"Gençliğin Bayramı" 19 Mayıs'larda Değil; Yeni Ekim'lerde – Çağın Erdinç
19 Mayıs “heyecanı” uzun yıllardır liselerde 19 Mayıs tarihinden çok önce başlar. Akrobatik hareketler, yapılan insan kuleleri, marşlar, türküler eşliğinde “gençlik bayramının” kutlanmasına hazırlık yapılır. Sorunsuz gençlik profili tüm dünyaya stadyumlardan yayılan dalgalar halinde gösterilir. Son dönemde söz konusu törenler yasaklanmış olsa da yıllarca bu ritüel sürdü. Peki gerçekten gençlik, mevcut sistemde tüm sorunlardan arınmış ve tek derdi insan kulesi yapmaktan ibaret olan bir topluluk olarak mı görülüyor? Elbette hayır! Geleceğin işsiz ordusuna katılacak olan milyonların oluşturduğu gençlerden kule yapılsa, gökyüzüne ulaşır!
İşsizlik oranı resmi rakamlara göre %13’e ulaşmışken hangi gençliğin bayramından söz ediyoruz? Yüz binlerce genç, iş cinayetlerine kurban giderken neyin bayramı bu? Bir bayram varsa, zengin çocuklarına her gün bayram; yoksul gençlere ise her gün zulüm.
Şunu da ifade etmek gerekir; 19 Mayıs’ın en coşkulu “kutlandığı” dönemlerde de durum çok farklı değildi. İşsizlik, Türkiye’nin her zaman temel sorunu oldu. İş cinayetleri AKP döneminde ayyuka çıktı ama AKP öncesinde de benzer sorunlar gençliğin geleceğini mahvetmeye devam ediyordu. Patronlara her dönem kıyak yapan hükümetler yüzünden, Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca gençlik gün yüzü göremedi.
Gençliğin asıl bayramı, bu sorunların çözümüyle birlikte gelecek. Mevcut sistem gençlere hiçbir şey vermedi; onlardan çok şey aldı. Gençliğin bayramı 19 Mayıs’larda değil; yeni Ekim’lerde olacaktır. 1917 Ekim devrimiyle birlikte gençliğin en temel sorunları çözüme ulaşmıştı. Bilimsel eğitimden iş güvencesine kadar çok geniş bir alanda kesin çözümler içeren uygulamalarla gençlik nefes almıştı.
1916 yılında Bolşevik Parti’nin gençliğe yönelik kaleme aldığı bildiri, gençliğin dinamizmine verilen önemin görülmesi ve bugüne ışık tutması bakımından son derece önemli. Bu sebeple bildiriden bazı kesitleri paylaşmak uygun olacaktır: ” Devrimci öğrencilere çağrı, Aralık 1916;
Bütün ülkelerin proleterleri, birleşin!
Rusya’nın devrimci öğrencilerine.
Zaferin şanı, sadece cesur olana verilir,
Mücadelede düşen, mahcubiyet nedir bilmez…
Gençlik; şarkımız size söyleniyor-
Sonsuz görkemimiz size…
İşe koyulun gençler! İşe koyulun yoldaşlar! Çalışın! Savaşa ve savaşın faillerine karşı mücadele için kendi öğrenci örgütlerinizi yaratın! Harekete geçmek ve konuşmak için inisiyatif alın! Mümkün olan her şekilde, insanların tüm Rusya’nın despotunun süngüsünden özgürleşebilmeleri için parçalar halindeki yanılsamaları yok edebilirsiniz. Çalışın! Çalışın yoldaşlar! Duyuyor musunuz yurttaşlar: Barışta, kapitalist sistem emekçiyi tüm yaşam zevklerinden mahrum bırakır. Savaşta her şeyden, yaşamından bile mahrum bırakır. Cinayetler yeter! Acılar yeter! Yıkım yeter! İnsanların katline olabildiğince çabuk bir şekilde son vermek için tasarrufunuzda olan bütün araçları kullanın! Savaşın acilen son bulmasını talep edin!”
Fazla söze gerek var mı? Bildiride sürekli vurgusu yapılan “çalışmak” bugün tüm yakıcılığı ile geleceğimizi belirliyor. Gençliğe sözde önem atfedip onu tershanelerde, fabrikalarda, madenlerde katleden burjuvaların aksine; Bolşevikler gençliğe her dönemde önem verdi. Devrimden sonra gençliğin sorunlarını bitirmek için eski sistemin enkazını kaldırdı. Çünkü gençliğin dinamizmi her dönem temel belirleyendir. Bu yüzden bildiride gençliğe sürekli olarak “çalışın” vurgusu yapılıyor. Evet, daha çok çalışmak; örgütlenmek örgütlemek zorundayız. Aksi halde sadece geleceğimizi değil; bugünümüzü ve hatta geçmişimizi de teslim almaya çalışacaklar!
bolsevik.org