Türk Futbolunun Neresi Doğru ki?

Pazar gecesi oynanan Galatasaray Trabzonspor maçında hakem Deniz Ateş Bitnel’in Trabzonspor’a çıkarttığı 4 kırmızı kart ve iki haksız penaltı sonucunda şike iddiaları, endüstriyel futbolun kirliliği ve hatta “uluslararası bahis baronları” gibi konu başlıkları tartışılmaya başlandı. Futbol daha öncesinde çok temizmiş gibi…

Bu konuya geleceğiz ama önce başlıkta sorduğumuz “Türk futbolunun neresi doğru ki?” sorusuna açıklık getirmek lazım.

Endüstriyel futbolun sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada futbolu nasıl mahvettiğini bolsevik.org‘da yazdığımız yazılarda açıklamıştık. Ancak bugün, futbol adına dünden daha beter bir süreç yaşıyoruz. Zira AKP, her alanda olduğu gibi futbola da çoktan el attı. Önce, Tayyip’in huzurunda hüngür hüngür ağlayan Erdoğan Demirören’in oğlu Yıldırım Demirören TFF Başkanlığı’na getirildi.

TFF Başkanlığı’na getirilen Yıldırım Demirören öyle başarılı (!) bir futbol adamıydı ki, Beşiktaş başkanlığı döneminde İspanyol teknik adam Del Bosque transferinde izlediği yanlış politika yüzünden kulübün kasasından tam 10 milyon euro çıkmasına neden oldu. Yani yaklaşık 20 milyon TL. Yapılan saçma sapan işler sonucunda, Yıldırım Demirören Beşiktaş başkanlığını bıraktığında Beşiktaş’ın kendisine 103 milyon lira borcu olduğunu söyledi. Yani hem kendi yanlışları sonucunda milyon dolarlar çöpe gitti; hem de Beşiktaş’ın kendisine 103 milyon lira borçlu olduğunu söyledi. Pişkinlikte sınır yok!

Ardından beyefendi sağ olsun (!) “Ben bu borcu istemiyorum. Beşiktaş’a hibe ediyorum” dedi; fakat Tayyip’in sadık dostu, babası Erdoğan Demirören “Hibe söz konusu değil, Beşiktaş bu borcu ödeyecek” diyerek oğlunun kulağını çekti! Beşiktaş yıllardır Demirören grubunun yanlış politikalarıyla hem borç batağına girdi; hem de Demirören ailesi Beşiktaş’ı kendisine borçlandırdı. Beşiktaş 4 yıldır bu borçları ödemeye çalışıyor. Ayrıca, 2011’deki Beşiktaş Denizlispor maçında, daha önce kendisini protesto eden Çarşı’ya karşı stadyuma İstanbul Ülkü Ocakları’ndan bir gurubu sokup Çarşı’ya saldırttığını da unutmamak lazım!

Hadi tüm bunları geçelim! Asıl mesele şu: Beşiktaş’ı batıran bu adam, şimdi Türk futbolunun başında. Ve futbolda her şeyi AKP’nin istediği gibi şekillendiriyor. E-bilet diye bir şey çıkarttılar, tribünler dolmuyor! Ama ne gam! Yeter ki AKP karşıtlığının arttığı süreçlerde tribünlerde AKP’ye karşı ses yükselmesin. AKP’nin borazanlığını yapan Yıldırım Demirören sürekli “politik olmakla suçladığı” takımlara cezalar yağdırıyor! Örneğin Çarşı grubu 2011’de yaşanan Van depreminden sonra, bölgeye yeterince yardım ulaştıramayan AKP’yi protesto etmek için İnönü’de oynanan Galatasaray maçının 65. dakikasında sahaya atkı atma organizasyonu gerçekleştirdi. Aynı zamanda bu atkılar Vanlı depremzedelere ulaştırılacaktı. Peki Demirören’in başında olduğu TFF ne yaptı? Sahaya atılan atkıları “yabancı madde” olarak gösterip Beşiktaş’a ceza yağdırdı. Bunlar iyiye, güzele dair her şeye düşman!

