Ömür Boyu Zorunlu BES – Engin Kara
AKP, 2016 yılında meclisten geçirdiği Bireysel Emeklilik Sistemi’nde yeni planlar peşinde. Mevcut düzenlemeye göre BES’e zorunlu olarak dahil edilen emekçiler, 2 ay sonra sistemden çıkma hakkına sahip. AKP, uzun zamandır bu süreyi uzatmayı planlasa da bugünlerde gelen bilgiler, BES’in ömür boyu zorunlu hale getirileceği yönünde. Yeni planlamanın anlamı şu: Ölümlü dünya… Olur da ölmeden önce emekli olabilirseniz, ancak o zaman bireysel emeklilik şirketlerini beslemekten kurtulabilirsiniz!
Emekçilerin haklarına yönelik saldırılar, AKP Hükümetlerinin bir klasiği haline dönmüş durumda. İktidarları boyunca yaşanan hak kayıplarını saymakla bitiremeyiz herhalde. Türkiye kapitalizminin 12 Eylül darbesiyle dâhil olduğu neoliberal birikim düzeninin gerektirdiği dönüşümleri ve emekçilere yönelik saldırıları uygulamada bir yarışma düzenlense, AKP mutlaka altın madalyayı kazanırdı.
Zorunlu BES de AKP’nin büyük bir hırsla gerçekleştirdiği bir düzenleme olarak tarihe geçti. 1 Ocak 2017’de yürürlüğe giren düzenlemeyle 45 yaşın altındaki 13 milyon emekçi kademeli bir şekilde otomatik olarak bireysel emeklilik sistemine dâhil edilmişti. Sonuç milyonlarca emekçinin maaşından 100’er TL kesilerek bireysel emeklilik sistemine akıtılması oldu.
Ne var ki AKP’nin sigorta şirketlerini BES’leme projesinin zayıf yönleri mevcuttu. Zorunlu BES 2 ayla sınırlı tutulmuştu. Sonuçta da sisteme zorla dahil edilenlerin az üçte ikisi, 2 aylık zorunlu süre bittikten sonra sistemden çıkış yaptı.
BES’ten çıkanların oranı gittikçe artınca AKP projenin elde patladığını düşünerek yeni arayışlara girdi. İlk akla gelen zorunlu süreyi uzatmak oldu. Bu sene başından bu yana sürenin uzatılması fikri birkaç defa tartışıldı. Ancak henüz somut adım gelmedi.
Süre uzatılması tartışması devam ederken bir anda ortaya yeni bir plan iddiası düştü. Hazine ve Maliye’den sorumlu Damat Berat Albayrak’ın Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) bireysel emeklilik sisteminde revizyon kararı ortaya çıkmıştı. Kısa süre içinde gelen bilgiler BES’in emekli olana kadar zorunlu tutulmasının hedeflendiği yönünde oldu.
Eğer bu plan gerçekleştirilirse somut sonuç milyonlarca emekçinin çalışma yaşamı boyunca zorunlu bir şekilde bireysel emeklilik sisteminde tutulması olacak. Emeklilik, ilk defa ev sahibi olmak ya da ölüm. Yeni planda BES’ten çıkış ihtimalleri bunlar olacak.
Emekçiden Çalıp Sermayeyi Besliyorlar
AKP’nin BES saldırısına üç yönden bakmak gerekiyor:
- Emekçilerin ücretlerinden, kamusal olmayan bir nedenle zorunlu kesinti yapılıyor. Çalışanın rızası aranmıyor. Yeni plana göre çalışanın bu zorunluluğa karşı çıkışı da engellenmek isteniyor.
- Emekçi düşmanlığı tek taraflı bir ilişki değil. AKP emekçiden çaldığını özel emeklilik şirketlerine aktarıyor. Özel sermaye, devletin jandarmalığında ek sermaye kaynakları yaratıyor.
- Günümüz kapitalist devletinin sorumluluğunda olan kamusal emeklilik görevi tasfiye edilerek emeklilik sisteminin özelleştirilmesinin önü açılıyor.
Faturayı Kimin Ödeyeceğini Belirleyen Tarafların Örgütlü Gücüdür
Emekçilerle sermaye sahipleri arasında bir karşılaşma yaşanıyor. Bu karşılaşmanın hakemi yok. Devlet hakem olduğu iddiasını taşısa da üstlendiği asıl rol, sermaye sınıfının teknik direktörlüğü.
Karşılaşmanın konusu hem sermaye birikiminin hem de onun krizlerinin faturasını kimin ödeyeceği. Zorunlu BES de sermayeye birikimi hızlandırmak adına emekçilerin sırtından sağlanan yeni kaynak niteliği taşıyor.
Kapitalistler uzun zamandır tam saha hücumda. Emekçiler bir atağın şokunu henüz atlatamadan yeni ataklar başlıyor. Topu çevirenin sermayedarlar olmasını sağlayan, sahaya örgütlü çıkmalarıdır.
Emekçiler bu tabloda zaman zaman hareketlense de örgütsüzlük koşullarında bu hareketler ataktan çok savunma hamleleri olarak kalıyor. En sağlam savunma hatları da yalnız kaldıkları ölçüde eninde sonunda yarılıyor.
Ancak bu karşılaşmada kapitalistlerin kesin bir zafer kazanması mümkün değil. Onların skor yapmasını sağlayan şey, emekçilerin sahada olması ve süreklilik arz eden güçsüz hali.
Karşılaşmanın diğer olası sonucu emekçilerin örgütlü bir güç yaratması ve kontrataklarla sermayeyi ve yöneticilerini köşeye sıkıştırması.
Emekçiler organize şekilde atağa geçmedikçe kaybetmeye devam edecekler. En iyi ataklar da savunma hattının iyi örülüp buradan ileri sıçramaların yaratılmasıyla olur.