Gelirde Bölüşüm Adaletsizliği Artıyor!

Gelirde Bölüşüm Adaletsizliği Artıyor!

Türkiye’nin son dönemlerine bakıldığında sermayenin ve patronların kâr oranlarını artırdığını, finans çevrelerinin parasal varlıklarını önemli oranda yükselttiğini söyleyebiliriz. Buna karşılık emeğiyle geçinen büyük toplumsal kesimlerin alım güçlerinin günden güne eridiğini, özellikle gıda enflasyonu dolayısıyla beslenme gibi temel bir ihtiyacı dahi ne yazık ki karşılamakta zorlanan milyonlar olduğunu söyleyebiliriz.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) açıkladığı Türk Bankacılık Sektörünün Konsolide Olmayan Ana Göstergeleri verileri takip edildiğinde sektörün 2023 yılının temmuz ayı için net dönem kârı 293,417 milyon TL olduğu görülmektedir. Yine kurum verileri takip edildiğinde sektörün ilk 7 ay için elde ettiği net kârın 2022 yılının ilk 7 ayı ile kıyaslandığında yüzde 11,8 artış gösterdiği görülecektir.

2023 yılının ilk 6 ayında en yüksek kâr açıklayan 10 Borsa İstanbul (BIST) şirketinden ilk sırada yer alan Koç Holding, cari dönem (içinde bulunulan dönem) için 37 milyar 372 milyon lira kâr açıklarken, değişim bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 69 olarak gerçekleşti.

DİSK Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) yayımladığı Gelir Bölüşümünde Büyük Bozulma isimli rapor da emekçi halk ile sermaye çevreleri arasındaki çatışmanın son yıllarda sermaye lehine büyük farkla açıldığını gözler önüne seriyor.

Aşağıdaki grafik, emeğin ve sermayenin gayrisafi katma değerden aldıkları payın yıllara göre değişimini gösteriyor:

Grafikten de görüleceği üzere emeğin aldığı pay ile sermayenin aldığı pay taban tabana zıt biçimde ilerlemiştir.

DİSK-AR tarafından yayımlanan rapor Türkiye’de başkanlık rejimi döneminde gelir adaletsizliğinin arttığını göstermektedir. Buna göre, 2016 yılında emeğin payı yüzde 36, 3 seviyesindeyken 2022’de yüzde 26,3 seviyesine gerilemiştir.

Yıllar

Gayrisafi Katma Değer İçinde Emeğin Payı

(Yüzde)

2016 36,3
2022 26,3

(Kaynak: DİSK-AR)

Verilerden anlaşılacağı üzere Türkiye’de elde edilen birikimlerin bölüşümündeki adaletsizlik günden güne artmaktadır. Çeşitli araçlar iktidar tarafından sermayenin gücüne güç katması için kullanılırken ortaya çıkan kriz durumlarında ise emekçilere kemer sıkma politikaları dayatılmaktadır.