İspanya'da Seçimler: Yunanistan'ın Ağır Çekimi
Ekonomik krizin vurduğu güney Avrupa ülkelerinden İspanya’daki gelişmeler, Yunanistan’ı andırıyor. Bir farkla: söz konusu gelişmeler (en azından şimdiye kadar) daha yumuşak ve daha yavaştı. Yunanistan’da kriz de sınıf mücadelesi de daha sert ve hızlı yaşandı ve yaşanıyor. Gelgelelim İspanya’da da burjuva siyasetin bir yönetememe krizine doğru sürüklendiği görülüyor. Bu durum pazar günkü seçim sonuçlarıyla beraber daha da olgunlaştı.
İspanya’da pazar günü yapılan genel seçimler, muhafazakar sağcı patron partisi Halk Partisi’nin iktidarına son verdi. Ayrıca bu seçimle 1980’lerden beri devam eden iki partili sistemin sonuna gelinmiş oldu.
Syriza’nın İspanya versiyonu olarak değerlendirilen Podemos (Yapabiliriz) ve Podemos’un sağcı versiyonu olarak görülen Ciudadanos (Vatandaşlar) İspanya’daki iki partili sistemi bitiren partiler oldular.
Bir diğer önemli sonuç ise çıkan sonuca göre hükümet kurmanın bir hayli zor olacağıdır. Kurulacak hükümet bir hayli zayıf, kırılgan ve dengesiz olmaya mahkum durumda. Ya da ufukta bir “tekrar seçim” görünüyor.
Geleneksel Burjuva Partilerin Çöküşü
Seçim sonuçlarına göre iktidardaki muhafazakar Halk Partisi (PP) yüzde 28,7 oyla birinci çıktı. Meclis’e 121 vekil gönderen PP, büyük oy kaybına uğradı ve tek başına iktidarı kaybetti. PP’nin koalisyon hükümeti kurabilme ihtimali de düşük görülüyor, zira PP’nin muhtemel iktidar ortağı olan Ciudadanos’un 45 milletvekili de eklense elde edilen toplan hükümet kurmak için gerekli olan 176 sandalyeye yetmiyor. Başbakan Mariano Rajoy’un partisi, 2011 seçimlerinde yüzde 44,6 oy alarak 186 vekil elde etmişti. PP’nin pozisyonunu Yunanistan’daki sağcı muhafazakar patron partisi Yeni Demokrasi’ye benzetmek mümkün.
PASOK’u Andıran PSOE
Ana muhalefetteki Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) yüzde 22,1 oy alarak Meclis’e 92 vekil gönderecek. PP’nin şiddetli kesinti programına rağmen PSOE’nin büyük oy kaybı yaşaması, PSOE’nin inandırıcılığını ne ölçüde kaybettiğini ortaya koyuyor. PSOE bir önceki seçimde yüzde 28,7 oyla 110 sandalye kazanmıştı. PSOE’den Podemos’a geniş bir kayma yaşandığı görülüyor.
Syriza’nın Kötü Kopyası Podemos
Bu seçimlerin en büyük kazananı, tahminlerin üzerine çıkan, kemer sıkma politikalarına karşı kullandığı söylemle popülarite kazanmış, solun alternatif partisi Podemos (Yapabiliriz) oldu. İlk kez katıldığı genel seçimde yüzde 20,6 oy alan Podemos, 69 vekil kazandı, Katalonya ve Bask bölgesinde birinci parti oldu. Podemos Syriza’nın yükseliş döneminde kendisini İspanya’nın Syrizası olarak sunmuştu. Gelgelelim Syriza projesinin pek bir numarasının olmadığı ortaya çıktıktan sonra Podemos liderliği Syriza ile arasına mesafe koymaya özen göstermişti. Hatta başlangıçtaki Chavezci söylem ve politikaların da terk edildi, açık merkez sol bir pozisyona doğru kayıldı.
