SEP Merkez Komite – 23 Haziran Seçimi Açıklaması

SEP Merkez Komite – 23 Haziran Seçimi Açıklaması

 

AKP ve RTE 31 Mart İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerini iptal ederek kazdığı kuyuya kendisi düştü. Pahalıya patlayan bu kumar yüzünden AKP tarihinin en büyük seçim hezimetini tattı.

Ekonomiyi karaya oturtan, ülkeyi kendi çiftliği sanan, menfaatleri için her pisliği yapıp insanları aptal yerine koyan sömürücü AKP’ye bu hezimeti tattıran emekçilerdir. Sonuçlar incelendiğinde emekçi semtlerinde AKP’den büyük çaplı kopuşların olduğu görülmektedir. Ekonomik krizin emekçilerin yaşam standartlarında büyük gerilemelere neden olduğu bir sırada AKP ve yandaş kapitalistlerin şatafatı, kibri ve yozlaşmaları yüz binlerce İstanbullu emekçi için bardağı taşırmıştır.

31 Mart seçimleri AKP için başlı başına bir felaketti, o seçimde de büyük kentlerin emekçi semtlerinde AKP’den ciddi kaymalar olduğu görülmüştü. Ayrıca HDP’li Kürt emekçiler net bir şekilde İmamoğlu’nun arkasında durmuştu. Gelgelelim 23 Haziran sonuçları İstanbul’da yaklaşık 300-350 bin seçmenin bu iki buçuk ayda AKP’den kopup taraf değiştirdiğini ortaya koymuştur. Bu süreçte AKP iktidarının yaptığı zorbalıklar, insan aklıyla alay eden çıkışları ve çamur atma taktikleri ters tepmiştir. Karşı cepheyi terörizmle eşleştirmeye çalışmak dışında bir içeriğe sahip olmayan ama seçimi kaybettiğini anlayınca Kürt seçmenin oyunu çekmek için son dakikada Öcalan’ı bile devreye sokmaya çalışan AKP bu sefer fena çuvallamıştır. Emekçiler ve gençlerin bu tarz kokuşmuş yöntemlere tepkisi net olmuştur.

Berbat çalışma koşulları ile diplomalı işsizlik arasında sıkışan gençlik, dar bir çıkar grubunun hayatları mahvetmesini kabul etmemektedir. Gençliğin AKP ile cisimleşen yozluklardan artan oranda tiksindiği aşikardır. Gençlik, bundan sonra da AKP menfaat şebekesinin yaratmaya çalıştığı Türkiye’den çok daha farklı beklentilere sahip olacak ve geleceksizliği kabullenmek istemeyecektir.  

Emekçiler ve gençlerin AKP’ye ders vermek üzere bulundukları siyasi pozisyonu değiştirmeleri biz devrimci sosyalistleri sevindirmektedir. Ama emekçiler ve gençler gerçek üstü beklentilere kapılmamalıdır. Doğrudan söyleyecek olursak “her şeyin çok güzel olması” için bir defa emekçi halkın devrimci uyanışı gereklidir. Yoksa CHP de önünde sonunda vahşi kapitalizmle uyumlu bir partidir. CHP, İmamoğlu ve siyasi ortaklarının sömürü sistemi ve ekonomik krizle ilgili temelde bir farkı yoktur. Örneğin seçimler bittiğine göre AKP iktidarı krizin faturasını halka ödetmek için harekete geçecek, muhtemelen IMF kapısını çalacak, patronları kurtaracak ve olan yine emekçilere olacaktır. CHP de kriz karşısında farklı bir şey öngörüyor değildir.  

Türkiye’de kapitalist sistem bu saatten sonra AKP’li ya da AKP’siz bir normalleşme arayışında olacaktır. Çeşitli burjuva odaklar ile siyasilerin bu yöndeki çabalarının yoğunlaşacağını söyleyebiliriz. Ama emekçiler burjuvalar lehine bir normalleşmeyi kabul etmemeli, AKP’den kurtulmak için verilen mücadeleyi sınıf talepleri etrafındaki daha geniş bir perspektifle birleştirmelidir. Zira burjuva liberal bir normalleşme emekçilerin derdine deva olmayacaktır. Vahşi kapitalizmin hüküm sürdüğü bu topraklarda emekçilerin çilesi bitmeyecektir. Üstelik bu kadar büyük çelişkilerle dolu bir toplumda burjuva-demokrat “normalleşme” de her an bıçak sırtında olacaktır. 

Diğer taraftan AKP diktasının zamanının dolduğu konusunda yapılan erken yorumlar da gerçeği yansıtmamaktadır. Halen iktidar mekanizmalarındaki bütün ipler Erdoğan’ın elindedir. AKP’nin yerel yönetimlerdeki kayıpları, belediye başkanlarının yetkilerinin azaltılıp belediye meclislerine devredilmesi yoluyla telafi edilmek istenecektir. Bu yüzden AKP olağan seçimlerin bir dört yıl daha ufukta gözükmediği önümüzdeki süreçte iktidara tutunmak için her imkanı kullanmaya çalışacaktır. Yöntem konusunda ne kadar kirli taktiklere başvuracaklarını tahmin etmek güç değil.

Diğer taraftan toplumsal muhalefetin moral kazandığı bir dönemdeyiz. Demokratik hakları savunurken AKP’ye karşı sınıf merkezli devrimci bir mücadeleyi büyütmek görevi ile karşı karşıyayız. Bu ülke emekçileri ve gençlerinin bağımsız sınıf tavrı etrafında sosyalistlere kayabileceği bir gerçektir. Zira on milyonların çıkarı; yaşamı ve geleceği sosyalist mücadelenin güçlenmesini gerektirmektedir. Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP) bu mücadeleyi büyütmek için tüm emekçileri ve gençliği sosyalizm bayrağı altında mücadeleye çağırmaktadır.

KATEGORİLER