Home / Karışık / ODTÜ Ormanına Yapılan Saldırının Perde Arkası – Barış Deniz KuÅŸ

ODTÜ Ormanına Yapılan Saldırının Perde Arkası – Barış Deniz KuÅŸ

Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi(ABB) BaÅŸkanı Melih Gökçek ve ODTÜ Rektörü M. VerÅŸan Kök ODTÜ’den geçecek yollar konusunda mutabakata vardıktan kısa bir süre sonra ABB 09.09.2017 gecesi TOMA’lar, çevik-sivil polisler ve iÅŸ makinaları eÅŸliÄŸinde ODTÜ ormanına girdi ve yol yapımı için doÄŸa katliamı baÅŸlamış oldu. ODTÜ Aysel Sabuncu YaÅŸam Merkezi’nin bulunduÄŸu bölgeden baÅŸlayan yıkım kapsamında 3 bin aÄŸacın kesileceÄŸi belirtiliyordu,  Gökçek’in protokole uymaması sonucunda 38 m olarak açılacağı söylenen yolun geniÅŸliÄŸi 135 m’ye kadar çıkarak yaklaşık 12 bin aÄŸaç Gökçek’in rekor denemesiyle bir gecede kesildi.

Peki süreç nasıl başlamıştı?

Bilkent ve Etlik Åžehir Hastaneleri AKP’nin son dönemdeki mega projelerinden olan ÅŸehir hastanelerinin bir kısmı ve tabii tüm diÄŸer mega projelerde olduÄŸu gibi, AKP bu projeyi de halka yapılan devasa bir hizmet olarak tanıtıyor. Ancak ‘mega projelerin’ halka ulaşım veya saÄŸlık gibi temel ihtiyaçlar için deÄŸil sermaye grupları ve rant için gerçekleÅŸtirildiÄŸi yapılan anlaÅŸmalarda da açıkça gözüküyor. Avrupa’nın en büyüğü olacağı söylenen Bilkent Åžehir Hastanesi Dia Holding tarafından yapılıyor. Dia Holding’in sahibiyse 3. Köprü’yü yapan 2 ortaktan İbrahim Çeçen’in oÄŸlu, Murat Çeçen. 3. Köprüden yaptıkları vurguna bir yenisini daha eklemek isteyen Çeçen ailesi Bilkent Åžehir Hastanesi için devletten yıllık 340 milyon 616 bin TL alacak. Milyarlarca dolar yatırım yapılan projelerde devlet arazileri ÅŸirketlere peÅŸkeÅŸ çekilip üstüne doluluk garantileriyle ÅŸirketlerin karı güvence altına alınıyor. Üçüncü Köprü’de verilen doluluk garantisinin gerçekleÅŸmemesi üzerine eksik olan her araç için devlet ÅŸirkete 3 dolar ödüyor ve tabii bu para kamu bütçesinden harcanıyor. Devlet köprüden geçen araç sayısını arttırmak için otobüs, kamyon ve tırları 3.Köprü’ye yönlendirmiÅŸ durumda. Bilkent Åžehir Hastanesini de benzer bir gelecek bekliyor. Hastaneye talep yaratmak amacıyla söz konusu bölgedeki devlet hastanelerinin büyük bölümünün kapatılması öngörülüyor. Hatta Ankara’nın bir diÄŸer ÅŸehir hastanesi olacak olan Etlik Åžehir Hastanesinin ÇED Raporu’nda da hastanenin hizmete girmesiyle 6 farklı hastanenin kapatılacağı yazılmış. Yani Ankara halkını saÄŸlık hizmetine ulaÅŸma açısından daha zor günler bekliyor olacak. Ne yazık ki, sıkıntı bununla da bitmiyor. ABB’nin yeni hastanesini yaptığı bölge ulaşım açısından elveriÅŸsiz bir noktada. Bu sorunu çözmek bahanesiyle AOÇ ve ODTÜ gibi büyük ormanlık araziye sahip olan yerler talan ediliyor, edilecek. Peki yollar trafik sorununu çözecek mi dersek cevap hayır olacaktır. Çünkü her yol kendi araçlarını getirecek ve diÄŸer hastanelerin kapatılmasıyla bu yollarda da ciddi bir trafik yoÄŸunluÄŸu yaÅŸanacak. Bunun yanında Ankara’nın akciÄŸerlerinden biri olan ODTÜ Ormanı’nın bir bölümü 2013’te yine kamu yararı ve trafik sorununa çözüm bulma bahanesiyle kesilmiÅŸti, Gökçek’in bu süreçte ODTÜ arazisiyle ilgili baÅŸka projeleri de var gibi görünüyor.

2013’te ne olmuÅŸtu?

2013’te ODTÜ’den geçirilen  yol EskiÅŸehir Yolundaki trafiÄŸi azaltma gerekçesiyle 1071 Malazgirt Bulvarı projesiydi. O zamanki ODTÜ Rektörlüğünün itirazları sonrası ABB “ODTÜ binalarının kaçak olduÄŸu” iddiasıyla, 45 bina grubunun yıkılmasına ve üniversiteye 1,8 milyon TL ceza kesilmesine karar verdi. ODTÜ’nün bu kararı mahkemeye taşımasından sonraysa kararın yasal dayanağı olmadığı ve kamu yararına aykırı olduÄŸunu hükmüne varılmıştı. Fakat Melih Gökçek ODTÜ’lülerin ve Ankaralıların büyük itirazlarına ve direniÅŸine ÅŸimdi olduÄŸu gibi o zaman da bir gece vakti iÅŸ makineleri ve çeviklerle gelerek karşılık vermiÅŸti .

