Latest posts by Sosyalist Gündem (see all)
- Minguzzi Davasının Ardından: Kestirme Çözüm Yok! - Ekim 23, 2025
- Saadat, Barguti ve Tüm Filistinli Siyasi Tutsaklara Özgürlük! - Ekim 22, 2025
- Kıbrıs Seçimleri: Erhürman Müdahalelere Rağmen Kazandı! - Ekim 20, 2025
Minguzzi davası geçtiğimiz günlerde karara bağlandı. 14 yaşındaki Matia Ahmet Minguzzi, 24 Ocak 2025’te Kadıköy ilçesindeki bir pazar yerinde Casper çetesiyle bağlantılı çocuklar tarafından defalarca bıçaklanarak canice öldürülmüştü. Olağan koşullarda genel bir toplumsal tepkinin kaynağı olacak bu ölüm, 9 ay boyunca annenin yürüttüğü kampanya üzerinden hep tartışmalara gebe oldu.
Meselenin insani ve toplumsal boyutlarına dair bazı başlıkları şöyle sıralayabiliriz.
- Anne-oğul Minguzzilerin dramı bireysel bir mesele olmanın çok ötesinde bir toplumsal/sınıfsal travmayı yansıtıyor. Çeteleşme yüzünden evladını kaybeden nice aile var. Ve bu acı esas olarak emekçi aileleri vuruyor. Çeteler yüzünden emekçi mahalleleri yaşanmaz yerler haline geldi. İnsanlar çocuklarını sokağa çıkaramaz oldular, bu bölgelerde korku yaşamın bir parçası durumunda. Daha güvenli mahallelere taşınmak için gerekli maddi imkanları olmayan emekçi aileler bu kabus içinde yaşamak zorundalar. Mesele sadece cinayetten ibaret değil. Uyuşturucu salgını ve şiddetin her türlü biçimleri emekçi mahallelerde kol geziyor.
- Peki bu çeteler neyin uzantısı? Bu çeteler burjuvazinin uzantısıdır. Derin devlet ve faşist odaklar çetelerle kol kola değil mi! Kısacası konu tamamen sınıfsaldır. Son 20 yılda iyice palazlanan yeni nesil mafya grupları küçük yaştaki yoksul çocukları birer caniye dönüştürüp tetikçi olarak kullanıyor. Bu mafya grupları devrimcilerin etkin olduğu mahallelerde özel olarak kullanıldılar ve buradaki sosyalist örgütlü dokunun kırılmasında özel görevler üstlendiler. Son olarak Sinan Ateş cinayeti ya da Ankara’daki ihraç akademisyen dostumuz Cenk Yiğiter’e yapılan silahlı saldırıda olduğu gibi faşist odakların tetikçi tedarikini de bu mafya grupları yapıyor.
- Bireysel düzeyde bu çocuklar mafya organizasyonlarının elinde suç makinesine dönüşerek egemen sınıflara hizmet ediyor. Toplumsal bir grup olarak ise bunlar da yaratılan bu çete düzeninin mağduru. Yoksul emekçi mahallelerinde sosyalistler olarak yeniden bir güç haline gelmek için mücadele etmeli ve çetelerin periferisindeki bu çocukların gerçek düşmanlarının bu sistem olduğu bilinciyle bu çocukları da sınıf mücadelesine kazanmalıyız.
- Elbette ki ceza yasalarına sığınacak değiliz. Ceza yaşının düşmesi, suçların ağırlaştırılması bir çözüm olmayacaktır. Çeteleşmenin engellenmesi ancak örgütlü kitlesel işçi sınıfı mücadelesi ile söz konusu olabilir. Bu çetelerden mahalleler temizlenmeli diyip bu tarz cinayetler sonrası çete düzeninden hesap sormak için sokağa dökülmeyi örgütlemek zorundayız. Minguzzi davası vesilesiyle çeteleşmeye karşı bir kampanya örgütlenmediğinde boşluğu fırsat bu fırsat diyen Sedat Peker gibileri doldurur.
- Sosyalist solun bu meselede temel görevi bu tür cinayetlere karşı bir seferberlik örgütlemektir. “Çeteler mahallelerimizden defolun” diyen bir toplumsal kampanyayı mahalle örgütleriyle, kadın örgütleriyle, sendikalarla birlikte yürütmek gerekiyor. Yoksul emekçi mahallelerinde çetelerin varlığı bir can güvenliği problemi olarak sınıfsal bir sorundur. Bunu dert edinmeyip failin ya da mağdurun kimliğine göre tavır almanın ya da mesele yokmuş gibi davranmanın sosyalistlikle alakası olamaz.
- Evladı sebepsizce ve hunharca katledilen bir anne yaşadığı büyük travmayla dengesini kaybedebilir, savrulabilir de. Bizim işimiz anneyi tartışmak değil; bu cinayetlerin kaynağı olan çete düzenine karşı toplumsal tepkiyi örgütlemektir. Meseleyi kimlikler arası kavga haline getirmek isteyen, kendi bencil dünyası dışında hiçbir toplumsallığı olmayan sosyal medya etkileşimcilerini ciddiye almaya gerek yok.













