İşçiler, Emekçiler İşte Bu Yüzden Hayır Demeli- Engin Kara

16 Nisan’daki referanduma artık gün saymaya başladık. Son virajlar, özellikle iktidar cephesinde kritik hamleler için son fırsatlar niteliği taşıyor. AKP ve Erdoğan mitinglere hız vererek tabanda bir coşku yaratmaya çalışıyor. Ancak “evet mitingleri”nin pek de iyi geçtiği söylenemez.

Hem parti adına yapılan mitingler, hem parti ve hükümet kurmaylarının yerel toplantıları, hem de bizzat Erdoğan’ın organize ettiği ya da dahil olduğu mitingler, istedikleri kalabalıkta gerçekleşmiyor. Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu gibi eski topları da onca çabaya rağmen devreye sokamayan iktidar, istediği algıyı bir türlü yaratmayı beceremiyor.

Sarayın evet kampanyasındaki önemli bir terslik de dün Erdoğan’ın Zonguldak’taki “toplu açılış töreni” kılıflı evet mitinginde yaşandı. Erdoğan kürsüde konuşurken, miting alanındaki maden işçileri “işçi alınsın üretim artsın” sloganı atmaya başladı. Erdoğan ise işçilere “sloganik sözlerle konuşmamı bölmeyin” diye çıkışarak cevap verdi. “Olayı fitne unsurlarının girmesiyle slogana dönüştürmeyin” diye de ekledi.

İşçilerin İş Talebi Fitne Unsurlarının Sloganı Mı?

Erdoğan işçilerin attığı sloganın fitne unsurlarından kaynaklandığını ileri sürüyor. Oysa maden işçisinin attıkları sloganın tek talebi iş ve ekmekti. İşçinin iş talebini bile fitne sayan Erdoğan, net olarak burjuvazinin ve sermayenin karşısına dikilen en ufak bir talebi bile düşmanca gördüğünü göstermiş oldu.

Şayet başkanlık sevdalımız daha açık sözlü konuşacak olsaydı “Siz işçilerin talepleri umurumda değil. Sermaye ihtiyaç duyarsa daha fazla işçi çalıştırırız ve daha fazla zenginleşiriz. Sermayenin daha fazla emek gücüne ihtiyacı yokken sizin gelip de iş istemeniz ise bizim iktidarımıza, yani burjuvazinin iktidarına karşı bir fitne ve komplo niteliğindedir.” diyebilirdi.

Erdoğan’ın “işçi alınsın” talebini fitne sloganı olarak ele alması, bugüne kadar “fitne, dış mihrak, komplo vb.” olarak dillendirdikleri onca şeyi de nasıl ele aldığı konusunda iyi bir gösterge. Fitne dedikleri, komplo dedikleri kendi çıkarlarına uymayan şeylerden ibaret.

Yani Erdoğan’a göre ne kadar vatana, devlete yönelik fitne varsa hepsi de kendi tahtını tehdit eder nitelikte. Tersinden iktidarını tehdit eden ne varsa , hepsi vatanı, devleti tehdit eden fitneler. Hele ki söz konusu işçilerin iktidarı zorlayan talepleri olduğunda…

Emekçiler Hayır Demek Zorunda

Maden işçileri Soma’yı unutmayacak. 301 işçinin topluca katledildiği bu iş cinayetinin hesabını hala ne şirket yöneticileri ne de sorumlu devlet görevlileri vermiş değil. Bu toplu kıyım Erdoğan tarafından “fıtrat” olarak tanımlanmıştı.

İşçinin fıtratında sadece kölece çalışmayı ve iş cinayetlerinde ölmeyi görenlerin eline devletin bütün mekanizmalarının iplerini vermek, köleliğe boyun eğmek anlamına gelecek. 16 Nisan’da evet demek Soma’yı unutmak, grev hakkından vazgeçmek ve “aman fitne yapmayalım” derken elindeki üç kuruştan olmak anlamına gelecek.

İş talepleri fitne sayılan maden işçileri, grevleri yasaklanan metal işçileri, banka işçileri, iş güvencesi bir KHK’ya bağlı kılınan kamu emekçileri, ücretleri ödenmeyen inşaat işçileri, taşeron işçiler, kadın işçiler, mülteci işçiler… Ez cümle bütün işçileri, emekçiler 16 Nisan’daki referandumda hayır demek zorunda.

KATEGORİLER