Uluslararası Sosyalistler Birliği ISL’nin Kurulması Tarihi Önemde Bir Adımdır – V. U. Arslan
24-27 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen Barselona Konferansı’nda devrimci sosyalistlerin birleşme kararı alması, ileriye doğru atılmış büyük bir adım oldu. Emperyalist kapitalist sistemin krizi derinleşir dünya çapında sınıf mücadelesi şiddetlenirken devrimci sosyalistlerin yapması gereken en açık şey, birleşmek ya da en azından enerjik biçimde ortak hareket etmeyi becerebilmektir. Ne yazık ki devrimci sosyalist harekette, ulusal ve uluslararası alanda, sekterlik kronik bir hastalığa dönüşmüş ve neticede sınıf mücadelesinin yükseltilmesi görevi kısır çekişmeler ve dar grupçuluğa kurban edilmiştir. Bu da karamsarlığın ve pasifizmin yükselişini beraberinde getirmiştir.
Bu genel sorun uluslararası mücadelede de kendisini fazlasıyla hissettiriyor. Uzun yılların bölünme ve ayrışma dinamikleri, devrimci sosyalistlerin uluslararası sınıf mücadelesinde etkisiz kalmasına neden olmuştur. ISL bu süreci tersine çevirmeye adaydır. Zira bambaşka bir uluslararası örgüt anlayışını esas almaktadır. Gururla söyleyebiliriz ki Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP), ISL’nin oluşmasında çok önemli bir rol oynamıştır. Bu enternasyonalist görevin yanı sıra SEP Türkiye içerisinde de sosyalist solun ortak mücadele dinamiklerini oluşturması için elinden geleni yapmaya devam edecektir.
ISL Kimlerden Oluşmaktadır?
ISL’yi oluşturan örgütler şu şekildedir: Arjantin (MST- Movimiento Socialista de los Trabajadores), Brezilya (Alternativa Socialista), Şili (Movimiento Anticapitalista), Venezuela (Marea Socialista), İspanya (SOL- Socaliamo y Libertad), Fransa (La Commune), Uruguay (Rumbo Socialista), Paraguay (Alternativa Socialista) ve SEP-Sosyalist Emekçiler Partisi. Bunun dışında Yunanistan, Kolombiya, Nikaragua, Ukrayna ve Beyaz Rusya’dan oluşum halinde olan devrimci sosyalistler, örgütlenmelerini tamamlayarak ISL’nin birer seksiyonu olarak yola devam edecek. Bunun dışında Pakistan’daki devrimci sosyalistlerin en önemli örgütü olan The Struggle – Kavga örgütü de ISL ile ilkesel bazda anlaştığını duyurdu ve önümüzdeki süreçte ISL’ye katılım meselesinin resmileşmesi için görüşmeler gerçekleşecek. Ayrıca Lübnan, Rusya ve Avustralya’dan devrimci sosyalist yapılanmalar, ISL ile yakın temastalar ve umuyoruz ki bu süreçler de başarıyla tamamlanacak ve ISL yoluna genişleyerek devam edecek.
Mücadeleleri birleştiren, dünya çapında işçilere ve gençliğe ilham ve adres olan, Marksizmi bir kılavuz olarak yeniden yükseltecek uluslararası bir örgüte acil ihtiyaç var. İşte ISL bu ihtiyaca cevap vermek için yola çıktı. Hedef, devrimci sosyalistlerin dünya sınıf mücadelesinde yeniden iddialı hale gelebilmesidir.
ISL’yi Özel Kılan Nedir?