Vatandaşlar Partisi’ne 40 Sandalye
Podemos gibi ilk kez genel seçime katılan Ciudadanos (Vatandaşlar) partisi yüzde 13,8 oy alarak, 40 sandalye elde etti. PP’nin yıpramışlığını skora çevirmeye çalışan Ciudadanos‘un yeni yüzler olmak dışında hiçbir kerameti yok. PP ile ittifak kurmaları durumunda bile gerekli çoğunluğu elde edemeyeceklerinden ötürü kemer sıkma işinde başrolde olamayacaklar. Ya da olası bir azınlık hükümetinde mevki kovalayacaklar. Ciudadanos için durum bundan ibaret.
Komünist Parti’nin Hezimeti ve Koalisyon Arayışları
Yunanistan örneğindeki KKE’nin İspanya’daki kökendaş organizasyonu (elbette ki farklı politik pozisyonları olan) İzquerda Unida ile beraber PSOE ve Podemos, 161 milletvekiline ancak ulaşarak 176’nın altında kalıyorlar. Bu durumda küçük bölgesel partilerin desteğiyle bir sol koalisyon arayışları gündeme gelecek ki bir hayli zor. Eldeki en ciddi ihtimal PP ile PSOE’nin kuracakları bir büyük koalisyon. Bu da İspanya tarihinde hiç olmamış bir gelişme, ayrıca seçimler öncesinde iki taraf da bu ihtimali reddetmişlerdi. Böyle bir koalisyonun muhtemel başarısızlığının iki ana burjuva partiyi tarihin derinliklerine gönderme ihtimali kapitalizm için ayrı bir risk oluşturuyor.
Eurokomünizme meyletmiş İspanya Komünist Partisi’nin liderlik ettiği IU’nun oylarının yarıya yakını Podemos’a kaymış durumda (%6.9-%3.7). IU’nun milletvekili 11’den 2’ye düşerken işçi sınıfı hareketi üzerindeki bürokratik kontrolü ile fren vazifesi gören parti de ağır bir hezimet yaşamış oldu.
Sonuç
İspanya’da krizin faturasını emekçiler yoğun işsizlik ve yoksullaşma olarak ödemeye devam ediyor. Mevcut burjuva partilerin emekçilerin gerçek bir alternatifi olması mümkün değil. Syriza’nın bile sağında olan Podemos’un kendisini bir alternatif olarak sunmasına aldanmamak gerekir. Neticede yeni yüzler bu süreçte kapitalist sistemin politik krizine merhem olmak üzere devreye giriyorlar. Yunanistan’da en azından sokakta etkili olan Antarsya gibi devrimci alternatifler bulunuyor. Ve en önemlisi sınıf hareketi her ne kadar bürokratların elinde sınırlandırılsa da bir sürü genel greve imza atmış durumda. İktidarda Syriza var ve devrimciler ile öncü işçiler bu alternatifi de sallamaya çalışıyorlar. İspanya’da ise bu temel gelişmeler maalesef mevcut değil. Diğer taraftan kapitalist partilerin bir yönetme problemi içerisine düşecekleri görülüyor. Bu durumun fırsata çevrilebilmesi için devrimci Marksistlerin içerisinde bulundukları zayıf pozisyondan kurtulmaları gerekiyor.
Oy Dağılımı |
||||
PP | 28.72% | |||
PSOE | 22.01% | |||
Podemos | 20.66% | |||
C’s | 13.93% | |||
IU-UP | 3.67% | |||
ERC | 2.39% | |||
DiL | 2.25% | |||
EAJ-PNV | 1.20% | |||
EH Bildu | 0.87% | |||
CC-PNC | 0.33% | |||
Others | 3.22% | |||
Blank ballots | 0.75% | |||
Sandalye Dağılımı | ||||
PP | 35.14% | |||
PSOE | 25.71% | |||
Podemos | 19.71% | |||
C’s | 11.43% | |||
ERC | 2.57% | |||
DiL | 2.29% | |||
EAJ-PNV | 1.71% | |||
IU-UP | 0.57% | |||
EH Bildu | 0.57% | |||
CC-PNC | 0.29% |