Yatağan İşçi Lideri Erol Soğancı: “Yaşanan, özelleştirme faciasıdır”
Yatağan Termik Santrali‘nde bugün meydana gelen kazanın ardından Erol Soğancı sosyalistgundem.com’a kazanın detaylarını ve nedenlerini anlattı. Kendisi de eski bir santral işçisi olan Soğancı, özelleştirmeye karşı 90’ların başından bu yana büyük bir direniş ortaya koyan Yatağan’ın işçi hareketine uzun yıllar önderlik etmişti.
Sosyalist Gündem: Yatağan’da bir kaza meydana geldi. Halen iki işçiye ulaşılamıyor. Siz santrali, üretim sürecini ve Yatağan’ı iyi bilen birisi olarak kazaya dair ne söylemek istersiniz?
Erol Soğancı: Bir defa bu kaza göz göre göre geldi. Tıpkı Çorlu’daki tren kazası gibi. Yatağan’a, işçi sınıfına büyük geçmiş olsun. Ulaşılamayan arkadaşlarımızdan iyi haberler bekliyoruz. Üzgünüz ama bundan da öte de çok öfkeliyiz. İşçiler çok öfkeli. Devrilen galeri tam 36 yıllık ve kaza bakımsızlık nedeniyle oldu. Özelleştirmeye karşı mücadele ederken biz uzun yıllar bunlar olmasın diye mücadele ettik. Bu zamana kadar bu kaza olmadıysa zaten şans eseri olmamıştır.
Sosyalist Gündem: Biraz açar mısınız?
Erol Soğancı: Devrilen galeri, Yatağan Termik Santrali’ne enerji sağlamak için çalışan kömür sahasından santralın ana binasına kömür taşıyan bant sistemini taşıyan bir kapalı galeri. Tam 36 yıldır aynı hat kullanılıyor. Malzeme yorgun. Her gün ortalama 15 bin ton taşıyor. Kurulduğundan bu yana milyonlarca ton yük taşımış. Bant, galerinin içinden 100 metre boyunca ilerliyor ve 48 metre yüksekliğe çıkıyor. Bu hat çöktü. Yaralanan arkadaşlarımızın tamamı bu hattın bakımında çalışan işçiler. Neyse ki dokuzunun durumu iyi. Seray Şimşek ve Sezgin Kılıç‘tan da iyi haberler beklemek dışında bir şey yapamıyoruz. Bu hat tamamen değişmeliydi. Çok açık ihmal var.
Gözden kaçan çarpıcı bir şey söyleyeyim; aslında bu kaza çok ucuz atlatıldı. Çünkü bandın düştüğü alanın çok yakın bir mesafesinde bir hidrojen üretim istasyonu var. Eğer galeri o tarafa doğru yatarak düşseydi çok büyük bir facia yaşanacaktı. Yaşanması ise tamamen tesadüf! Binlerce ton metalden bahsediyoruz. Çok ucuz atlatıldı.
Sosyalist Gündem: Özelleştirmeden sonra ve önce Yatağan ve diğer özelleştirilen santrallar açısından iş güvenliği sorunu nasıl değişti?
Erol Soğancı: Özelleştirmeden önce zaten santralde işler “Allaha emanet” yürüyordu. Liyakat, mühendislik, iş güvenliği adına büyük kayıplar yaşanmıştı. Özelleştirmenin önünü açmak için özellikle verimsizleştirme ve başarısız yönetim ortaya konuluyordu. Bu facianın temeli o zamanlarda atıldı. Özelleştirme de biliyorsunuz mücadele neticesinde onlarca yıl yapılamadı. Birkaç yıl önce yapabildiler. Ama bu süre zarfında “bu tesisler sırtımızda yük” diyebilmek için Yatağan gibi pek çok yer atıllaştırıldı. İşçilerin koşulları ciddi anlamda bozuldu. Özelleştirmeden sonra da bu devam etti. 36 yıllık bant sisteminin bakımının yapılması için üç kömür galerisinin ve enerji santralinin tamamen durması gerekiyor. Santrali devralan şirket üretim duracağından, para kaybı yaşayacağından, kar etme hırsı yüzünden bunu yapmadı. Yapmaz da. İşçilerin başına gelecek her olayın arkasında bu var. Soma’da da , diğer enerji santrallarında da. Özelleştirmeye karşı uzun süre bu işçiler yollara döküldü, Ankara’ya defalarca geldi.Sayısız eylem yaptı. Bütün ilçe ve kent bu eylemlere katıldı. On binler itiraz etti. 89 bahar eylemlerinden 2014’e kadar mücadele etti. İşte bu yüzden mücadele ettik. Başta can güvenliği için sonra da ekmek için. Çok daha büyük kazalar olabilir. Kayıplar yaşanabilir. Sorumlusu kar hırsıdır, iktidarın anlayışıdır. Madenler, santraller kamulaştırılmadan kar hırsı devreden çıkmadan bu facialardan kurtulmanın yolu yok.