Miting Yaptık mı? Yaptık. – V.U. Arslan

Miting Yaptık mı? Yaptık. – V.U. Arslan

13312852_727816460655397_5873154555737686997_n

KESK  ‘Laik eğitim, laik yaşam, güvenceli iş’ sloganıyla düzenlediği bölgesel “mitingler”, bir kez daha katılım azlığı, cansızlık ve görev icabı gerçekleşti. Kayda değer bir çalışması yapılmadan gerçekleşen eylemler boşa sıkılan tek atımlık kurşun gibi. “Mitinglerin gündemi ne kadar isabetlidir” bambaşka bir konu, ama bu haliyle de ortada ne bir kampanya var ne de bir hazırlık. Öyle ki KESK iş yeri temsilcileri bile mitingden haberdar edilmiyor, düşünün tabanın halini. Mitingi duyurmak için kent merkezlerinin afişlenmesi ya hiç yapılmıyor ya da mitinge saatler kala yapılıyor. Ne de olsa sendika şubelerinin yönetici kadrosu ve çeşitli sol yapılanmaların katılımı ile cılız mılız bir “miting” gerçekleşebiliyor. Bu bürokratik, hantal ve vasat altı hallerle bir yerlere varılamayacağı ortada.

Laikliğin laik cephecilikle, kimlik ve yaşam tarzı politikasıyla savunulamayacağını, laikliği savunmanın tek yolunun sınıf mücadelesini yükseltmekten geçtiğini bir çok kez vurguladık. AKP’yi durduracak tek güç sınıf savaşıdır. KESK ise sahip olduğu geleneği, kitleselliği ve iş güvenliği sayesinde sınıf mücadelesinin en elverişli pozisyondaki aktörü olmasına rağmen sınıf mücadelesinden kopan, demeç veren yöneticilerin sivil toplum örgütüne dönüşen bir profil sunmaktadır. Uzun yıllardır HDP ve ÖDP gibi güçlerin kontrolü altında olan KESK giderek irtifa kaybetmekte ve asli misyonu olan sınıf mücadelesinden uzaklaşmaktadır.

Oysa sınıf mücadelesi perspektifi yaşama geçirilse hem KESK bulunduğu krizden çıkacak, hem de Zonguldak işçilerinin mücadelesi gibi kritik mücadeleler güç kazanacak. Oysa bakıyorsunuz KESK mitinglerinde ne Zonguldak madencileri gündem oluyor, ne de Fransa’daki işçi ve gençliğin görkemli mücadelesi… Yıllardır süren bu vasatlığı gördükten sonra insan söylemeden edemiyor: “bunlardan ne köy olur ne kasaba”.

Şurası açık: Laiklik diye ağlamak yerine sınıf mücadelesini yükseltmek zorundayız. Zonguldak ve madenciler, özellikle de Soma’dan sonra, başlı başına bir dava, bir sembol ve AKP’nin başında olduğu sistemin zayıf noktasıdır. Laikliğin savunulacağı, kazanılacağı nokta burasıdır. Özetle Zonguldak’a el vermedikten sonra laiklik diye ağlamanın bir faydası yok.

KATEGORİLER
ETİKETLER