Amedspor’a yaptıklarını da yazmıştık. Deniz Naki’yi, Amedspor’u ideolojik olmakla “suçlayıp” kulübe, taraftarlara ve futbolculara türlü cezalar verdi Demirören. Amedspor ise her zorluğa karşı direnmeye devam ediyor. Bu nedenle, sinirden küplere biniyorlar!

Şimdi gelelim Pazar gecesi yaşananlara… Bunca yanlış şey arasında bu kadar büyük bir hatanın olması doğal değil mi? Çark bozukken dişlilerin hata yapması kadar normal ne olabilir? Evet, hakem Deniz Ateş Bitnel hata yapmıştır. O da bir insandır ve hata yapabilir; ancak hedef şaşırtıp sadece hakemi tartışmak Demirören’in tam da istediği şey. Reyting uğruna akbabalar gibi hakemin başına üşüşüp Bitnel’in hakemlik kariyerini bitirdiler. Zira en kolay “yem” maçın hakemi olacaktı. Ancak Demirören’i ve Merkez Hakem Kurulu’nu (MHK) doğru noktalardan eleştiren yok!

Merkez Hakem Kurulu demişken bu noktada da birkaç şey söyleyelim: Şimdiki MHK Başkanı Kuddusi Müftüoğlu eski hakemlerden biri. Hakemliği bırakır bırakmaz AKP Alanya Belediye Başkanlığı için aday adayı oldu. Daha sonra Antalya’dan AKP milletvekili adayı oldu. Baktı siyaseti beceremiyor, siyaseti futbolda yaşatmak için AKP’li amcalarını, dayılarını devreye sokarak MHK Başkanı oldu! Müftüoğlu’nun MHK Başkanı olması için hemşehrisi Mevlüt Çavuşoğlu’nun Demirören’i arayarak gerekli talimatları verdiği biliniyor!

Müftüoğlu Pazar gecesi yaşanan hakem hatalarından sonra kameraların karşısına çıkıp istifa etmeyi düşünmediğini, tüm suçun hakem Deniz Ateş Bitnel’de olduğunu söyledi. Dalga geçer gibi bir açıklama yaptı. Zaten biz de Müftüoğlu’nun istifa etmesini falan beklemiyorduk! “Demirören arkamda” dedi. Böylece aslında AKP’nin arkasında durduğunu yinelemiş oldu.

Bu noktada, Müftüoğlu’nun gerçekteştirdiği dünkü basın toplantısında Müftüoğlu’na sorulan soruyu ve Müftüoğlu’nun verdiği cevabı aynen aktaralım. Aktaralım ki Müftüoğlu’nun ne kadar birikimli (!) bir futbol adamı olduğu daha iyi anlaşılsın: Gazeteci: “Salih Dursun’un hakemin elindeki kırmızı kartı alıp hakeme göstermesiyle birlikte kahraman olmasını nasıl buluyorsunuz?” Müftüoğlu’nun cevabı: “Salih’in kahraman olmasını doğru bulmuyorum!”

Evet, AKP Türkiyesinde iki lâfı bir araya getiremeseniz de, yandaş olduğunuz sürece yükselebiliyorsunuz! Sonuç olarak Pazar gecesi yaşananlara dair “balık baştan kokar” sözünü vurgulamak sürecin en güzel özeti olur. Elbette, endüstriyel futbola karşı 3 korner; 1 penaltı şiarını tekrarlamayı da unutmamak lazım

Bolsevik.org

bolsevik.org’da şike, Demirören yönetimi ve futbola dair daha önce yazdığımız yazılar:

1) Türkiye’de Şikenin Tarihi: Endüstriyel Futbolun Tarihi! Yazıyı okumak için şu linki açın: http://bolsevik.org/guncel/turkiyede-sikenin-tarihi-endustriyel-futbolun-tarihi-cagin-erdinc.html

2) Marksizm Ve Spor: yazıyı okumak için http://bolsevik.org/guncel/marksizm-ve-spor.html

3) Deniz Naki İdeolojik Bir Futbolcu; Peki Ya Sen Demirören? Yazıyı okumak için: http://bolsevik.org/guncel/deniz-naki-ideolojik-bir-futbolcu-peki-ya-sen-demiroren.html

4) Futbolda Güzel Şeyler de Oluyor; Yazıyı okumak için: http://bolsevik.org/guncel/futbolda-guzel-seyler-de-oluyor.html