10 Ekim Katliamı'nı Unutturmayacağız!

10 Ekim Katliamı'nı Unutturmayacağız!

103 kişinin katledildiği, çok sayıda insanın yaralandığı, cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı olan 10 Ekim’in üzerinden tam 3 yıl geçti. Devletin istihbaratı dâhilinde, Erdoğan’ın beslediği IŞİD çeteleri tarafından gerçekleştirilen katliam AKP’nin siyasi sıkışmışlığının adeta imdadına yetişmiş, sonrasında kuracağı baskı rejimine zemin hazırlamıştı. Öyle ki 7 Haziran seçimleri sonucunda, HDP’nin meclise girmesi sonucu tek başına iktidar olamayan AKP, ciddi bir krizin içine sürüklenmişti.

7 Haziran seçim sonuçlarından hemen sonra, 20 Temmuz’da Suruç’ta Kürt halkıyla dayanışmaya giden 33 devrimci katledildi. Çareyi çözüm masasının devirmekte ve savaş sürecine girmekte bulan iktidar, 10 Ekim’de katliamlar zincirine yeni bir halka ekledi. Krizi fırsata çevirmeye çalışan Erdoğan, katliamı PKK’nin yaptığını duyurarak ülke genelinde şoven dalgayı yaymaya çalışsa da çok geçmeden katliamın arkasında IŞİD çetelerinin olduğu ortaya çıktı. Katliam sonrasında dönemin başbakanı Davutoğlu’nun “saldırı sonrasında oylarımız artıyor” tespiti, bu katliamlarda IŞİD’e kimin arka çıktığını göstermişti.

İktidar, yüzlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına rağmen katliam alanına uzun süre ambulansların ulaşmasına engel olmuş,  yaralılara yardım etmeye çalışan sağlık emekçilerinin üzerine gaz bombaları atılmıştı. O günden bugüne ne AKP ve Erdoğan rejiminin toplumsal muhalefete olan saldırısı dindi ne de katliamda yakınlarına kaybedenlerin, yaralananların, sakat kalanların öfkesi… AKP’nin savaş sürecinde şiddetlendirmiş olduğu toplumsal kutuplaşma bu katliamla öylesine alevlendi ki yakın tarihin en büyük katliamı bir kesim için öfke ve yas kaynağına dönüşürken, bir kesimse katliama neredeyse sahip çıktı. Katliam sanıklarından Yakup Şahin mahkemede “Polislerin, kendime gelince benimle selfie çektiğini fark ettim. Oradakiler ‘elinize sağlık ama bir iki çocuk ölmüş’ dedi gülerek” sözleriyle bu yüzsüzlüğü ifşa etmişti. Konya’da ise milli maç sırasında saygı duruşunda bulunulurken, tribünlerden İslamcı sloganlar yükselmişti. AKP iktidarı toplumu bu eksende kutuplaştırarak otoriter rejimi daha da güçlendirdi.

Bugün Türkiye’nin birçok ilinde 10 Ekim Katliamı’nı unutturmamak için sokağa çıkanlar yine AKP iktidarının polisini karşılarında buldular. Birçok yerde eylemler yasaklandı, polis Ankara’da şehit yakınlarına saldırdı.

Öte yandan yaklaşık 3 yıl süren 10 Ekim davası süreci geçtiğimiz Ağustos ayında sonuçlandı. Ailelerden ve avukatlardan gizli yürütülen davanın sonucuysa şöyle: Mahkeme heyeti 9 sanığa “Anayasal düzeni ihlal” suçundan birer kez, “kasten öldürme” suçundan da 100’er kez olmak üzere toplam 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Sanıklara ayrıca 20’si çocuk 391 kişiyi öldürmeye teşebbüs suçundan da ayrı ayrı 10 biner yılın üzerinde hapis cezası verildi. 9 sanık ise örgüt üyeliğinden değişik yıllarda hapis cezasına çarptırıldı.

Fakat bu süreçte katliamın asıl sorumluları olan, IŞİD çetelerine sınırları açanlar, onların Türkiye coğrafyasında yuvalanmasına göz yumarak kanlı katliamların önünü açanlardan hesap sorulamadı. Bu hesabı tek adam rejiminin hâkimleri ve mahkemeleri değil; otoriter-İslamcı Erdoğan rejiminin baskısına dur demek için ayağa kalkacak olan emekçi sınıflar sorabilir.

KATEGORİLER