Home / Manşet / Kıbrıs Seçimleri: Erhürman Müdahalelere Rağmen Kazandı!

Kıbrıs Seçimleri: Erhürman Müdahalelere Rağmen Kazandı!

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) 19 Ekim 2025’te yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) adayı Tufan Erhürman kazandı. Seçim sonucuna göre Erhürman oyların yaklaşık %63’ünü alırken, mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise %36 civarında kaldı. Seçime katılım oranı % 64,87 olarak açıklandı.

 

İktidarın 2020 seçimi ve sonrasında büyük bir destek verdiği Ersin Tatar’ın kaybetmesi doğal olarak adada kurulan statüko üzerine tartışmaları da beraberinde getirdi. Seçim kampanyası sürecinde Ersin Tatar sıklıkla bu seçimin bir varoluş seçimi ve iki devletli çözüm ile federasyon modeli arasında bir yarış olacağını vurgularken; Erhürman “adil paylaşım, demokratik irade ve federal çözüm” söylemleri etrafında şekillenen bir kampanya yürüttü. Erdoğan ise Eylül ayında dile getirdiği “Bizim için federasyon defteri kapanmıştır, iki devletli çözüm tek yoldur.” sözüyle bu tartışmaya bir nokta koymuştu.

 

Erdoğan rejiminin seçim döneminde Mesut Özil’den, Süleyman Soylu’ya Cevdet Yılmaz’dan Cübbeli Ahmet Hoca’ya kadar birçok ismi adaya göndererek ilan ettiği seferberliğe rağmen Erhürman’ın kazanması adada kurulan statükoya duyulan bir tepkinin ürünüdür. Tatar’ın federasyon karşıtlığı üzerinden yaratmaya çalıştığı kutuplaşma siyaseti de tepkilerin yönünü değiştirmeyi başaramadı. Dahası, seçim döneminde iktidarın gönderdiği isimler üzerinden açık müdahale çabası aradaki oy farkını artıran bir etken oldu.

 

2017 yılında sonuçsuz kalan Crans-Montana görüşmelerinden bu yana ada yönetimini elinde tutanlar, elbette Türkiye’nin yönlendirmesiyle adanın yaşadığı izolasyonu kıracak en ufak bir adım atamadılar. Ancak bir yandan özellikle genç ve eğitimli nüfus bu izolasyondan memnun değil. Türkiye’nin bir uydusu olarak adada bir gelecek bulamayacaklarının farkındalar. Elbette bununla birlikte Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizin adaya da aynı şekilde yansımasını ve hayat pahalılığındaki artışın emekçi sınıflar üzerinde yarattığı geçim sıkıntısını da eklemek gerekmektedir.

 

Bu dönemsel olguların yanısıra adada on yıllardır hüküm süren mafya düzeni aynen varlığı sürdürüyor. En son Halil Falyalı suikastinin ortaya serdiği üzere kumar, fuhuş, uyuşturucu üzerine kurulu bu bataklık kurutulmadan ada halkının huzurlu bir gelecek bulamayacağı ortadadır.

 

Şurası açık ki Kıbrıs halkı üzerinde bir haminin gölgesini kabul etmemektedir.

 

Bu sonuçlar, sonrasındaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere en çok Devlet Bahçeli ve MHP’yi kızdırmış görünüyor. Bahçeli seçim sonuçlarına dair şunları dile getirdi: “KKTC parlamentosu acilen toplanmalı, seçim sonuçları ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilan etmeli ve Türkiye Cumhuriyeti’ne katılma kararı almalıdır.”

 

İlginç olan Erdoğan ve Bahçeli ikilisinin söylemleri arasındaki açı farkı. Erdoğan Bahçeli’nin aksine Erhürman’ı tebrik etti. Erhürman da yaptığı “Hiçbir cumhurbaşkanımız Türkiye Cumhuriyeti ile istişare etmeden ne müzakere yürüttü ne görüşme yürüttü, ne dış politika çizgisi belirledi. Bu bizim devlet geleneğimizdir. Aynen bu devlet geleneğimiz devam edecek.” açıklamayla Türkiye ile uyumlu bir çizgiden ödün vermeyeceğini de teyit etmiş oldu. Özetle Erhürman önümüzdeki dönem de iki devletli çözüm fikrinden çok fazla sapmayacaktır; ancak Kıbrıs halkının verdiği mesajın federasyon fikrine daha yakın olduğu da gözden kaçırılmamalıdır.

 

Olması gereken açıktır. Kıbrıs üzerindeki vesayet kalkmalı; Kıbrıs halkı kendi geleceğine kendisi karar vermelidir. Seçim sonuçları bunun gerekliliğini bir kez daha teyit etmiştir.

 

 

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir