Dün Şii’ler, Bugün Kürtler: IŞİD Saldırganlığı Devam Ediyor, Rojava Direniyor – Çağın Erdinç

10 Temmuz, 2014

Suriye’de ve Irak’ta Şii’leri vahşice katleden IŞİD çeteleri, 2 Temmuz’dan beri Kobani’ye saldırıyor. Yaklaşık bir haftadır Rojava bölgesi deyim yerindeyse ateş çemberine döndü. Kürt milisler, Rojava’yı oluşturan kantonların düşmesi halinde yaşanacak katliamları bildiği için Kürdistan’ın değişik bölgelerinden gelerek Rojava’nın savunmasına katılıyor.

IŞİD’in Rojava saldırısında elini kuvvetlendiren birçok unsurdan en önemlisi ele geçirdiği silahlar. IŞİD, Suriye’de ve Irak’ta çok sayıda ağır silah ele geçirdi. ABD’nin daha önce, Suriye muhalefetinden olan Hareket Hazm örgütüne verdiği BGM 71 TOW anti-tank füzelerinin, Suriye’de çıkan çatışmalardan sonra IŞİD’in eline geçtiği belirtiliyor. Ayrıca IŞİD’in elinde çok sayıda tank olduğu da bilinen bir gerçek. Hatta Kobani Kantonu Dış İlişkiler Bakan Yardımcısı İdris Nassan, IŞİD’in Kobani’ye saldırırken 10 adet tank kullandığını doğruladıklarını ifade etti.

IŞİD’in Hedefi Neden Rojava?

IŞİD’in, Musul’u ele geçirdiğikten sonra Bağdat’ı zorlayacağı söyleniyordu; ancak öncelikle Iraklı Şii’ler, IŞİD’e sert yanıtlar verdi. Mukteda Es Sadr’ın talimatıyla kurulan Barış Ordusu milisleri Kerbela’da üniformalarıyla yürüyerek IŞİD’e gözdağı verdi. İran, Irak’ın önemli Şii merkezlerini savunacağını ve bu şehirlerin kendisi için kırmızı çizgi olduğunu ifade etti. IŞİD’in güçlü Peşmerge kuvvetleri karşısında çatışmama eğiliminde olduğu biliniyor. Nihayetinde, IŞİD Irak’taki ilerleyişine ara vermek zorunda kaldı.

Irak’taki ilerleyişi durdurulan IŞİD, yönünü Rojava’ya çevirdi . Peki ama neden? Bu soruya cevap verebilmek için Rojava saldırısına giden süreci iyi incelemek lazım.

IŞİD, Irak’ta elde ettiği prestijle, Suriye’nin doğusunda daha önce ele geçirdiği alanı büyüttü. Petrol bölgesi Deyr El Zor’daki hakimiyet alanını genişletti. Stratejik Deyr El Zor bölgesindeki petrolün gücünden büyük ölçüde faydalanan IŞİD, hakimiyet alanını Suriye’nin Batı’sına doğru genişletmeye devam etti. Ocak ayında ele geçirdikleri Tel Abyad ve Rakka’yı karargah yaparak buradan saldırılarına devam etti.

IŞİD’in Rojava’ya saldırmasının en önemli nedenlerinden biri, Suriye’nin kuzeyinde ele geçirdiği hatlar arasında bütünlük sağlayabilmek. Suriye’nin Kuzeybatısındaki Afrin bölgesinin doğusunda İslam Cephesi’nin kontrol ettiği alanlar bulunuyor. İslam Cephesi’nin kontrolündeki bölgelerin doğusunda ise El Bab’dan başlayarak IŞİD’in kontrolü altındaki bölgeler var.

IŞİD için sorun tam da bu noktada başlıyor. El Bab’ın kuzeydoğusundaki kendi kontrollerinde olan Jerablus (Carablus) bölgesiyle, yine kendi kontrollerindeki Tel Abyad arasında Kobani bulunuyor. IŞİD, Jerablus’tan Tel Abyad’a uzanan 85 KM’lik yolu, arada Kobani’nin bulunmasından dolayı Kobani’nin etrafından dolarak 250 KM’de gidiyor. Sorun elbette araçların yakıt masrafı değil. IŞİD Suriye’nin kuzeyinde bütünlük sağlamak istiyor. Kurmak istedikleri İslam Devleti’nin önemli ‘’puzzle parçalarından’’ birini Suriye’nin kuzeyi oluşturuyor. Suriye’nin kuzeyinde Jarablus ile Tel Abyad arasındaki bağlantıyı sağlamak için Kobani’den Kürtleri çıkartmak zorundalar. Bu birlikteliği sağladıkları takdirde, Rojava’nın diğer kantonları olan Afrin ve Serekaniye’ye yöneleceklerdir; ancak Kobani’nin düşmesi durumunda Kürt halkının moral bozukluğu yaşayacağının farkındalar. Rojava’yı ele geçirmeleri durumunda ise Suriye’nin Kuzeybatısındaki İslam Cephesi’ne ait bölgeleri ele geçirmeleri zor olmayacaktır. Zira İslam Cephesi’ni oluşturan bileşenler arasında sorunlar var. IŞİD’e direnebilecek moral-motivasyon ve deneyimden yoksunlar.

