Dünyadan Haberler 27 Eylül-5 Ekim | Anıl Ersoy

Afganistan’da Hastaneye ABD Bombardımanı

hospital.jpg.size.xxlarge.letterbox

Hem Afganistan hem de Washington’ın Sınır Tanımayan Doktorlar hastanelerinin bulunduğu
noktalar hakkında bilgisi olmasına rağmen Amerikan Ordusu Cumartesi günü Kunduz bölgesindeki bir hastaneyi bombaladı; üçü çocuk 19 kişiyi katletti, 37 kişide yaralandı. Organizasyon yetkilileri bombalamanın başlamasından sonra saldırılan yerin bir hastane olduğunu ve sivillerin bulunduğunu bildirmelerine rağmen tam yarım saat boyunca saldırının devam ettiğini söyledi. Tesis kullanılamayacak hale gelirken ölü sayısının yükselmesi bekleniyor.

Yemen’de Katliam

yemen

29 Eylül’de Suudi liderliğindeki koalisyon Yemen’de bir düğünü bombalayarak aralarında birçok çocuğun da bulunduğu 131 sivili katletti. Bölgedekiler saldırının arkasında Mart ayından beri Husi’lere saldırılar düzenleyen emperyalist güçlerin olduğunu doğruladı. Ülkede hava hakimiyeti bulunan Suudi Arabistan ise saldırıyı reddediyor. Bölgedeki hastane ise yeterli alan bulunmadığından bedenleri yerde bekletmek zorunda kaldı. BM verilerine göre sadece 11-24 Eylül tarihleri arasında 26’sı çocuk 151 sivil hayatını kaybetti. Yemen’e emperyalist müdahalenin başladığı Mart ayından beri ise 2355 sivil katledildi, 4862 kişi de yaralandı.

Manş’ta Mülteci Tünelini İşgali 

mans_tuneli

2 Ekim gecesi İngiltere’ye ulaşmaya çalışan Fransa’daki 200 kadar mülteci Manş Tüneli’ni işgal etti, tel örgüleri aşarak İngiltere’ye yürüyüp ulaşmaya çalıştı. Fransız polisi ise 100 kişiyi göz altına aldı, 7 kişinin de polis saldırısıyla yaralandığı söyleniyor. Tünel servisi yetkilileri ise işgalin koordineli olduğunu ve işgalcilerin İngiltere’ye nasıl ulaşacaklarını bildiğini iddia ediyor. Tünel gece saatlerinde ulaşıma kapatıldı ve sabah saatlerinde de kapalıydı.

Fransa ülkeye gelen mültecileri Calais bölgesindeki kampta tutuyor. Ancak çoğu mülteci kampında olduğu gibi mülteciler insanlık dışı koşullarda hayatta kalmaya çalışıyor. Yayınlanan raporlara göre, mülteciler farelerin işgal ettiği derme çatma çadırlarda yaşıyor. Su kaynakları tuvalet hizmeti olmadığından insan dışkısıyla kirlenmiş halde ve içilemiyor. Kamptaki çoğu kişi tüberküloz, uyuz hastalığıyla baş etmek zorunda ve bunun yanında post-travmatik stres bozukluğu yaşıyorlar. Fransa hükümeti ise yeterli sağlık hizmeti sağlamıyor. Kampta çoğunluğu kadınlar ve çocukların oluşturduğu 3 bin fazla kişi yaşıyor ve herhangi bir mülteci kampında bulunması gereken asgari şartlar bile sağlanmıyor. Kamptaki kötü koşullar ise bir çok kişiyi Manş Tüneli’nden geçerek İngiltere’ye gitmeye zorluyor. Haziran’dan beri devam eden mülteci krizinde 13 kişi sadece Fransa’dan İngiltere’ye geçmeye çalışırken hayatını kaybetti. Salı günü yirmi yaşındaki Iraklı bir mülteci kamyon kasasına saklanarak tüneli geçmeye çalışırken ezilerek öldü, Çarşamba günü ise başka bir mülteci tünelin girişinde bir yük trenin çarpmasıyla hayatını kaybetti. Fransa hükümeti mültecilere hiç bir şans tanımıyor; ya İngiltere’ye ulaşmaya çalışırken ölüyorlar ya da Calais bölgesindeki insanlık dışı şartlarda hastalıktan ölmeye terk ediliyorlar.

Fransa dışında ise hala yollarda Avrupa’yı kat ederek sığınacak yer arayan Balkanlar ve Orta Avrupa ülkeleri üzerindeki mülteciler ise kışın yaklaşmasıyla çetin hava şartlarında hayatta kalmaya çalışıyor. Bir çoğunun ya incecik ceketleri ya da muşambadan yapılmış yağmurlukları bulunuyor; bu yüzden sürekli devam eden yağışlarla özellikle çocuklar ağır bir şekilde hastalanıyor. Hiç bir şekilde ulaşımın olmadığı ıssız yerlere otobüsle bırakılan mültecilerin fırtınalı havalarda sığınabilecekleri hiç bir yer bulunmuyor.

