İktidar, KHK'ların Seçilme Hakkından Sonra Seçme Hakkına da Göz Dikti!

İktidar, KHK'ların Seçilme Hakkından Sonra Seçme Hakkına da Göz Dikti!

AKP iktidarının KHK’lılara yönelik hıncı durmak bilmiyor. AKP 31 Mart seçimlerinin ardından KHK’lıların oy kullanmaması gerektiğini gündeme getirmişti. YSK’ya verilen ek itiraz dilekçesinde bu bir adım ileriye taşındı ve dilekçede İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin iptali için KHK ile işlerinden atılan 14.712 kamu emekçisi gerekçe olarak gösterildi.

AKP OHAL gerekçesiyle bugüne kadar yüzbinlerce kamu emekçisini işten attı. KHKlılar sadece işlerinden olmakla kalmadılar, birçoğu hala süren ceza davalarıyla uğraşıyor. Öte yandan özel sektörde de çalışma hakları kısıtlanırken, patronların da çoğu zaman karşısındaki insanın KHK’lı olmasını bir avantaja dönüştürerek daha kötü çalışma şartları dayattıkları biliniyor. AKP ise 15 Temmuz’dan itibaren yoğun bir cadı avı kampanyasıyla KHK’lıları sadece çalışma yaşamında değil, sosyal anlamda da bir tecride maruz bıraktı.

Yaşadıkları haksızları savunmak için başvurdukları kapılar yüzlerine kapandı. Hem idare mahkemeleri hem de Danıştay OHAL mağdurlarının davalarına bakamayacağı yönünden kararlar aldılar. İhraç edilenlerin birçoğu kendilerini savunacak avukat dahi bulamadılar. İhraçlarla ilgili olarak kurulan OHAL Komisyonu ise bugüne kadar yüzbinlerce dosyanın çok küçük bir bölümünü sonuçlandırdı. Komisyonun verilerine göre 22 Aralık 2017 tarihinden itibaren karar verme sürecine başlamış olan Komisyon tarafından, 15/03/2019 tarihi itibariyle verilen karar sayısı (4.750 kabul, 58.350 ret olmak üzere) toplam 63.100 olarak gerçekleşti. Yani yüzbinlerce kişi içerisinden sadece 4.750’si komisyon kararıyla işe kabul edildi.

Bu süreçte içine düştükleri bunalımdan kurtulamayan onlarca KHK’lı intihar etti. Bu yıl içerisinde Urfa’da bir inşaatın çökmesi sonucu altında kalan eğitim emekçisi Aslan Durman ve Düzce’de çalıştığı inşaatın asansör boşluğuna düşen eğitim emekçisi Kazım Kurnaz iş kazasına kurban gitti. Her ikisi de Eğitim-Sen üyesi olmaları nedeniyle ihraç edilmişlerdi.

Kısacası yaklaşık üç yıl içerisinde KHK ile ihraç edilenler adeta “yaşayan ölü” olmaya mahkûm edildiler.

Bugün ise KHK’lıların elinden çok temel bir hak olan seçme ve seçilme hakkı gasp ediliyor.

Anayasada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının seçme ve seçilme hakları konusunda açık hükümler bulunuyor: “Onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir.”

Bu hakkın hangi koşullar altında geçersiz olacağı da açık: “Silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askerî öğrenciler, taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler oy kullanamazlar.”

AKP’nin bugün KHK’lı emekçilerin seçme ve seçilme haklarını gasp etmesi tamamen keyfidir. Konuyla ilgili Avcılar Belediye Başkanlığı’na aday olan İhraç Akademisyen Savaş Karabulut kendi yaşadığı deneyim üzerinden ayrıntılı bir yazı kaleme almıştı.

AKP iktidarı 31 Mart’ta yaşadığı İstanbul yenilgisini olası bir seçim tekrarıyla telafi etmeye çalışırken, bir kez daha zaten mağduriyetlerin en ağırını yaşayan ihraç kamu emekçilerinin haklarını budamaya çalışıyor.  Yüzbinlerce insanın en temel anayasal haklarından birisi ortadan kaldırılırken; sadece onların değil, ihraç kamu emekçilerinin belediye başkanı seçildikleri yerlerde mazbataları verilmeyerek halkın iradesi de gasp edilmek isteniyor.

AKP’nin demokratik haklarımızı budamasına göz yummayacağız. Krizin faturasını emekçiden çıkar, seçim yenilgisinin hıncını KHK’lılardan çıkar… Bu düzen böyle devam etmemeli. AKP iktidarının üzerimizde bu şekilde tepinmesine dur demeliyiz.