Devrimcileri İyi Tanı Osman Gökçek!
Osman Gökçek babasının izinden ilerlemeye devam ediyor. Küçük hesaplar peşinde koşup muhatabını tanımamak Gökçek familyasının en temel özelliklerinden ikisi olarak öne çıkıyor. Son gelişme Osman Gökçek’in babasının “şeridinden” hiç sapmayacağını bir kez daha gösterdi. Bir devrimci Marksiste “20 bin lira ver, konu kapansın” deme cüretini ancak Gökçek familyasından biri gösterirdi.
Hem Suçlu Hem Güçlü!
SEP üyesi, Marksist Bakış yazarı, yoldaşımız Derya Koca’yı kendi televizyonundan hedef gösteren Osman Gökçek pişkinlikte sınır tanımamış ve Derya yoldaşın “…Adı mafyatik işlerle anılan Osman Gökçek…” cümlesinde geçen “mafya” sözcüğünden rahatsız olarak hakaret davası açmıştı. Derya yoldaş da Gökçek’in kendisini hedef göstermesinden dolayı şikâyette bulunmuştu. Gayet tabii savcılık Derya’nın şikâyetini dikkate değer bulmadı; fakat “bağımsız” mahkemeler Osman Gökçek’in, kendisine yönelik Derya yoldaşın söylediği “mafyatik” yakıştırmasına alınmasından dolayı Gökçek’i teselli peşinde koşuyor. Gereksiz bir şekilde dava uzadıkça uzuyor. Dava uzadıkça ciddi bir konu mizah malzemesi haline geliyor. Öyle ki, Osman Gökçek bir devrimciden para kopartma derdine bile düştü! Ne kadar komik ve trajik değil mi?
Avukatı aracılığıyla Osman Gökçek, Derya yoldaşa “20 bin lira ver, bu konu kapansın” teklifinde bulundu. Dedik ya, hem suçlu hem de güçlü! Daha doğrusu güçlü olduğunu zannediyor fakat muhatabının bir devrimci olduğunu unutuyor, bilmiyor ya da “en iyi” ihtimalle önemsemiyor.
Biz anlatalım. Birincisi, Derya yoldaş ve hiçbir devrimci inandığı değerlerden vazgeçmez. Söyledikleri konusunda geri adım atmaz. Hele ki, kendisinden para “tırtıklamaya” çalışanlara asla ödün vermez. Bizim derdimiz para pul olsaydı, sorunlarımızı parayla, güçle çözmeye çalışsaydık bu mücadelenin içerisinde olmazdık. İhale kovalar, kestirme yollardan zengin olmaya çalışırdık. Bu tarife çok uygun birisi sizin de aklınıza geliyor mu? İşte böyleleri her sorununu parayla çözmeye çalışır. Sorunlarını haklılığıyla ve aklıyla çözmeye çalışanları da parayla satın almaya çalışır. İkbal ve güç uğruna iki büklüm olurlar. Muhataplarını tanımadıkları için sonunda hüsrana uğrarlar. Devrimcileri iyi tanı Osman Gökçek! Devrimcilerde geri adım atacak mekanizmalar yoktur.
Şunu da söylemeden geçmeyelim. Malum Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yeni başkanı, Melih Gökçek’in meşhur “fışkiyesini” belediyenin önünden kaldırdı. Tabi acıları büyük! Fazla üstlerine gitmemek lazım! Tek dertleri oturdukları koltuk ve belediyenin önündeki fıskiye olan güruh, Gezi döneminde insanlar katledilirken dalga geçer gibi “Belediyenin önündeki fışkiyeyi kim kırdı?” şeklinde ileti paylaşabiliyordu. Artık en sevdikleri, değer verdikleri koltukları yok. Kendisini makamıyla tanımlayıp var edenler için çok büyük bir zorluk olsa gerek! Neyse ki bizim böyle dertlerimiz yok. Ne koltuğumuz var; ne de ikbal uğruna vazgeçebileceğimiz değerlerimiz! Onurlu bir gelecek için ortaya koyduğumuz yaşamımız dışında, hiç kimseye verecek bir şeyimiz yok!
bolsevik.org