İktidar Patronlardan Vergi Almaya Kıyamıyor! – İsa Özbey

İktidar Patronlardan Vergi Almaya Kıyamıyor! – İsa Özbey

Mehmet Şimşek’in hazırladığı vergi paketinin meclisten geçmesinin üzerinden kısa bir süre sonra sayısı yedi yüzü aşan büyük şirketin son üç yıl içerisinde kurumlar vergisi ödemediği ortaya çıktı. Geçtiğimiz haftalarda vergi paketinin maddelerinin sızdırılması gibi bu sızıntının da saraya yakın kaynaklardan geldiği tahmin ediliyor.

İktidar tarafından vergi affıyla ödüllendirilen şirketler içinde onlarca farklı sektörden pek çok büyük şirket karşımıza çıkıyor: Amazon, Trendyol, Türk Hava Yolları, Getir, Carrefour, Turkcell, Türk Telekom, Demirören Medya, Turkuaz Medya, Gediz Elektrik, Getir, Yemek Sepeti… İçlerinde Taş Yapı, Rönesans, Limak gibi hükümetle kurduğu ilişkilerle yüzlerce milyar liralık kamu ihalesi alan iktidarın gözdesi şirketlerin de vergi ödememeleri şaşırtmıyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı ise yaptığı açıklamayla adeta bu durumu doğrulayarak 735 büyük şirket hakkında incelemelerde bulunacaklarını söylemekle yetindi. Bakanlık şimdiye kadar en temel görevini yerine getirmediğini de itiraf etmiş oldu. Ancak milyonlarca emekçinin cebinden dolaylı ve dolaysız vergilerle alınterini gasp etmek söz konusu olduğunda aynı sorumsuzluğun yerinde yeller esiyor.

Skandalın patlamasının ardından, Şimşek yönetimi için meclisten yeni geçirilen vergi reformu zevahiri kurtarmanın bir aracı olarak kullanılıyor. “Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi” söylemiyle pazarlanmaya çalışılan vergi reformunun içeriği bize tam tersini söylüyor. Vergi paketine göre yurtiçi asgari kurumlar vergisi % 10 olarak belirlendi. Ancak Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları’nın (GYO) bu vergiden muaf tutulacağı açıklandı. Bu kategoriye uymayan sermayedarları da endişelendirecek bir şey varmış gibi gözükmüyor. Sadece bu miktarın kârlarının çok küçük bir kısmını oluşturması da değil bunun tek sebebi. Büyük sermayenin en üst kısımları geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi vergi muafiyetleri ve teşviklerle bu yükten kurtulacaklardır; hatta bir kısmı için kapı çoktan aralandı bile. Erdoğan, uluslararası sermayeye 921 milyar liralık teşvik ve vergi muafiyeti sağlayacak olan “Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım” paketini açıkladı. Dahası bu şirketler çeşitli bağışlar (!) yaptıkları iktidar destekli vakıflar aracılığıyla da vergi ödemekten rahatlıkla kaçabiliyorlar.

Temmuz ayı itibarıyla %71,6 olan enflasyona rağmen asgari ücrete ara zam yapılmadı, emeklilere ise sadece 2.500 lira gibi komik bir miktarda zam verilmesi kararlaştırıldı. Sadece bu ay içerisinde yaşananlar bile Mehmet Şimşek ve AKP’nin bu ülke için planlarını anlatıyor bize: Emekçilerin kemer sıkma politikalarıyla ezildiği, açlık sınırının altında yaşadığı ve bunlar olurken sermayenin tek bir kuruş vergi ödemeden milyarlarca lira kâr ettiği bir patronlar cenneti. Bütün bu çelişkilerin derinleştiği günlerde halk tabi ki de Mehmet Şimşek’in “az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi” yalanına inanmıyor.

Emekçilerin kemer sıkma politikaları altında ezilmesine son verebilecek bir finansal kaynak arayanlara bunun mevcut olduğunu tekrar söylemek gerek: teşvik verdikleri, vergiden muaf tuttukları, işçilerin örgütlü mücadelesine karşı polis şiddetiyle onlara kalkan oldukları sermayenin servetinden başka bir şey değil bu kaynak. Türkiye’nin en zengin 500 şirketinin sadece 2023 yılı net kârı 965 milyar 800 milyon lira ediyor. Servet vergisi ile birlikte sermayenin bizim üzerimizden elde ettiği zenginliği geri alarak; asgari ücretin ve emekli maaşlarının insanca yaşanabilir bir seviyeye getirilmesi; sağlık, eğitim, barınma, beslenme, enerji tüketimi gibi yaşamsal ihtiyaçların güvenceli bir şekilde karşılanması pekâlâ mümkündür. Bunun için yapılması gereken sermayenin çıkarlarını emekçilerin çıkarlarının tam karşısına koyan bu düzenin alaşağı edilmesidir.

KATEGORİLER
ETİKETLER

Yorumlar

(0)