Şam Afrin’e Güç Kaydırırken

Şam Afrin’e Güç Kaydırırken

TSK ile ÖSO gruplarının Afrin’e yönelik saldırılarında bugün otuz dördüncü gün. Bölgedeki çatışmalar devam ederken Afrin’deki tabloyu baştan aşağı değiştirecek bir gelişme yaşanıyor mu? Herkesin günlerdir sorduğu sorunun cevabı aslında hala tam verilmiş değil.

Suriye ordusu Afrin’e girecek mi? Girecekse sembolik mi, yoksa büyük bir kuvvetle mi girecek? Suriye hava sahası TSK uçaklarına kapatılacak mı? Sorular bu şekilde uzayıp giderken Suriye ordusuna bağlı olan milis güçleri parça parça Afrin’e gelmeye devam ediyor. Pazartesi günü Halep’ten gelen konvoyun yolu üzerine TSK topçuları ateş açmış, ‘Erdoğan Rusya ile anlaşmalarının sağlam olduğunu’ vurgulayıp olayın küçük bir grubun münferit bir çıkışından ibaret olduğunu söylemişti. Ona göre mesele bundan ibaretti ve kapanmıştı. Ama üst üste 3.gündür Şam yönetimine bağlı Halk Koruma Birlikleri (NDF) Afrin’e milis göndermeye devam ediyor.

Afrin şehir merkezinde Suriye ve YPG bayrakları sallayan silahlı güçlerin görüntüleri basına düşmeye devam ediyor. Milis güçlerinin sayısının az olduğu ve bu miktarla ancak sembolik bir anlam taşıyabileceği ortada. YPG sözcüleri de NDF’nin Zeytin Dalı’nı durdurmayacağını bu yüzden Suriye ordusunun bizzat Afrin’e gelmesi gerektiğini söylediler. 

 Satranç Tahtası

 Bu gelişmelerin Erdoğan’ın uykusunu kaçırdığına şüphe yok. Afrin’de her şey güzel güzel giderken işler sarpa sarabilir, çıkmaza girmek an meselesi. Afrin, satranç tahtasına dönmüşken sürekli kandırılan Erdoğan’ın satrançtan anlamadığını bilmeyen yok. Rusya’nın güvencesiyle Afrin’e giriyorsun ama İdlib’deki cihatçıları himaye etmeye devam ediyorsun, Şam ile hiçbir müzakereye yanaşmayıp, fetih mantığıyla kuzey Suriye’de kalıcı olmaya ve aleni bir şekilde paralel bir devlet yapılanması yaratmaya çalışıyorsun. Rusya ve dahası İran buna neden izin versin? RTE bütün yumurtaları Putin’in sepetine koymuş durumda, hava sahasını kapattım dediği an iş biter. Diğer taraftan Suriye ordusunun değil de NDF’nin o da parça parça Afrin’e gelmesini nasıl yorumlamak gerekir? Pazarlık hala sürüyor. Şam hükümeti bu süreçte bir yandan da YPG’den tavizler koparmaya çalışıyor, burası kesin. Halep’in Kürt mahallerindeki kontrol noktalarını YPG milisleri tamamen Suriye ordusuna teslim etti örneğin. Ama çok daha temel ve büyük sorunlar ortada duruyor. YPG, ABD’nin sıkı ortağı, buna karşın Esad yönetimi Suriye’nin her metrekaresinde yeniden otoritesini kurmak istiyor. Pazarlıklar sıkı ve karmaşık. Son haberlere göre YPG, Halep’in kuzeyindeki Tel Rıfat kasabasının kontrolünü Şam’a devrecek. 

YPG destek gelmezse TSK ve ÖSO karşısında tutunamayacağının farkında. Afrin’de kenara çekilen ABD’nin Menbiç’i de Erdoğan’a teslim edebileceğini biliyor. Pazarlığın diğer tarafında ise Putin ve Erdoğan var. İdlib’de olup bitenler Putin’in hiç hoşuna gitmiyor. Cihatçılar devre dışı bırakılmadan, yani İdlib temizlenmeden RTE’ye istediğini vermek Putin için pek akıllıca olmaz.

ABD ile Türkiye’nin yani iki NATO ortağının arasının açılması ihtimali de son Tillerson ziyaretinin de gösterdiği gibi gayet düşük olabilir. Neticede Ankara’nın ne kadar yanar döner olduğunu bilmeyen yok. Bu yüzden de Putin’in istediğini almadan RTE’nin İdlib ve Al bab bölgelerini birleştirecek şekilde bir kuzeybatı Suriye şeridi yaratmasına izin vermesi pek mümkün görünmüyor. Bu durumda Halep’in çevreleneceğini, cihatçıların çok güçleneceğini ve daimi bir işgal mekanizmasının oluşacağı açıktır. 

 İran Devrede

 Rusya’nın Erdoğan üzerinden büyük ekonomik kazanımları olabilir ve NATO müttefiklerini bölmek gibi bir derdi olabilir. Diğer taraftan sahada güçlü bir şekilde var olan İran, daha az ikircikli ve Şam’ı cesaretlendirmek konusunda daha gayretkeş. İran devletinin en tepesi Afrin operasyonuna en başından beri net bir şekilde karşı çıkmıştı. Sünni cihatçıların mutlak yenilgisinin arifesinde Türkiye’nin kuzey Suriye’yi işgal etmesi ve orada cihatçıların geniş ve kurtarılmış bölgesini yaratması İran’ın engellemek isteyeceği bir durumdur. Afrin’e ulaşan ilk birliklerinde İran’a yakın Şii milisler olması tesadüf değildir. Afrin’e desteğe gelen birliklerin sayısını azlığı, esasında bir mesajdır ve temiz bir şekilde “geri bas” çağrısıdır. 

 “Orada Kal” İkazı

 Bunun anlamı “orada kal” da olabilir. Yani “sınır boylarını aldın, Türkiye sınırının önünde bir tampon bölge oluşturdun, bununla yetin, Afrin şehir merkezine ilişme” mesajıdır. RTE’nin o noktada durup durmayacağı, Şam’ın karşı hazırlıkları hangi seviyeye çekeceğini zaman gösterecek. Sonucu Rusya’nın tavrı belirleyecek. Ama şimdilik şurası kesin: Afrin’e peyderpey milis kuvveti gönderilmesinin Rusya’nın onayı olmadan gerçekleşmesi mümkün değil. 

 
 
KATEGORİLER
ETİKETLER