Kazım Kızıl’ın Tutukluluğu Sona Erdi
Belgeselci ve video-aktivist Kazım Kızıl, İzmir’de referandum sonrasında gerçekleşen protestolarda gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. Dün, Kazım Kızıl ve beraberindeki 6 kişi adli kontrol ile serbest bırakıldı.
Basın kartı olmasına rağmen gözaltına alınan ve aleyhinde tutuklama kararı sonrası suç uydurulan Kızıl mahkeme savunmasına, ‘ben gazeteciyim’ diyerek başladı. Ve baştan sona hukuksuzluk ve sindirme niyetiyle dolu süreci anlattı. Türkiye Gazeteciler Sendikası’na üye olduğunu ve bu sendikayla birlikte Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nun sağladığı basın kartına sahip olduğunu söyleyen Kızıl savunmasını şöyle sürdürdü, “17 Nisan’da referandum protestosuna haber takibi yapmaya gittim. Video çekimi esnasında boynumda basın kartım vardı. Emniyetteki ifademde de basın kartımı gösterdim ancak sonrasında cezaevi yönetimi tarafından el konuldu. Daha sonra mahkemede delil olarak kullanmak için cezaevi yönetimine dilekçe yazıp basın kartımı istememe rağmen tarafıma verilmedi. Ben gözaltına alınırken polisler aralarında ‘Kazım’ı da mı aldın’ diye konuştu. Dolayısıyla ben alınırken kim olduğum, orada ne yaptığım biliniyordu. 17 Nisan’da haber takibi yapmak için gittiğim eylemde 2911 sayılı yasaya muhalefetten gözaltına alındığımızı söylediler bize. Ancak ben emniyetteyken hakkımda cumhurbaşkanına hakaret suçlaması yapılmış. Hangi tweetlerden dolayı Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlaması olduğunu da daha 3 hafta önce iddianameyi gördüğümde öğrendim. Bu sebeple hakkımda aleyhime delil üretilmiş ve tutuklama yapıldıktan sonra suç oluşturulmuştur. Adil yargılamada bir kısıtlama söz konusudur. Yaptığım tüm paylaşımlar Türkiye’nin de taraf olduğu Uluslararası Sözleşmeler ve Anayasa’daki ifade özgürlüğü kanunu ile koruma altına alınmıştır. Paylaşımlarımda şiddete çağrı veya herhangi bir nefret söylemi yoktur. Bu yüzden üzerimdeki bütün suçlamaları reddediyorum.”