Hrant'a – Emre Güntekin

Hrant'a – Emre Güntekin

Biz insanlar ayrı ayrı kalmışız,

Bölmüş saadetimizi çizgisi yurtların;

Biz insanlar ayrı ayrı kalmışız,

Gökte kuşların kardeşliği,  

Yerde kurtların.

diyor, büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca. Bu topraklarda kardeşliğe sayısız kez kurşun sıkıldı. Milliyetçilik ve şovenizmin yükselişi ile birlikte egemen sınıflar son yüzyılda birçok katliamın üstüne imza attılar. Ermeniler, Kürtler, Rumlar ait oldukları coğrafyalardan koparılırken geride tek tipleştirilmeye ve milliyetçilik zehriyle boğulmaya çalışılan bir ulus bıraktılar.

Bu süreç hala devam ediyor. Bundan tam 11 yıl önce ürkek bir güvercine kıydılar. Hrant Dink, bu hedeflerin ve  Ermeni halkına yönelik saldırının son halkasıydı.

2007 yılı Türkiye’de egemen sınıflar arasında yaşanan çatışmanın doruk noktalarından biriydi. Bir yanda Türkiye’nin geçmiş yüzyılında siyasi kontrolü elinde tutan askeri-sivil bürokrasi siyasi ayrıcalıklarını kaybetmemek adına direnirken, AKP iktidarı ise iktidar mekanizmalarını ele geçirmek için her imkânı kullanıyor ve parti kapatma, muhtıra gibi karşı hamlelere direniyordu. Kazanan hangi taraf olursa olsun, kaybedenin emekçiler ve ezilen halklar olduğu bir süreç yaşanıyordu.

Öte yandan aynı dönemde Cumhuriyet gazetesi bombalamaları, Rahip Santoro suikasti, Zirve Yayınevi Katliamı gibi pek çok karanlık olay yaşanıyordu. Bu olayların altını kazıdığımızda ise hep aynı kirli isimler karşımıza çıkıyordu. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde aynı isimler Hrant Dink’in katledilmesinde de geçiyordu.

Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz gibi daha sonra Ergenekon Operasyonları ile tutuklanacak kirli isimler Hrant Dink’in yargılandığı davalarda boy gösteriyor ve Hrant Dink hedef haline getiriliyordu. Aynı dönem Hrant Dink’in, dönemin İstanbul valisi olan Muammer Güler’in makamında MİT’çiler tarafından tehdit edildiği açığa çıkmıştı. AKP iktidarı ve ona bir süre kuyrukluk eden liberal kalemler Hrant’ın katledilmesinde bütün suçu önce Ergenekonculara  sonra FETÖ’ye yıksalar da; iktidarın Hrant Dink’in göz göre göre katledilmesine göz yumduğu açığa çıkacaktı.

O yılların üzerinden çok zaman geçti. Ergenekoncu, liberal, laik, ulusalcı tartışması artık geçmişte kaldı. AKP iktidarı devletin bütün mekanizmalarında tartışmasız bir hâkimiyet kurdu. Devletin neredeyse bütün organları Erdoğan’ın ağzından çıkacak bir çift söze bakıyor. As derse asıyorlar, kes derse kesiyorlar! Bütün bu imkânlara rağmen iktidar bugüne kadar Hrant’ın ve diğer katledilen ezilenlerin bırakın faillerini açığa çıkarmayı; üstüne yeni katliamlar ekledi.

Hrant’ın katledildiği dönem, iktidara sınırsız bir destek sunan özgürlük ve demokrasi havarileri aradan geçen yıllarda iktidarın sopasını bolca yediler. Geçmişte, Zaman gazetesinde cemaatin televizyonlarında boy gösterenler, Ergenekon operasyonları sırasında “Türkiye bağırsaklarını temizliyor.” diyenler bugün piyasada değiller. Çünkü bir yandan Hrant’ın dostu gibi görünüp, diğer taraftan onun katillerini kollayan iktidarla kol kola girmenin utancını taşıyorlar.

Üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, Hrant unutulmayacak. Bu topraklarda erinde de gecinde de barış ve kardeşlik kazanacak.

Hrant’ın, katledilen bütün ezilenlerin hesaplarının sorulacağı bir güne güneş elbet doğacak!

Hepimiz Hrantız, hepimiz Ermeniyiz!

KATEGORİLER
ETİKETLER