IŞİD, Rojava’yı ele geçirip Suriye’nin kuzeyinde kendi adına bütünlük sağladıktan sonra, “dünya”ya meydan okumaya devam edecektir. Aslında, Suriye’nin kuzeyinde elde edeceği muhtemel stratejik kazanımlar sadece Kürtler için değil, bölge halklarının tamamını uzun vadede tehdit edecektir. Zira IŞİD’in ‘’tağut’’ ilan ettiği ülkelerin listesi hayli geniş.

Rojava Direniyor; AKP Kapıları Çetere Açıyor

Ancak Kürtler, IŞİD’e kolay lokma olmayacağını 2 Temmuz’dan beri gösteriyor. Ele geçirdikleri ağır silahlarla Rojava bölgesine ölüm kusan IŞİD, önce Kobani’nin 45 KM batısındaki Zor Muğar, Beyadi ve Ziyarete’yi ele geçirdi. Kobani Kantonu Dış İlişkiler Bakan Yardımcısı İdris Nassam’ın aktardıklarına göre, IŞİD bölgeye Hummer zırhlısı, tanklar, Doçka marka silahlar ve bir tankla saldırdı. Ancak daha sonra, YPG savaşçıları bölgeyi geri almak için yaptığı operasyonda, IŞİD’e önemli kayıplar verdirdi. Kürt kaynakları yaşanan çatışmalarda 200 IŞİD teröristinin öldürüldüğünü bildiriyor.

IŞİD, YPG karşısında büyük bir ateş gücü üstünlüğüne sahip. Kobani’nin bazı köylerinin IŞİD’e geçtiği düşünüldüğünde Kobani’nin savunulmasının hala çok zor şartlar altında devam ettiğini belirtmemiz gerekir. Her şeyden önce Kobani IŞİD tarafından çevrelenmiş durumda. Kobani’nin batısında Jarablus, kuzeybatısında Manbij, doğusunda Tel Abyad, güneyinde Sarrin IŞİD’in elinde. IŞİD her yerden Kobani’ye saldırmaya devam ediyor.

Kürt halkının işini zorlaştıran en önemli unsurlardan biri de AKP. IŞİD, Suriye’nin kuzeyindeki Türkiye ile sınır kapılarını yol geçen hanına çevirmiş durumda. Tel Abyad ve Jerablus resmi olarak kapalı olsa da teröristler buradan istedikleri gibi giriş-çıkış yapıp mühimmat elde edebiliyor; Kürt halkı ise tecrit halinde, temel yaşam araçlarını sağlamakta bile zorluk çekiyor.

Her şeye rağmen Kürt halkı, kanıyla kazandığı Rojava’yı IŞİD çetelerine karşı ne pahasına olursa olsun, belirttiğimiz şartların zorluğuna rağmen savunmaya devam edecektir. Kobani’nin kaderinin bölge halkarının kaderine sıkı sıkıya bağlı olduğunu özellikle belirtmek gerekir. Yani Kobani’de savaşanlar, aslında sadece Rojava’nın değil, bölgenin diğer halklarının da kaderini belirliyor.

Şii bölgelerinde etrafa rastgele ateş açıp insanları katleden, kendisinden olmayanların kafasını acımasızca kesen çeteler, önlerindeki en çetin engel olan Kürtleri bölgeden çıkartmak için Rojava’ya acımasızca yüklenmeye devam edecek ve bir dönem Baas rejiminin Ayn-El Arap dediği Kobani’ye Ayn El İslam ismini vermek için elindeki tüm silahları acımasızca kullanmaktan kaçınmayacaktır.

Ayrıca eklemek gerekir ki Rojava bölgesinde yaşanan ve yaşanacak olan ölümlerin doğrudan sorumlusu AKP’dir. Kapılarını sonuna kadar IŞİD teröristlerine açan AKP iktidarı her zamanki gibi bataklığa kendisiyle beraber Türkiye halklarını da sürüklüyor.

Son olarak Rojava bölgesinin Türkiye halkları için de son derece önemli olduğunu belirtelim. IŞİD, Rojava’yı ele geçirirse, ‘tağut’ ilan ettiği Türkiye’nin güney sınırlarının büyük kısmına komşu olacak. Böyle bir durumda IŞİD’in yeni ve daha büyük Reyhanlı saldırılarıyla Türkiye halkarını kana boğabileceğini öngerebiriz.

Tekar ve ısrarla söylemekte fayda var: dün Şii’ler, bugün Kürtler, yarın Ermeniler ve Türkler… Selefi teröristlerin hedefinde, kendisi gibi düşünmeyen tüm bölge halkları var. Bu yüzden, Rojava’da yaşananların yarın Hatay’da yaşanmayacağının hiçbir garantisi olamaz. Bu doğrultuda, halkların birliği ve kardeşliği şiarını yükselterek IŞİD çetelerine ‘‘dur’’ derken mezhepçi AKP’ye karşı mücadele vermek elzemdir.     

KATEGORİLER
ETİKETLER