Rusya IŞİD’i Bombalıyor

381664-russia-bombs-in-syria-pti

30 Eylülde Rusya Suriyedeki IŞİD mevzilerine hava saldırıları düzenledi. Rusya Savunma Bakanlığı’na göre vurulan mevziler arasında Hamada bir komuta merkezi, Humusta bombalı araç atölyesi, İdlibte bir karargâh ve bir silah deposu bulunuyor. 1 Ekimde ise Fetih Ordusuna ait 30 hedef vuruldu. Fetih Ordusunun Kafranbaldeki operasyon merkezi de hedefteydi. Fetih Ordusunun içinde ise El-Kaideye bağlı Nusra Cephesi, Ahrar el Şam, Cund el Şam ve Liva el Hak gibi örgütler yer alıyor. Yani hedefte IŞİDin yanı sıra ABD ve Körfez destekli silahlı gruplar da bulunuyor. Rusya her fırsatta Suriye müdahalesinin yasallığı üstünde duruyor, IŞİDin tarafında olmayan hiç bir grubu hedef almadığını, hedeflerin Suriye ordusu ile koordinasyon içinde seçildiğini belirtiyor. Saldırıların ilk gününde 36 sivil kaybın yaşandığı söylense de Rusya sivillerin hedef alındığı iddiasını reddediyor, Putin sivil kayıplar yaşandığına dair haberleri enformasyon savaşı olarak yorumluyor. Kremline göre saldırılar Suriyedeki yasal otoriter güçlerin isteği üzerine uluslararası hukuk ile tam bir uyum içinde gerçekleştirildi; ABD destekli koalisyonun saldırılarının ise ne Suriye hükümeti tarafından talep edildiği ne de BM Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığının da altı çizildi.

Bunun yanında 10 gün önce Suriye sınırlarına giren İran askeri birlikleri, Şiiler ve Lübnan Hizbullah’ı ile birlikte geniş çaplı kara operasyonlarına başlayacak; buna Rusyanın hava saldırıları eşlik edecek. Rusya, İran, Hizbullah ve Suriye ittifakının yapacağı operasyonların odağında daha çok ülkenin kuzeyindeki, bu yılın başlarında isyancılar tarafından ele geçirilmiş bölgeleri geri almak bulunuyor.

Dünya Sokakları:

Peru’da Protestoya Ateş Açıldı:3 Ölü 

minas-conga-protesters

25 Eylül’de yapımına başlanan Las Bambas madenine karşı yapılan protesto gösterilerine 2 bin kişi katıldı. Üç gün boyunca hiç bir şiddet olayının yaşanmadığı gösteriye müdahale eden polis ise 3 kişiyi katletti. Katledilen protestocuların polis kurşunuyla öldüğü kesinleşti. Gösterilerin başlama sebebi yapılacak yeni maden ocağının bölgedeki doğal kaynakları etkileyecek olması ve şirketin olası çevresel sonuçları hesaplamak için kullanın Çevresel Etki Değerlendirmesi’nin(EIA) prosedürünü gelişigüzel ve kamuyu bilgilendirmeden değiştirmiş olması. Protestocular ne şirketin ne de Peru hükümetinin madenin çevreye bir zararının olmayacağını dair açıklamalarına ve sözlerine inanmıyor. Polis şiddetiyle beraber daha kararlı bir şekilde mücadele edeceğini söyleyen göstericiler ‘hükümetin foyası ortaya çıkana kadar mücadele edeceğiz. Bakanlar da hükümet de gelse geri adım atmayacağız’ diyor.

Manchester’da Torylere Karşı 60 bin Kişi Sokakta

tuc protest

Muhafazakar partinin Manchester’daki konferansının açılış gününde 60 bin kişi harcama ve yardımlardaki kesintiler, Ulusal Sağlık Hizmeti’ndeki (NHS) reformlar ve sendikalar üzerindeki kısıtlamalara karşı sokaktaydı. Bir grup Muhafazakar parti delegelerini yumurtaladı. Eylemciler ‘Tory’ler ellerinin değdiği her şeyi mahvediyor’ yazılı pankartlar taşıdı. Eyleme katılanların bir çoğu kemer sıkma politikalarından hep yoksul kesimin etkilendiğini söylüyorlar. Eylemde müzisyen Charlotte Church konuşmasında şöyle dedi:

‘Haklarımız elimizden alınıyor. Medya Jeremy Corbyn’i aşırılık olarak göstermeye çalışıyor, ama kesilmiş bir domuz başıyla uygunsuz halde görüntülenen başbakana ise hiç bir şey söylemiyor. Hükümet yüzsüz bir şekilde büyük şirketlerinin kontrolü altında. Demokrasimiz dört bir yandan tehdit ediliyor. Ulusumuz bir sınıf savaşının avucunun içindedir. Bu protestolar büyüyen bir sosyal hareketi temsil ediyor’ 

8fb99abc-6ae0-11e5-_987934c

İşçi Parti’nin yeni reformist lideri Jeremy Corbyn’in katılmasını bahane ederek artan sınıfsal canlılıktan duyduğu tedirginliği dile getiren egemen sınıfın sözcüleri Keynesçi birkaç reformdan başka bir vaadi olmasa da  “radikal” olarak niteledikleri Corbyn’in  İşçi Partisi’ni  hükümete aday bir parti değil sokak partisi haline çevirmeye çalıştığını söyleyerek rahatsızlığını ifade ediyor.

KATEGORİLER
ETİKETLER