AKP Seyrediyor, Üniversite Hastaneleri Batıyor
AKP’nin sağlıkta piyasalaşma politikaları üniversite hastanelerini birer birer borç batağına sapladı. Sağlıkta Dönüşüm Programı ile hastane gelirlerini döner sermayeye emanet etmekle övünen AKP iktidarı, piyasadan alım yapmak zorunda kalan üniversiteleri borca sürükledi. Aynı sistem nedeniyle vatandaş paralı, niteliksiz hizmete mahkum edildi. Yandaşları ve gösteriş için delinen kamu bütçesinde üniversite hastanelerinde yer yok. Ameliyatlar yapılamıyor, malzeme tedarik edilemiyor, fahiş fiyatlarla bütçe şirketlere akıtılıyor.
Üniversite hastanelerinin içinde bulunduğu batak Akdeniz Üniversitesi ile duyulmuştu ancak tablo bununla sınırlı değil. Hacettepe Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi hastanelerinin de borç içinde olduğu ve bu şekilde devam edemeyeceği Sayıştay raporlarında itiraf ediliyor.
Akdeniz Üniversitesi
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nin medikal firmalara olan 250 milyon TL’lik borç nedeniyle, faaliyetlerini durdurma noktasına geldiği açıklanmıştı. Türkiye’nin ilk yüz ve kol nakillerinin gerçekleştirildiği hastanenin Başhekimi Prof. Dr. Bülent Aydınlı ise, alacaklarını tahsil edemeyen yerli firmaların satışı durdurduğunu belirtmişti.
Başhekim Prof. Dr. Bülent Aydınlı şu çarpıcı gerçekleri ülkenin gündemine taşıdı:
“Borç miktarı 250 milyon liraya ulaştı. Borcumuzdan dolayı 1 liralık malı 4 liraya alıyoruz. KOBİ’lere ayakta dursunlar diye kredi veriliyor. O parayı bize versinler biz de firmalara dağıtalım. Hem onların işi görülsün, hem de biz borçtan kurtulalım.
43 üniversite hastanesinin borcu 6 milyar lira civarında, kamu hastanelerinin ise 11 milyar lira borcu var. Kamu hastaneleri de para ödeyemez hale gelince firmalar sıkıntıya girdi. Birçok iflas eden insan var. Biz yüz, kol, kemik iliği, kornea, kalp nakli yapıyoruz. Bu merkez gözden çıkarılamaz.”
Sayıştay’dan Rapor: Hacettepe ve İstanbul Üniversitesi Batıyor
Devlet, üniversiteleri borca sürüklediğini ve sistemin devam edemeyeceğini kendisi de itiraf ediyor. Cumhuriye’ten Olcay Büyüktaş’ın haberine göre, Sayıştay’ın 2017 yılı Eylül ayında yayımladığı Hacettepe Üniversitesi raporuna göre, üniversitenin döner sermaye borcu 355.676.464 lira olarak görünüyor. Yine Sayıştay’ın aynı tarihli İstanbul Üniversitesi raporunda da, işletmenin kısa vadeli borcu miktarı 486 milyon 982 bin 394 lira olarak görülürken, ‘kurumun kısa vadeli borçlarını ödeyemez duruma düştüğü’ saptaması yer aldı.
Hacettepe raporu sonuç bölümünde, “Sonuç olarak sorunların çözümüne yönelik işlemlerin yapılması zaruridir. Zira hali hazırda bu işletmelerin sürdürebilir mali yapıları bulunmamaktadır.
Gelir gider dengesini sağlamaya yönelik gerekli yasal ve idari tedbirlerin alınması, söz konusu işletmelerin mali açıdan sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması açısından önem arz etmektedir” saptaması yer aldı.
Ciddi bir borç altında bulunan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK), Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatlarını 10 yıldır güncellemediğini aktaran TTB Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel SGK ile hastaneler arasındaki işleyişi şöyle özetledi:
“Çoğu hasta için son başvuru noktası olan üniversite hastanelerine SGK’dan, sağlık hizmeti üretme maliyetlerinin çok altındaki değerlerde geri ödeme yapılmakta, dolayısıyla ödenenden daha pahalıya sağlık hizmeti üretilmektedir. Tıp fakültelerinde personel harcamaları, işletme giderleri, yatırım, bakım ve onarım, araştırma giderleri devlet bütçesi yerine, tıp fakültelerinin döner sermayesinden ödenmektedir. Tıp fakültelerinin mal ve hizmet tedarikçilerine borç yüklerinin giderek artması, ilaç ve malzeme alımlarını güçleştirmekte; bu da yüksek maliyetlerle alım yapılmasına ya da alım yapılamamasına neden olmaktadır. Birçok üniversite hastanesinde tedarikçilere borçlanma nedeniyle sağlık hizmeti sunumu için gerekli temel malzemeler bile alınamamakta, birçok cihazın rutin bakımları, bozulduğunda ise tamiri yapılamamaktadır.”