Bugüne dönecek olursak, yaÅŸadıklarımız 2013’de yaÅŸananlardan biraz farklı. Bunlardan ilki rektörlüğün tutumu. 15 ay içerisinde bölüm baÅŸkanlığından rektörlüğe kariyer basamaklarını hızla tırmanan atanmış Rektör VerÅŸan Kök öğrencilerin gönüllülerini rahatlatmak amacıyla gönderdiÄŸi birkaç mailden sonra ODTÜ Ormanı’nın kaderini Gökçek’in inisiyatifine bırakarak anlaÅŸtı. Gerçekte kesilen ormanlık arazi protokolde anlaÅŸmaya varılanın kat be kat üzerinde olmasına raÄŸmen rektörün savunması arazide aÄŸaçlık alanın seyrek olması üzerine. 

Bir diÄŸer fark ise politik atmosfer: 2013 ODTÜ Yol DireniÅŸi Gezi eylemleri sonrasında, Gezi’den gelen motivasyon ve kararlılıkla kolayca kitleselleÅŸmiÅŸ yol geçse dahi büyük bir direniÅŸ bir toplumsal hafıza da bırakmıştı, ÅŸuan içinde bulunduÄŸumuz durumda ise yolun direkt CumhurbaÅŸkanı’nın emriyle geçirildiÄŸi, her türlü pervasızlığın OHAL rejiminden güç alarak gerçekleÅŸtirildiÄŸi ortada. 

 

Ne yapmalı? Nasıl Direnmeli?

Bütün ülkenin, kamu kaynaklarının birer rant alanına dönüştürülmesinin bir sonucu olarak bugün ODTÜ’nün ormanlık arazisi de böyle bir yıkımla karşı karşıya. Fakat meselenin bir diÄŸer boyutu da iktidarın kendisini her alanda baki kılmak istemesine, atanmış rektörlerle üniversitelerin birer biat yuvasına dönüştürülme çabasına karşı ODTÜ’nün taşıdığı deÄŸerler ve öğrencisi, işçisi, akademisyeniyle geçmiÅŸten bugüne ortaya koyduÄŸu duruÅŸ, bugün hedef alınmasının en önemli sebeplerinden bir tanesi. Yol projelerinin bu sene içinde dillendirilmeye baÅŸlanmasından itibaren öğrencilerin öncülüğünde geliÅŸmesi muhtemel duruma karşı harekete geçilmiÅŸti. ODTÜ Ormanı’na ve ODTÜ muhalif geleneÄŸine müdahale etmeye yönelik gerçekleÅŸtirilmeye çalışılan projeye karşı ODTÜ’deki siyasi kurumların ve öğrenci topluluklarının öncülüğünde ODTÜ Savunulmalıdır platformu kuruldu. Åžuana kadar çoÄŸunlukla sosyal medya üzerinden olmak üzere çeÅŸitli görseller, bildiriler, radyo programları, basın açıklamalarıyla birlikte platformu ODTÜ yerelinde büyütmek amaçlı çalışmalar yapıldı. Fakat bunların büyük çoÄŸunluÄŸu ODTÜ Ormanının ekolojik önemi ve İncek bölgesinin arkeolojik deÄŸeri üzerineydi. Tabii ki bunlara deÄŸinmeden ODTÜ Ormanını koruma amaçlı bir muhalefet hareketi örülemez, ama bunlardan ibaret bir muhalefetin de eksik kalacağını ve kitleselleÅŸemeyeceÄŸini söylemeden geçmek olmaz. OHAL sonrası atmosferden ve bunun kitlelere olan etkilerinden önceki kısımlarda bahsetmiÅŸtik, bu etkilerin aşılması ve muhalefetin kitleselleÅŸmesi için maalesef ki ekolojik ve arkeolojik deÄŸerlerden fazlası gerekiyor. Bilkent ve Etlik Åžehir Hastaneleri hizmete girdikten sonra birçok devlet hastanesinin kapatılması söz konusu, bunun sonucunda da halkın saÄŸlık hizmeti almasını kolaylaÅŸtırma söylemiyle yapılan bu projenin ikiyüzlülüğü gözler önüne serilmiÅŸ olunuyor. Kapatılacak hastanelerden dolayı çoÄŸu Ankaralı için hastaneye ulaÅŸmak daha zor olacak, özellikle de belediyenin bunu aÅŸmak için hiçbir ÅŸey yapmadığını göz önünde bulunduracak olursak.

AKP’nin bundan sonraki süreçte ODTÜ ve diÄŸer üniversitelere yönelik gerçekleÅŸtireceÄŸi hamleleri boÅŸa düşürmenin yolu örgütlü mücadeleyi yükseltmekten geçiyor. BulunduÄŸumuz alanlarda tıpkı yol meselesinde olduÄŸu gibi toplumun kutuplaÅŸtırılarak gerçeklerin gözlerden kaçırılmasına karşı meseleyi kiÅŸisel hassasiyetler noktasından çıkararak toplumsal muhalefetin kendini ifade edeceÄŸi yeni alanlar yaratmak gerekiyor. Bir kez daha vurgulamak gerekirse ODTÜ’nün dünden bugüne toplumda yarattığı güven yıllardan beri alt edilemeyen devrimci geleneÄŸinin bir ürünü. Bu güveni korumak ve ilerletmek, saldırılara göğüs gerebilmek için birleÅŸtirici ve kapsayıcı kampanyalarla çalışmak gerekiyor.

 

 

bolsevik.org

Etiketlendi: