“Güç” Nasıl Uyutuyor? – Emre Güntekin
Yerküre üzerinde bir heyula dolaşıyor: Star Wars heyulası…
İsmini Darth Wader olarak değiştirenler, filmin galasına Star Wars karakterlerinin kılığına bürünerek veya ışın kılıçlarıyla gidenler, stadyumlarda “The force is awakening!”(Güç uyanıyor!) pankartı açan taraftarlar, topluca Jedi dinine geçen binler, Star Wars logolu ürünleri alabilmek için BİM’in önünde sabahlayanlar… Peki, tek bir film böylesine bir tüketim çılgınlığını nasıl yaratabiliyor? Cevap tabi ki Star Wars yapımcılarının ve Hollywood sinema endüstrisinin harekete geçirdiği devasa pazarlama faaliyetlerinde ve kitlelerin popüler kültürün hızlı birer tüketicisi haline getirilebilmelerinde yatıyor.
Star Wars ve Pazarlama Başarısı
Sinema yazarı Uğur Vardan film ile ilgili değerlendirmesinde filmin yapımcısı ve yönetmeni George Lucas hakkında şunları yazıyor: “Lucas, Spielberg gibi farklı konulara el atacak bir kabiliyete ve vizyona sahip değildi; zaten yönetmen kimliğinden çok yapımcı özellikleriyle öne çıkıyordu ve sisteme bir pazarlama dâhisi olarak hizmet etti. Ve en önemlisi, kendi yarattığı bu özel ‘Star Wars’ evreninin ne kadar çok sevildiğini fark ederek, elindeki bu tek ve nadide ürünü hayatı boyunca farklı formatlarla sahaya sürüp durdu.”
Bu yönelim sadece Star Wars’a özgü değil, başka birçok yapım için geçerli. Yüzüklerin Efendisi, Hobbit, Matrix, Harry Potter gibi daha birçok proje benzeri ticari kaygılarla kimi zaman ilk filmlerinin etkilerini de azaltacak derecede kötü yapımlarla beyaz perdeye taşındılar.
Star Wars serisinin 1999’da yayınlanmaya başlanan ikinci serisi ise ilk serinin aksine daha geniş çaplı bir pazarlama ağını beraberinde getirdi. İlk filmleri izleyenlerin çocuklarının artık hedef kitle olduğu bu seri sadece film olarak kalmadı, Uğur Vardan’ın deyimiyle “tişörttü, posterdi, oyuncaktı, hediyelik eşyaydı, bilgisayar oyunuydu, oydu buydu derken” yan ürünleriyle de kendisine uluslararası bir pazarlama ağı yarattı.
Durum öyle bir hale geldi ki, artık Star Wars temalı ürünlerden kaçış mümkün değil. Alacaksınız kardeşim!
New York Üniversitesi’nden marketing profesörü Jim Joseph’e göre Star Wars için “Bu ürün satışıyla birlikte şimdiye kadar gördüğüm en yaygın film tanıtımı” yorumunu yaparken, asıl olarak yeni bir kuşağın bu seriyle büyüdüğüne ve kendisine yaşam stili olarak filmin getirdiği kültürü benimsediğine dikkat çekiyor. Bir taşla iki kuş. Bu başarı Star Wars’u karlı bir yatırım olmanın yanında kültürel bir fenomen haline de kısa yoldan getiriyor.
Serinin ilk üç filminde C3PO’yu canlandıran İngiliz aktör Anthony Daniels Star Wars’un kültürel bir fenomen haline gelme sürecinin sinemasal bağlamını şöyle açıklıyor: “Star Wars yalnızca film değil, kültürel bir fenomen. 70’li yıllarda Lucas kahramanlarla zorbaların, iyi ve kötülerin olduğu eşsiz bir efsane yarattı. Bunlar, Star Wars’tan önceki filmlerde de vardı. Ancak O, var olan malzemelerden yeni bir şey ortaya çıkardı. Lucas’tan önceki bilim kurgu filmlerindeki her şey sterildi, ‘lateks’ti. Lucas, bilim kurguya biraz kir ve toz ekledi. Böylece her şey canlanmaya başladı, Lucas o dünyayı gerçek kıldı.”
Bir Tüketim Nesnesi Olarak Popüler Kültür
Hollywood’u kültürün bir meta olarak dolaşıma sokulduğu bacasız bir endüstri olarak tanımlamak mümkün ve Star Wars’un ne kadar karlı bir yatırım olduğu ortada. Bunun da ötesinde Star Wars’un ideolojik arka planında yatan mistik kalıplar, iyi-kötü savaşı ideolojisiz, amaçsız modern insanı kolayca sarmalayabiliyor. Bir yanda popüler kültürün olmazsa olmazı eğlence, diğer yanda kendini bir alt kültürün parçası olarak hissetmenin verdiği güven duygusu kitleleri popüler kültürün taşıyıcı özneleri konumuna getirirken; aslında giderek edilgenleşen ve oradan oraya sürülen kalabalıklar ortaya çıkıyor. Günümüz insanı yoğun kalabalıkların basıncı altında kendini bu çarka dahil olma çekimini hissediyor. Diğer bir anlamda geniş yığınlar burjuva ideolojisinin birer taşıyıcıları haline geliyor. Marksist bakış açısıyla popüler kültür aracılığıyla taşınan burjuva ideolojisi insanlara kendi sosyal konumlarını unutturan, uyuşturan bir etkiye sahiptir. Çoğu zaman bugün yaşadığımız birçok çelişkiyi normalleştiren ve içinde yaşadığımız toplumun doğasından ayrılmaz olduğu izlenimi popüler kültürle birlikte daha da yerleşik hale gelmektedir. Egemen sınıfların bütün kitle iletişim araçları bu yönde sürekli devinim halindedir. Ancak bir sanatsal üretim de sırf popüler olduğu için yalnızca burjuva fikirlere hizmet etmez. Burada, hakim piyasa endüstrisi ürünlerini temel olarak tartışıyoruz.
Sosyal medyanın artık diğer bütün iletişim araçlarını sürklase ederek kitlelerin dünyayla somut bağlar kurduğu en geniş arena olduğunu düşünürsek Star Wars çılgınlığının bu denli yaygınlaşmasına şaşırmamak gerekli. Özellikle yaşı eski seriler için yetmeyen genç kuşakların asıl hedef kitlesi haline geldiği ve sanki bu furyaya katılmazlarsa toplumdan dışlanacaklarmış gibi hareket ettiklerini gözlemlemek mümkün. Örneğin serinin 2005’te çekilen altıncı filmi bu denli yaygın b
ir izleyici kitlesi ve popülarite yakalayamamıştı. Çünkü sosyal medya denilen olgu hayatımıza tam anlamıyla girmemiş ve televizyon, gazete gibi geleneksel iletişim araçları tahtını kaptırmamıştı. Diğer insanların ne yaptığından, ne düşündüğünden günümüzdeki kadar dakikası dakikasına haberdar değildik. Şimdi ise kitlelerin ne düşündüğü, ne yaptığı, ne tükettiği anlık olarak karşımızda duruyor.
Son söz
Jack London’ın romanında Martin Eden, beğenileri hakkında şöyle söylüyordu: “Ben, benim ve kendi beğenilerimi insanların bağlaşık yargılarına tabi kılmayacağım. İnsanların çoğunluğu bir şeyden hoşlanıyor ya da hoşlandığına inandırılıyor diye, benim de o şeyden hoşlanıyor taklidi yapmam için dünyada hiçbir neden yok.”
Günümüz insanının çelişkisi burada. Yaratıcılığın, sanatsal estetiğin tamamen metalaştırıldığı ve beğeni seviyesinin giderek düştüğü/düşürüldüğü bir kültürel ortamda piyasanın insana bir sinema filminde sanattan ziyade başka her şeyi satabilir hale gelmesinin başka bir izahı yok. Birilerinin gücün aslında hiç de yanımızda olmadığını hatırlatması gerekiyor.
Marksist Bakış
bolsevik.org