Geri Gönderme Merkezi’ndeki İranlı Mülteciler Üzerine – Av. Engin Kara
1 – İranlı mülteci Esmaeil Fattahi ile telefonla görüştüm. 5 Nisan’dan bu yana 3 arkadaşıyla birlikte, Aydın Geri Gönderme Merkezi’nde tutuluyorlar. Sağlık durumları iyi, herkese selamları var. Tek dertleri, her an İran’a sınır dışı edilme riskinin yarattığı tedirginlik.
Sebebi, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına karşı 20 Mart’ta Denizli’de gerçekleşen protestoya katılmaları. Protestoda İran rejiminin kadın düşmanı politikalarına karşı sloganların yazılı olduğu dövizler tutmuşlar, Esmaeil ise bir konuşma gerçekleştirmiş.
Esmaeil Fattahi, 20 Mart günü protesto sırasında yaptığı konuşmada İran rejiminin kadın düşmanı politikalarını eleştiriyor ve İranlılara mücadele çağrısı yapıyor. Aynı zamanda bu mücadelenin enternasyonal niteliğine de vurgu yapıyor. Ne kadar haklı!
2 – Peşinden Esmaeil Fattahi ve Zeyneb, Leyli ve Mohammed 5 Nisan sabahı Denizli emniyeti tarafından gözaltına alınıyor. Ancak şimdiye kadar tek bir ifadeleri bile alınmıyor! Polisler evlerinin kapısına ellerinde sınır dışı kararıyla geliyor. Yani yargısız infaz…
Esmaeil, bu durumda İran istihbaratının parmağı olduğunu düşünüyor. İran’da rejim karşıtı mücadelede yer aldıkları için hapis ve işkence tehditlerinden dolayı iltica etmek zorunda kalmışlardı. İran rejiminin, dışarıdaki muhalifler hakkında takibata devam ettiği biliniyor.
3 – İranlı mülteci dostlarımız hakkında İran’a sınır dışı edilmeleri yönünde bir karar mevcut. Gerekçe “Kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından tehdit oluşturmak”! Denizli Barosu’ndan avukatlar, sınır dışı ve idari gözetim kararlarına karşı hukuki başvuruları yaptı.
Türkiye, hangi eylemin ne şekilde kamu düzeni ya da güvenliğini tehdit ettiği izah etmelidir. İranlı mültecilerin İran rejimi hakkındaki eleştirileri kimin kamu düzenini bozuyor? Suriyeliler Suriye, Fransızlar Fransa hakkında Türkiye’de konuşursa kamu düzeni bozulur mu?
4 – Türkiye makamları güya “kamu düzenine tehdit” maddesine dayanarak bu kararı alıyor. Ama söz konusu mültecilerin İran’a gönderilmeleri durumunda “ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı konusunda ciddi emareler” var.
Bu da demek oluyor ki, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat açısından, bu kişilerin İran’a gönderilmeleri yasak! Gözaltına alınmadan önce, protestodan sonra sosyal medya üzerinden İran kaynaklı tehdit mesajları almışlar. İşte riskin boyutları…
Sınır dışı edilmek istenen mülteciler, İran’da olduğu gibi burada da İran rejimine karşı muhalif duruşlarını korumaya devam ettiler. Yani sığınma başvuruları kabul edilirken var olandan daha yüksek bir risk durumundalar. Türkiye, İran’a sınır dışı ederse suç işlemiş olacak.
5 – Dört arkadaşımız da Türkiye’de uluslararası koruma altında yasal olarak bulunuyor. Türkiye mevzuatının antika sınırlamaları yüzünden “şartlı mülteci” statüsündeler. Yani güvenli üçüncü ülkeye yerleşene kadar Türkiye tarafından geçici bir mülteci statüsü koruması altındalar.
Örneğin Esmaeil Fattahi, Avustralya tarafından kabul alma sürecinde. Pandemi nedeniyle uzun zamandır hiçbir ilerleme sağlanamamış ancak Türkiye, bu kabul süreci tamamlanana kadar “şartlı” korumayı sağlamak zorunda. Yoksa Türkiye, kendi yasalarını çiğnemiş olacak.
6 – Emniyet ve idari makamlar, mülteci arkadaşlarımız hakkında suç uydurmak yerine bir an önce uluslararası koruma yükümlülüklerini yerine getirmeli, dostlarımızı serbest bırakmalı ve sınır dışı etme kararını bir an önce geri çekmelidir.