ISL’yi özel kılan Arjantin, Pakistan, Türkiye ve bir dizi başka ülkede dinamik ve etkili partilere sahip olması değil sadece. ISL’yi özel kılan, örgütlenme anlayışında yeni bir yolu pratiğe dökmeye çalışmasıdır. Devrimci Marksist harekette yıllar içerisinde dogmatik bir görünüm kazanan uluslararası örgütlenme anlayışı, tarihsel ya da güncel, politik ve teorik, hemen her detayda aynı şeyleri söylemesi gereken seksiyonların birliğini salık veriyordu. Bu da pratikte dominant bir seksiyonun katı ve çoğu kez bürokratik merkeziyetçi bir anlayışla diğer ülkelerdeki örgütleri birebir yönetmesi anlamına gelmekteydi. Ama ortada 3. ve 4.Enternasyonallere önderlik eden Lenin ve Troçki gibi tarihsel liderlikler olmadığı için bu katı merkeziyetçilik birçok olumsuzluğun yaşanmasına ve sık sık bölünmelere neden oluyordu. Bunun bir sonucu da söz konusu merkezi seksiyon etrafında bir tür ulusal perspektifin patlak vermesiydi. Ayrıca kendisini dünya partisinin merkezi olarak gören farklı sosyalist partiler de kendi benzerleri etrafında kendi dünya partisini inşa etmeye koyuluyordu. Böylelikle varlıkları diğer uluslararası birliklerin varlığını çürütmesi gereken birbirlerine rakip farklı enternasyonaller ortaya çıkıyordu. Sonuç, bölünmeler anlamında olabildiğine kırılgan ve diğer devrimci sosyalistlere ise olabildiğine sekter kısır bir geleneğin peyda olmasıydı. Uzun yılların deneyimi bu yöntemle bir yere varılamayacağını ortaya koymuştur.
Bu yüzden bu tıkanmış mekanizma yerine farklı arayışlar içerisinde olmak, devrimci bir görev olarak önümüzde durmaktaydı. SEP’in başından beri önerdiği şey, görece güçlü partilerin etraflarına topladıkları küçük grupçuklarla kompartımanlara ayrılması ve bölünmesi yerine, “belirli bir ilkesel çıtanın” üstündeki fraksiyonların bir araya gelebileceği ve birlikte hareket edebileceği daha esnek örgütsel biçimlerdir. Kısmi ayrılıkların mümkün olduğu ve tartışıldığı, eleştirilerin yayınlanabildiği, gerekli ise kopuşlardan kaçınılmadığı; ama iş yapan, kampanyalar örgütleyebilen farklı bir uluslararası devrimci kültürün yaratılması gerektiğini savunduk. Böylelikle demokratik merkeziyetçi esaslara dayalı gerçek bir dünya partisi olarak yeni bir enternasyonal için bir harmanlanma süreci yaşanabilecektir. ISL böyle bir biçimin ete kemiğe bürünmesi anlamında muazzam derecede avantajlı konumdadır. Zira ISL’nin, dikkate değer biçimde, çekim merkezi olma potansiyeli var; çünkü oluşturulan yeni inşa anlayışı ISL’ye katılmayı oldukça kolaylaştırıyor. Çok tali konularda bile aynılaşma istenmediğinden ve bürokratik bir merkeziyetçilik dayatılmadığından dünyanın birçok yerindeki arayış içerisindeki devrimci sosyalist oluşumlar ISL’yi cazip bulacaktır. Tartışmalar neticesinde belirli ilkesel ortaklık sağlanırsa ISL’ye katılım gerçekleşecektir. Bu da sınıf mücadelesine daha hızlı ve etkin bir şekilde müdahil olan ve daha iddialı yapılar oluşturan bir uluslararası devrimci örgüt demektir. Bu yüzden umuyoruz ki ISL dünya çapında emekçiler ve gençler için alternatif olma yeteneğini ortaya koyabilecektir.
Acil Gündemler
Şimdi ISL olarak güçlü kampanyalarla mücadeleyi büyütme zamanı. Partiler arası üye değiş tokuşu ile farklı deneyimleri öğrenme fırsatı yakalayacağız. Uluslararası yaz eğitim kampları, ortak konferanslar, etkinlik ve kongreler düzenleyeceğiz. Neticede enternasyonalist mücadelenin ulusal darlığı aşmak ve uzun erimli devrimci kadrolar yetiştirmek için olmazsa olmaz olduğu gerçeğinden hareket ediyoruz. Enternasyonalist mücadele, sadece uluslararası alanda değil, ama aynı zamanda güçlü ve istikrarlı yerel seksiyonlar örgütlemenin de en iyi yoludur. Önümüzde yeni seksiyonları örgütlemek, ISL’yi büyütmek, ama bir yandan da ISL dışında kalan farklı devrimci sosyalist yapılarla da omuz omuza durma görevi bulunuyor.
