Libya İşgale Hazır
Libya ve Suriye Arap Baharı’nın emperyalist kuvvetlerce maniple edildiği ülkeler olmuştu. İktidardaki diktatörler NATO ile sorunlu ülkeler olunca hiçbir programı olmayan isyancılar Batı’nın yönlendirdiği paralı askerlere dönüşmüşlerdi. Bir kısım isyancı ise ortadaki tek aktör olan aşırı İslamcı örgütlerin militanları haline geldi. Neticede 2011’de Libya’da devam eden iç savaşta isyancılar karşısında Kaddafi’nin üstünlük sağladığının gözükmesiyle ülkeye NATO müdahalesi olmuş ve Kaddafi rejimi düşürülmüş, Kaddafi’nin kendisi de vahşice linç edilmişti.
Libya ve Suriye devrimleri diye ortalığı velveleye veren tüm dünyadaki sözde solcu partiler, bugün gelinen noktada ya özeleştiri vermelidir ya da emperyalist politikanın gönüllü ya da aptal taşeronları olma suçlamasına göğüs germelidir.
Bugün Libya, Afganistan’ın yaşadıklarının bir benzerini yaşamaktadır. Nasıl SSCB yanlısı Necibullah 1992’de devrildiğinde Afganistan savaş ağalarının ve İslamcı fanatiklerin eline düşmüşse bugün Libya da benzer bir kadere saplanmış ve mahvolmuştur. Nasıl Afganistan 1990’lardaki iç savaşın ardından ABD işgaline uğramışsa bugün Libya da bir kez daha NATO saldırısına ve ABD işgaline uğrayacaktır.
Bölünmüş Libya
Kaddafi’nin ardından ülke iktidarı ele geçirmek isteyen farklı silahlı gruplar arasında bölündü. Ülkenin doğusunda Tobruk ve Bingazi bölgesini kontrol eden ABD’nin adamı General Halife Hafter‘e bağlı ordu birlikleri kontrol sahibi. Tobruk’ta toplanan sözde parlamentodan dolayı Tobruk Hükümeti olarak da adlandırılan Hafter güçleri, genel olarak uluslararası tanınmaya sahip ve iç savaşta Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden hava desteği alıyor.
Karşı tarafta ise Müslüman Kardeşler’in liderlik ettiği geniş İslamcı cephe bulunuyor. Libya Şafağı olarak da adlandırılan bu güçler ülkenin batısında başkent Trablus civarında kontrol sahibi. Libya Şafağı, başta AKP Türkiye’si olmak üzere Katar ve Sudan’dan destek alıyor.
Bunun dışında IŞİD de Libya’da giderek gücünü arttıran bir aktör durumunda. Akdeniz kıyısındaki Sirte’den başlayarak batıya doğru ilerleyen IŞİD, muhtemelen Libya’daki bir dahaki NATO saldırısının gerekçesini oluşturacak.
Ayrıca El Kaide’ye yakın Ensar el-Şeria örgütü de Libya’da bir hayli etkin bir güç. Yine çöllük alanlarda yerel Tuareg milisleri faaliyet içerisinde. Bunun dışında sık sık saf değiştiren yerel savaş güçleri de birçok kenti kontrol altında tutuyor.
Neticede savaş dengeleri sık sık aşiretler arası gerginliğe bağlı olarak değişiyor. Bir zamanların sessiz sedasız yaşayan petrol zengini Libyası bugün tam bir bataklığa gömülmüş durumda. Bir yanda kokuşmuş savaş ağaları diğer yanda birbirlerini öldürmeye hazır durumdaki fanatik İslamcılar.
Bölgesel Güçler Libya’yı Bulandırıyor
“ABD Genelkurmay Başkanı Dunford, ABD Senatosu Silahlı Hizmetler Komitesi‘nin toplantısında yaptığı konuşmada, ABD Özel Kuvvetleri’nin her an Libya’ya girebileceğini söyledi. Dunford, Libya Birlik Hükümeti ile anlaşma sağlanması amacıyla görüştüklerini ve ülkeyi IŞİD’in elinden kurtarmak istediklerini belirtti.” Ajanslara düşen bu haberden ABD’nin harekete geçmek için gün saydığı anlaşılıyor. Ama Libya’daki mesele sadece NATO meselesi değil. Müslüman Kardeşler‘i baş düşmanı olarak gören Mısır ve yine İhvan’dan hoşlanmayan BAE, Libya’da hava gücüyle bombardıman yapıyor. Müslüman Kardeşler’in hamisi ise tıpkı Suriye’de olduğu gibi AKP Türkiye’si. Neticede BM öncülüğünde başatılan sözde barış görüşmelerinden de hiçbir şey çıkmıyor. ABD ve Fransa ise adeta Libya’da operasyona başlamak için gün sayıyor.
Çözüm
Libya bugün mahvolmuş bir ülke. Emperyalistler burada daha uzun yıllar çevre ülkelere istikrarsızlık yaratacak bir bataklık yarattılar. Öyle ki Cezayir, Mısır ve Tunus fanatik cihatçılıktan ötürü istim üzerinde ve buralardaki diktatörler toplumsal muhalefeti bu sayede baskı altında tutup, cihatçı korkusuyla halktan pasif destek elde ediyorlar.
Bu oyunu ancak sosyalist güçler bozabilir. Sömürüye ve emperyalizme karşı, halkların kardeşliği ve toplumsal eşitlik için hareket eden sosyalistler güçlendikleri takdirde tek umut olarak halklara bu karabasandan uyanma fırsatı suncaklar. Ortadoğu’da bu görev yerine getirilmeyi bekliyor. Ara çözüm yok!
Ya Sürekli Devrim, Ya Sürekli Katliam!!
bolsevik.org