EŞİTLİK'ten Açıklama; Kadınlar Mücadele Sahnesinde En Öne!
TBMM’de kadın tiyatrocular meclis başkanı İsmail Kahraman’ın talimatıyla sahneye çıkartılmadı. Ülkedeki kokuşmuşluğun, kadın düşmanlığının yönetimin en üst kademesindeki yetkililerden topluma yansımasının bir örneğini daha yaşadık. AKP’nin hedefi topluma zerk etmeye çalıştığı hastalıklı, zehirli fikirlerle kadınları eve kapatıp, her türlü sapık ve gerici fikrin türemesine izin verdiği toplumda, muhafazakârlığın doruğunda hem kadın hem de erkek emekçiler için bir cehennem yaratmak.
Her gün bir değil birkaç kadın cinayeti ve şiddet eylemiyle karşılaşıyoruz. Kadınların toplumsal alandan dışlandığı; bakanın işsizliğin yükselmesini kadınların iş aramasına bağlayarak açıkça kadını eve hapsetme niyetini gösterdiği, cumhurbaşkanının “Kadını insan olarak kabul edersek pek çok şey çözülür” dediği yerde mesele son kertede dile döktüklerini eyleme koyma noktasına kadar geldi.
Siyasal İslam’ın neoliberalizmle harmanlandığı otoriter tek adam rejiminde, kadına yer yok. Çünkü kadınlar taciz-tecavüz yasasının geri çektirilmesinde, 16 Nisan referandumunda, geçtiğimiz 8 Mart’ta yasaklara karşı gösterdiği gibi bu deli gömleğini, kelimelerin kifayetsiz kalacağı sapık zihniyeti bulundukları her yerde en önde mücadele ederek kırma potansiyellerine sahip.
Neresinden tutsan elinde kalan, tel tel dökülen bu sistemde AKP iktidarının sömürü cehennemini devam ettirebilmek için kadını koyduğu kalıba sığmayacağız. Para babaların iktidarını kendi tek adam rejimiyle birleştirmek isteyenler her gün kadın düşmanlığını artık gizleme gereksinimi dahi duymadan Diyanet’inden, TBMM’sine, Cumhurbaşkanlığı’na kadar açıkça gösteriyor. Kurumsal ve sistematik bir dönüşüm hedeflendiği, yukardan topluma dayatılan insanlık düşmanı fikirler ve uygulamalarla aşikâr oluyor. Öyleyse bizim açımızdan da açıkça görülen bir şey var ki; bu sistemin temsil edildiği en üst kurum olan mecliste yaşanan bu olay baştan aşağıya içindekiler ve bu sistemin kokuşmuşluğunun da açık bir göstergesidir. Kadına değil özgürlüğü, yaşama şansını bile tanımayan bu zihniyete karşı eşitlikçi kadınlar olarak sadece kendimiz için değil bütün toplumun ve emekçilerin insanca yaşama koşullarına sahip olduğu bir ülke yaratmak için en önde ve her yerde mücadelemizi sürdüreceğiz. Gidişata bakılırsa eşitliği ve özgürlüğü bize kimse tanımayacak öyleyse kendi geleceğimizi de bu ülkeyi de zorbalara terk etmeyelim.
EŞİTLİK tüm emekçi ve genç kadınlara sesleniyor; tarih ve mücadele sahnesinde EN ÖNE!
Siyasal İslam’ın neoliberalizmle harmanlandığı otoriter tek adam rejiminde, kadına yer yok. Çünkü kadınlar taciz-tecavüz yasasının geri çektirilmesinde, 16 Nisan referandumunda, geçtiğimiz 8 Mart’ta yasaklara karşı gösterdiği gibi bu deli gömleğini, kelimelerin kifayetsiz kalacağı sapık zihniyeti bulundukları her yerde en önde mücadele ederek kırma potansiyellerine sahip.
Neresinden tutsan elinde kalan, tel tel dökülen bu sistemde AKP iktidarının sömürü cehennemini devam ettirebilmek için kadını koyduğu kalıba sığmayacağız. Para babaların iktidarını kendi tek adam rejimiyle birleştirmek isteyenler her gün kadın düşmanlığını artık gizleme gereksinimi dahi duymadan Diyanet’inden, TBMM’sine, Cumhurbaşkanlığı’na kadar açıkça gösteriyor. Kurumsal ve sistematik bir dönüşüm hedeflendiği, yukardan topluma dayatılan insanlık düşmanı fikirler ve uygulamalarla aşikâr oluyor. Öyleyse bizim açımızdan da açıkça görülen bir şey var ki; bu sistemin temsil edildiği en üst kurum olan mecliste yaşanan bu olay baştan aşağıya içindekiler ve bu sistemin kokuşmuşluğunun da açık bir göstergesidir. Kadına değil özgürlüğü, yaşama şansını bile tanımayan bu zihniyete karşı eşitlikçi kadınlar olarak sadece kendimiz için değil bütün toplumun ve emekçilerin insanca yaşama koşullarına sahip olduğu bir ülke yaratmak için en önde ve her yerde mücadelemizi sürdüreceğiz. Gidişata bakılırsa eşitliği ve özgürlüğü bize kimse tanımayacak öyleyse kendi geleceğimizi de bu ülkeyi de zorbalara terk etmeyelim.
EŞİTLİK tüm emekçi ve genç kadınlara sesleniyor; tarih ve mücadele sahnesinde EN ÖNE!