ISL’nin önünde dolu dolu bir gündem var. Pakistanlı yoldaşlarımız “KAVGA”nın liderlerinden olan Ali Wazir, ezilen Peştun halkının cihatçı fanatiklere ve burjuva devlete karşı verdiği mücadeleye önderlik ettiği için şu an hapiste bulunuyor. Bu yüzden ISL’nin ilk uluslararası kampanyası Pakistanlı yoldaşlarla dayanışmak için gerçekleşmekte. Bunun dışında Sudan ve Cezayir’in başını çektiği Kuzey Afrika devrimleri ISL’nin müdahale etmeye çalıştığı bir başka gündem. Tabi ki doğrudan Sudan ve Cezayir’de örgütlü olmadıkça olaylara birebir müdahil olmak mümkün değil, ama internet ve sosyal medya aracılığıyla büyük bir perspektif eksikliği yaşayan Kuzey Afrika emekçilerine ve gençlerine ulaşma şansımız var. Ayrıca dünya kamuoyunda Sudan’daki kanlı cuntaya destek olan emperyalizmden hesap sormak için de uluslararası sosyalist kampanyalara ihtiyaç duyuluyor. Nitekim Sudan’daki katliamlar emperyalist medyanın gündemine girmiyor bile. Bunun dışında dünya çapındaki ekonomik kriz, aşırı sağın dünya çapındaki yükselişi, mülteciler sorunu, ekolojik yıkım, emperyalist müdahaleler ve savaşlar, enternasyonalist devrimci mücadelenin akla gelen diğer başlıkları. Ve elbette dünyanın bir dizi ülkesinde yükselen sınıf mücadelesi… Örneğin Fransa’daki Sarı Yelekliler eylemi çok büyük bir potansiyelin açığa çıkması olarak görülmelidir. Yine kadın hareketi dünya çapında büyük bir atılım gösterirken devrimci sosyalistlerin düzenleyeceği kampanyalarla bu sürece müdahil olması gerekiyor.
Sonuç
Devrimci sosyalist hareket dünya genelinde bariz bir tıkanma içerisinde. Bundan kaynaklanan karamsarlıkla çokları “bu tıkanmayı sınıf hareketinden bağımsız olarak açıklayamayız” şeklinde çıkarsamalarda bulunuyor. Yani bir anlamda mevcut tıkanmanın sorumlusu olarak sınıf mücadelesinin geriliği gösteriliyor. Oysa dünya çapında sınıf mücadelesinin homojen bir şekilde gerileme içerisinde olduğu iddia edilemez. Aksine bir dizi ülkede sınıf mücadeleleri olağanüstü şekilde güçlü. Örneğin Fransa. Sarı Yelekliler örneğinde olduğu gibi emekçiler kendiliğinden en sert mücadeleleri bile örgütlüyor. Ama Fransa’daki sosyalist akımlar bu süreçte güçlenmek şöyle dursun tam tersine zayıflıyor. ABD’de benzer bir durum var. Latin Amerika ya da Yunanistan gibi bir dizi başka örnek de sayılabilir. Sonuçta örgütsel başarısızlıklardan ötürü emekçiler suçlanamaz. Eğer gerçek bir devrimci açıklama yapılacaksa sorun reformizme yedeklenmekte, dogmatizme saplanıp kalmakta, pasifist-konformist bir anlayışı benimsemekte aranmalıdır. Bütün bu yalpalamalarla elbette bir devrimci inşa söz konusu olamaz.
ISL bu noktada bağımsız sınıf duruşu ile devrimci sosyalistlerin birliğini hayata geçirmeye çalışıyor. ISL, enerjik devrimci sosyalistlerin tıkanmaya karşı meydan okuması ve yeni bir çığır açma çabası olarak okunmalıdır.