Katliamlara Dur Demenin Yolu "Siyasetten" Geçiyor – Çağın Erdinç

15303845_10154695806232980_1720204087_oYandaş basın ve kişilerin olaylar karşısında aldığı tutum tam olarak “Bir şey olsa da başkanlığı övsem” üzerine kurulu. Öyle ki, patlamadan hemen sonra akıl almaz Tweet’lerle, yorumlarla karşılaştık. Önce AKP’nin klasik tutumu olarak yayın yasağı getirildi. Sonra CNN Türk’te olayları Gezi’ye bağlayan yorumlar duyuldu. Ardından A Haber’de patlamayla başkanlık sistemi arasındaki bağ kurulup başkanlığa methiyeler düzüldü. Sonrasında Burhan Kuzu çıktı sahneye. Şu Tweet’leri attı: “Başkanlık Sistemini hedefleyen Anayasa reformu Meclis’e sunuldu Beşiktaş’da patlama oldu.Birileri kan dökülmeden sistem değişmez demişti de!”, “Beşiktaş’daki bu patlama ile TBMM Başkanlığına sunulan Anayasa değişikliği paketi arasında acaba bir zamanlama bağlantısı var mı sizce?”, “Türkiye’yi ömür boyu siyasi istikrara kavuşturacak ve Ülkemizin geleceğinin teminatı olan Başkanlık Sistemi Meclis’e sunuldu.Hayırlı olsun.”

Evet, olayla ilgili söylenenlerin, yazılanların bir kısmı böyle. Akbaba gibiler. Ölülerin olduğu yere birikip başkanlık övgüsü yapıyorlar. Patlamanın tozu dinmeden, kanlar kurumadan siyasî arenada moda tabirle “algı operasyonu” yapıyorlar. 

Bu noktada şunu söyleyelim. Özellikle AKP’li muktedirlerin “Olayı siyasete bağlamayın; gün birlik ve beraberlik günüdür” çığırtkanlığına itibar etmemek lazım. Kendileri ilk fırsatta, insanların kanı kurumadan siyasete sarılırken kitlelere “siyaset yapmayın” çağrısında bulunuyorlar. Bu samimiyetle söylenen bir çağrı değil. Aksine, mevcut katliamların üzerini örten ve yeni katliamlara zemin hazırlayan bir çağrı.

ana resimÖte yandan, tamamen samimi duygularla, katliamlara duydukları öfkeyle ve iyi niyetle “siyaset yapmayın; teröre destek olmayın” diyen bir kesim de var. Tüm yaşadıklarımız siyasî gerilimin geldiği noktayla ilgiliyken siyasetten bağımsız yorumlar yapmak suya çekilen çizgi gibidir. Siz siyasetle ilgilenmeseniz bile, o “siyaset” sizi maçta, sokakta ve hatta evde buluyor. Son 1 yılda 372 kişi bombalı saldırılarda yaşamını yitirdi. Bu bombalar kendi kendilerine oluşmadı. Her birinin siyasî neden ve sonuçları var. Suya sabuna dokunmadan failleri ortaya çıkartmak; yeni katliamların yaşanmasını engellemek imkânsız. Muktedirlerin sürekli zırvaladığı gibi gün birlik ve beraberlik günü falan değil. Ülkeyi kan gölüne çeviren AKP iktidarını ifşâ etme günüdür. Kim ile birlik olacağımız, beraberliği kimlerle sağlayacağımız bile siyasî bir konudur. Aksi halde kendimizi katliamları yaratan AKP üslubuyla aynı “birlik ve beraberlik” içerisinde buluruz!

Katliamlardan sonra sıkça kullanılan başka bir söylem de “Katliamlarla AKP’nin ne ilgisi var; olay tamamen terör olayı.” Bu tespitin, “Patlamanın siyasetle ne ilgisi var?” söylemiyle aynı kapıya çıktığını söylemek lazım. Katliamlarla AKP’nin ne ilgisi var hemen açıklayalım. Velev ki bombayı T.A.K patlattı. Bunun siyasî nedenleri yok mu? Son zamanlarda T.A.K’ın patlattığı bombalarla (eğer son bombayı TAK patlattıysa) patlayan son bombanın nedenleri aynı. Kürt vekilleri tutukla; hendek çatışmalarına karşı olan ve sürecin Mardin’e ulaşmasını engelleyen Ahmet Türk’ü bile içeri at; milyonlarca oyu olan insanları tutsak et; belediyelere kayyum ata; milli irade denen şeyi sadece kendin için kullan… Çözüm sürecinde kan akmamasının nedeni nasıl siyasîyse bugün akan oluk oluk kanın nedeni de siyasîdir.

İkinci ihtimal, eğer patlamayı IŞİD gerçekleştirdiyse, bunun da siyasî neden ve sonuçları var. Güney sınırlarını cihatçı otobanına çevirip ülkeyi IŞİD’cilerin hücre yapılanması adına “cennete” çeviren biz değiliz. AKP’nin ta kendisi! “Her sakallıyı IŞİD’ci diye alamayız” deyip devrimcileri, Sosyalistleri önleyici gözaltı mekanizmalarıyla tutsak ederek IŞİD’cilere alan açan da AKP. Bunların IŞİD lehine yaptıkları saymakla bitmez!

Sonuç olarak patlayan her bombanın neden ve sonuçları var. Tamamen iyi niyetle “Her şeyi siyasete bağlamayın” diyenlerin çok iyi düşünmesi lazım. AKP’li muktedirler içinse söylenecekleri zaten söyledik. Onlar bu söylemi iyi niyetle dile getirmiyor. “Siyaset yapmayın. Gün birlik ve beraberlik günüdür” deme amaçları, kendi pisliklerini örtme çabasından başka bir şey değil.

Son olarak şunu da vurgulayalım. Bu eylemi hangi grup gerçekleştirmiş olursa olsun, AKP’nin ekmeğine yağ sürmüştür. 10 polis öldürmekle, 30 polis öldürmekle iktidar sarsılmaz; aksine güçlenir. Tarihte bireysel şiddetle iktidarın devrildiği bir örnek var mı? Fakat tersine kitlesel öfkenin örgütlenmesiyle birçok diktatörlük tarihe gömüldü.

Başlıkta vurguladığımız konu çok önemli. “Gün siyaset yapma günü değildir” diyenler bilerek veya bilmeyerek aslında apolitik çizgiden AKP’yi destekliyor ve siyaset yapıyor. Katliamlar ülkesi olmamak için bu siyasî bezirganlığı muhakkak ifşâ etmemiz gerekiyor. Başka yolu yok! 

bolsevik.org

KATEGORİLER
ETİKETLER