı uzunluğunda bir kayıp döngüsü!
Dünya Bankası, IMF, Deutsche Bank, AKP, TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB Koalisyonu
Dünya Bankası toplantısına katılan IMF Avrupa Departmanı Direktörü Alfred Kammer, Türkiye ile ilgili açıklamasında “Geçen yıldan bu yana Türkiye’deki politika değişiminden oldukça olumlu etkilendik.” dedikten sonra asgari ücret konusunda birtakım “tavsiye”lerde bulundu. Kammer’e göre asgari ücrete ara zamlar yapılmamalı, yılsonu zamları düşük tutulmalı, zam oranı “ileriye dönük” bir yaklaşımla belirlenmeli, vs. vs. Arada canı çıkacak nüfusun en yoksul kesimleri de yardımlar yoluyla ayakta tutulmaya çalışılmalıymış!
Almanya’nın en büyük bankası Deutsche Bank yetkilileri röportajlarında “asgari ücrette yüzde 30’un üzerinde bir artışın, yavaşlayan ekonomi ortamında işletmeleri zor durumda bırakacağı ve enflasyon beklentilerini bozacağı yönünde bir kanı olduğunu” ifade etti.
İfadeler tanıdık geldi mi? IMF’den Kammer’in sloganları ile Mehmet Şimşek’in sloganları birebir aynı. Deutsche Bank’ın tespitlerinin kimlere dayandığını, TOBB Konfeksiyon ve Hazır Giyim Sanayi Meclis Başkanı Şeref Fayat’ın şu açıklamasında görmek mümkün: “Yüzde 25-26’nın üzerinde bir artış maalesef çok daha büyük bir istihdam çıkışına sebep olacak.”.
Şimdilik TÜSİAD net açıklamalardan kaçınsa da zam oranının kitlelerin kabul edebileceği en düşük seviyede sınırlamak yönünde düşüncelerini görmek mümkün. Müsiad Başkanı Mahmut Asmalı ise bölgesel asgari ücret önerisini tekrarlayarak “Anadolu’da asgari ücretin üçte ikisine çalışırım diyenler var” diyerek utanmasa indirim isteyecekti.
Liberal İdeoloji: Asgari Ücret ve Enflasyon Arasındaki İlişkiyi Baş Aşağı Çevirmek
Uluslararası ve ulusal sermaye odakları ile AKP iktidarının “düşük zam koalisyonu”na ideolojik destek ise bir kısmı muhalif geçinen liberal ekonomistlerden geliyor. Ücret zamları enflasyonun sebebi olarak gösteriliyor. Nedense bu büyük liberal tez, genelde sonbahar gibi çokça yazılıp çiziliyor, sonra tam karakışın ortasında, Ocak ayı gibi unutulmaya başlanıyor. Ta ki gelecek sonbahara kadar.
Örneğin 2024 yılında asgari ücrete ve genel ücretlere ara zam yapılmadı. Enflasyon ortadan kalktı mı? Resmi rakamlardaki 3-5 puanlık oynamaların çok bir hükmü yok. Yüksek enflasyonun sebebi sahiden ücret zamları olsaydı, 2024’te, en azından yılın ikinci yarısında, enflasyonda dramatik bir azalmayla karşılaşmamız gerekirdi. Ancak bu yılın en dramatik olayı da emekçilerin geçim koşullarındaki azalma oldu!
Şimdi IMF’den Şimşek’e, TOBB’dan TÜSİAD’a bütün egemen cephe bileşenleri enflasyonu durdurmak için asgari ücreti ellerinden gelse artırmayacaklarını söylüyor. Fakat gerçekleşen enflasyon – beklenen enflasyon tartışmasında açık ettikleri üzere, Türkiye’de asgari ücret zammı enflasyondan önde gitmiyor. Bugüne kadar asgari ücret, enflasyonu 1 yıl ya da 6 ay geriden takip ediyordu. Şimdi AKP iktidarı bu farkı 2 yıla çıkarmak istiyor!