Suriyeli Göçmenleri Dışlamak Değil, Kapsamak Gerek
Bir savaşın yükünü sırtında taşıyarak Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan Suriyeliler; Erdoğan’ın Suriyeli göçmenlere vatandaşlık verileceğini açıklamasıyla iç siyasetin kirli hesaplarında tekrar mağdur ediliyor. Erdoğan’ın başlattığı polemik sonrasında Kılıçdaroğlu, “o zaman halka soralım” çıkışıyla Suriyelilere yönelik milliyetçi tepkinin önünü açmıştır.
Suriyeli göçmenler, AKP’nin büyük bir azimle parçası olduğu bir savaş sonucunda ülkeleri yaşanmaz hale geldikleri için buradalar. Suriye’nin bu durumu kısa vadede değişecek gibi görünmediğine göre onların varlığı artık bir Türkiye gerçeğidir. “Suriyelileri Türkiye’de istemiyoruz” söylemi, halklar arasında zaten halihazırda var olan düşmanlıklara yenisini eklemekten başka bir sonuç vermeyecektir.Zaten mağdur olmuş, hala da olan Suriyelileri günah keçisi ilan etmek; “Suriyelileri Türkiye’de İstemiyoruz” tarzı ayrımcı söylemler kabul edilemez. Artık Türkiye’nin bir parçası haline gelmiş Suriyelilerin yurttaşlığı bir hak olarak tanınmalıdır.
Kapitalizmin en büyük başarısı, bütün ezilen ve sömürülenleri birbirine düşman etmesinde; mağdurluğunun kaynağını kendisinden daha garibanda göstermesidir. Bugün ücretler düşükse, AKP seçimi kazanıyorsa bunun sorumlusu Suriyeliler değildir; olmayacaktır.
Suriyeli göçmenlerin AKP’nin oy deposu olunacağı korkusuyla milliyetçi tepkiler vermek yerine solun, Türkiye’nin en ağır sömürü koşullarına mahkum edilen bu insanları kazanmaya odaklanması gerekir. Acziyetleri yeni bir kâr kapısına dönüştürülen Türkiye emekçi sınıflarının bu yeni üyelerinin yaşam ve çalışma, eğitim haklarının savunulması gerekir. İşte o zaman bu savaşın asıl mağdurlarına sahip çıkarak solun etki alanını genişletmek mümkün olur. Unutmayalım ki Suriyelilerin çalışma koşullarının iyileşmesi, onlar üzerinden ücretleri kıran, çalışma saatlerini artıran patronların hepimize yönelik topyekün saldırısına da bir darbe vuracaktır.
Sosyalist Emekçiler Partisi Girişimi olarak, AKP’nin Suriyelilere yönelik oy hesaplarından kaynaklı kaygıları elbette ki anlamaktayız. Ancak bu tür ayrımcı, dışlayıcı tutumlar tam da korkulanın gerçekleşmesine hizmet edecek; onları AKP’nin kucağına itecektir. Suriyeliler artık Türkiye’nin bir gerçekliğidir ve Türkiye emekçi sınıfının bir parçasıdır. Onları AKP’nin etkisi altına terk etmek mümkün değildir. Yapmamız gereken, Suriyeli göçmenleri ayrımcı söylemlerle dışlamak değil; gariban Suriyeli emekçileri kazanmaktır. Şayet doğru araçlarla göçmenlere temas edilirse Suriyeli emekçiler, toplumsal eşitlik, halkların kardeşliği ve sosyalizm mücadelesinin genel amaçlarını anlayacaklardır.
Emek gündemli çalışmalarla Arap-Kürt-Türk-Alevi-Sünni emekçileri birleştirmek ve sömürü düzenine karşı mücadelenin parçası yapmak boynumuzun borcudur.