Sendikalar Üzerine – Sosyalist Emekçiler Partisi Programı

Sendikalar Üzerine – Sosyalist Emekçiler Partisi Programı

Türk-İş ve AKP Hükümeti, kamu işçilerinin toplu sözleşmesi için rezil bir anlaşmaya vardı. Enflasyonun altında bir zammı kabul etmeyeceğini daha önce açıklamış olan Türk-İş, resmi enflasyonun bile yarısını zar zor karşılayan bir zam oranına tav oldu. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, dünkü basın toplantısında kameraların açık olduğunu unutarak “Uzasa işi karıştıracağız. En azından kapattım böyle.” diyerek ihanetini gözler önüne serdi.

Sendikal bürokrasinin satışları bir kez daha gündeme girmişken, Sosyalist Emekçiler Partisi’nin programında yer alan “Sendikalar” başlıklı kısmı bir kez daha paylaşmak ve hatırlamak gerektiğini düşünüyoruz.

Unutmayalım, sendikaların işçi sınıfının çıkarlarını gerçekten savunur hale gelmesi için mücadele etmek zorundayız. Bu mücadelede BEN DE VARIM diyenler, elimizi çabuk tutalım!

***

Sendikalar (Sosyalist Emekçiler Partisi programı)

Sendikalar, kapitalistlerin işçi sınıfına karşı yürüttüğü azgın neoliberal saldırı dalgası boyunca özel olarak hedef alınmıştır. Sendikaların başına çöreklenmiş bulunan sendikal bürokrasinin az olsun benim olsun tavrıyla bu yeni dönemi kabullenmesi sendikaların geri çekilişini hızlandırmıştır. Bunun neticesinde sendikalar büyük üye ve prestij kaybına uğrayarak geniş işçi yığınlarının uzağına düştüler, bunun neticesinde uluslararası işçi sınıfı içerisinde geniş örgütsüz işçi yığınları oluşmuştur. Bunun doğal sonucu olarak da Türkiye ve dünyanın hemen her yerinde en düşük ücretlerle ve en düşük iş güvencesiyle işçi çalıştırılan ucuz emek cennetleri ortaya çıkmıştır.

Diğer taraftan sendikalar gittikçe daha çok bürokratik bir kabuğa benzeseler de hala birçok işçinin kavgaya ilk atıldıkları mücadele okulları durumundadır. Bu nedenle Marksistler sendikaları sendika bürokratlarına ve her türden çıkarcı şarlatana terk etmeyerek mücadeleci bir taban inisiyatifinin güç kazanması için mücadele ederler. Sendikal bürokrasiye karşı verilen mücadelede taban inisiyatifinin gelişimi, sınıf kavgasının seyri açısından çok önemli bir yerde durmaktadır.

Sendikal bürokrasi, üyeler tarafından denetleneceği yerde onlar yönetim aygıtı aracılığıyla üyeleri denetim altında tutarlar. İşçilerin sabrının taşacağı aşamada sendika yöneticileri tabanlarını kaybetmemek için istemeye istemeye daha aktif mücadele biçimlerine razı olur. Ama her durumda esas niyetleri, eylemcilerin enerjisini tüketip şevklerini kırarak işçi taleplerinin çok gerisinde kalan bir çözüm yolunu hazırlamaktır.

Sendikalarda sağcı bürokratların yerine solcu bürokratların getirilmesi kesinlikle yeterli değildir, unutulmamalıdır ki mücadelemiz sendikalarda bürokrasinin kökünün kazınması için olmalıdır. Sendikaların işçi mücadelesinin araçları olarak yeniden ele geçirilmesi, örgütsüz yığınların militan bir sınıf mücadelesi politikasıyla sendikalarda örgütlenmesi, çürümüş sendikal ağaların saf dışı bırakılması ve bürokratların ulusalcı zırvalarının yerine sendikal örgütlenmelerin uluslararası bir karakter kazanması için sendikalar içerisinde tabandaki işçilere dayalı muhalefet hareketleri oluşturulmalıdır.

Bu muhalefetin temel programı, bütün sendika görevlilerinin seçimle işbaşına gelmesi ve geri çağrılabilmesi, sendika görevlilerinin maaşlarının işçilerin ortalama maaşları düzeyinde olması, bütün grevlerin yönlendirilmesinin tabandaki işçilere dayalı eylem komitelerinin denetiminde olması ve militan sınıf mücadelesinde ısrar üzerine inşa edilmelidir.

Sendikaların siyasi tarafsızlık söylemi işçileri aldatmanın bir diğer yoludur. Sınıf mücadelesi, adı üzerinde, söz konusu olduğu sürece herhangi bir tarafsızlıktan söz edilemez. Tarafsızlık sloganın ifadelendirilmesi, zaten siyasi tekel durumundaki kapitalistlere hizmet etmek anlamına gelir. Marksistler, sendikaların devrimci işçilerin siyasetini desteklemesi ve ücretli kölelik düzeniyle savaşmaya yardımcı olması için mücadele eder.

KATEGORİLER
ETİKETLER