İşsizliğin Yükselişi Durdurulamıyor
Türkiye’de işsizlik üzerine konuşmak gündelik bir rutin haline geldi. Cumhuriyet tarihinin en yüksek işsizlik oranlarını görmemiz bir tarafa, toplumda işsiz kitlelerin geleceğe dair umutları da tükenmiş durumda. Özellikle üniversite bitiren genç kuşaklarda iş arama eğilimi de giderek düşüyor.
TÜİK’in paylaştığı Nisan ayı verilerine göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2019 yılı Nisan döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 116 bin kişi artarak 4 milyon 202 bin kişi oldu.
TÜİK’in dün açıkladığı istihdam verilerinde göze çarpan hususlar şu şekilde:
- İstihdam edilenlerin sayısı 2019 yılı Nisan döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 810 bin kişi azalarak 28 milyon 199 bin kişi, istihdam oranı ise 1,9 puanlık azalış ile %46,0 oldu.
- Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 6,3 puanlık artış ile %23,2 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 3,5 puanlık artış ile %13,3 olarak gerçekleşti. Gençlerin ne eğitimde ne de istihdamda olanların oranı ise geçen yıla göre % 2,1 artarak % 23,4’e yükseldi.
- İşgücü 2019 yılı Nisan döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre 306 bin kişi artarak 32 milyon 401 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,1 puanlık azalış ile %52,9 olarak gerçekleşti. Aynı dönemler için yapılan kıyaslamalara göre; erkeklerde işgücüne katılma oranı 0,6 puanlık azalış ile %71,8, kadınlarda ise 0,5 puanlık artışla %34,5 olarak gerçekleşti.
- Nisan 2019 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,9 puan artarak %34,2 olarak gerçekleşti. Tarım dışı sektörde kayıt dışı çalışanların oranı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,7 puan artarak %23,1 oldu.
- Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam bir önceki döneme göre 74 bin kişi azalarak 28 milyon 40 bin kişi olarak tahmin edildi. İstihdam oranı 0,2 puan azalarak %45,8 oldu.
- Mevsim etkisinden arındırılmış işsiz sayısı bir önceki döneme göre 7 bin kişi artarak 4 milyon 487 bin kişi olarak gerçekleşti. İşsizlik oranı 0,1 puan artarak %13,8 oldu.
Bu verilerden nasıl bir sonuç çıkarılmalıdır?
Çizilen bütün iyimser tabloya rağmen Saray rejimi işsizlere ve özellikle gençlere istihdam yaratacak politikaları uygulamaktan acizdir. Açılan tabela üniversiteleriyle birlikte genç işsizlik oranı normalden düşük seviyede tutulsa da uzun vadede bu politika, üniversite eğitiminin niteliksizleşmesi ile beraber, işsizlik oranlarında tırmanışın bir nedeni olacaktır. Milyonlarca üniversite diplomalı genç çaresizlik içinde ya düşük ücretlerle kölece çalışmayı kabul edecek ya da umutsuz bir şekilde kendilerine bir iş kapısının açılmasını bekleyecektir.
Sanayi üretiminde yaşanan daralma ile birlikte hâlihazırda istihdam edilmiş olan emekçilerin de iş güvenceleri tehlikededir. Patronlar özellikle iktidarın da destek verdiği bir kural tanımazlıkla kayıt dışı istihdama daha fazla yönelmektedir.
Kapanan işyerleri, işten atılan emekçiler gelecekte Türkiye’de en önemli sosyal çelişkilerden birini doğuracaktır. Geçim zorluğu yaşayan, borçlarını ödeyemeyen emekçilerin şimdilik tepkisi bireysel düzeyde ve uç noktada intihar ederek gerçekleşiyor. Ancak bu gündem yaratsa da herhangi bir çözüm yaratmamaktadır. Gelecekte işten atmalara ve işsizliğe karşı işçi sınıfının örgütlü bir şekilde tepki vermesi tek çıkış yolu olacaktır.