Toplumsal Adalet Talebiyle, Emekçilerin Gündemiyle Maltepe’deyiz

Toplumsal Adalet Talebiyle, Emekçilerin Gündemiyle Maltepe’deyiz

 
Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından Ankara’dan İstanbul’a yola çıkan Adalet Yürüyüşü, kendi sınırlarını aşmış ve geniş kesimlerin katıldığı canlı bir muhalefet çizgisine bürünmüştür. AKP’nin iktidarı boyunca etkisiz bir muhalefet ortaya koyan ve milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması gibi facialara imza atan CHP için bile Berberoğlu’nun tutuklanmasından sonra tek alternatif sokak olarak görünmüştür. 
 
Soyut bir adalet talebinin bile bu ülkede dikta rejimine karşı gelen milyonları yan yana getirmesi tarihsel bir öneme sahiptir. Bu önem, yürüyüşü başlatanlardan değil, İstanbul’a yaklaştıkça artan kalabalıklardan, AKP diktasına boyun eğilmeyeceğinin gösterilmesinden, toplumsal muhalefetin umut ve özgüveninin artmasından kaynaklanıyor. 
 
CHP yönetimi ise adalet arayışında sermayedarlardan, patron örgütlerinden medet ummakta. Oysa toplumsal adalet, sermayeden, emperyalizmden ve düzenden kopmayı gerektirmektedir. Bu nedenle diktaya karşı mücadele arayışı içinde olan yüz binler, sermayeden “adalet” bekleyen CHP yönetiminin insafına terk edilemez.
 
Emekçi kitleler, OHAL mağdurları, KHK ihraçları, sanatçılar,aydınlar, gazeteciler, kadınlar ve grevleri yasaklanan işçiler… Tüm bu kesimler AKP’yi korkutmaya yetecek bir “HAYIR” ruhunun kendisidir. Adalet Yürüyüşü, sınırlarına rağmen toplumsal muhalefet için önemli bir dönemeci işaret etmektedir. Ancak yetersizdir ve klasik CHP siyaseti, yakalanan rüzgarın sürmesi ve güçlenmesi için gerekli perspektiften çok ama çok uzaktır. 
 
Emekçilerin gücünü dikta karşıtı kanallara akıtmak için adalet temasını toplumsal adalet perspektifiyle birleştirip AKP ve sermayenin piyasacı-sömürücü politikalarına karşı enerjik bir mücadele örgütlemeliyiz. AKP’nin tabanındaki emekçileri “toplumsal adalet” talebine yaklaştırmak ve emek eksenli taleplerle Saray rejimine yüklenmek bugünün acil görevidir. Bunun için de somut talepleri ortaya koymak zorunludur:
 
*Grev yasakları son bulsun
*OHAL kaldırılsın
*KHK’lar geri çekilsin ve işinden atılan muhalif emekçiler işlerine iade edilsin
*Açlık sınırı altındaki asgari ücret adaletsizliği son bulsun
*Taşeron uygulaması yasaklansın
*Kıdem tazminatına yönelik saldırı geri çekilsin
*Tutuklu vekiller, gazeteciler ve tüm muhalif tutsaklar serbest bırakılsın
 
Vurgulamak gerekiyor ki Adalet Yürüyüşü, bahsettiğimiz emek eksenli bir kampanya ile sürdürülürse yakalanan rüzgar, boyut kazarak fırtınaya dönüşecektir. Ancak bu şekilde suni kutuplaşmalar aşılacak ve AKP’ye destek olan emekçiler taraf değiştirecektir. Maltepe, elbette ki nihai durak olamaz, ama ilerisi için somut içerikli mücadele hattı oluşturmak gerekmektedir. Bunun için de düzen-dışı bir yönelimle Saray karşıtlığını anti-kapitalizm ve anti-emperyalizmle birleştirmek gerekiyor. 
 
Sosyalist Emekçiler Partisi olarak, 9 Temmuz Pazar günü Maltepe’de gerçekleşecek olan ADALET MİTİNGİ’nde olacağız. Sosyalistlerin emekten yana, emperyalizm ve sermaye karşıtı bir muhalefeti bu ülkenin emekçilerine sunmak sorumluluğu ile kendi taleplerimizden ve emekçilerden yana tavırdan taviz vermeden alanda yer alacağız.
KATEGORİLER
ETİKETLER