‘Çünkü Serbest Bir Pazar, Her Şeyi Bozar’
Kesmeşeker grubu ‘Her şey Sermaye İçin Sevgilim’ şarkısında şöyle der: ‘Çünkü serbest bir pazar, herşeyi bozar.’.
21 Ocak’ta Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Hotel’de çıkan ve 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangın, sermayenin kar hırsına teslim edilen hemen her alanın potansiyel bir katliam makinasına dönüştüğünü bir kez daha gösterdi. Bir kez daha diyoruz, çünkü buna benzer katliamları farklı şekillerde düzenli olarak yaşıyoruz. Bakınız geçtiğimiz yaz elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmelerinin doğrudan bir sonucu olarak İzmir’de iki insanımızın sokak ortasında elektrik çarpması sonucu can vermesi gibi… Soma’dan İliç’e yüzlerce madencinin göz göre göre gelen maden katliamlarında can vermesi gibi…
Bu noktada 2004 yılında gerçekleşen Pamukova adeta bir milattır. İktidarın, hızlı tren adı altında pazarladığı; güvenliğin hiçe sayıldığı hızlandırılmış tren projesi 41 kişinin yaşamına mal olacak bir kazayla sonuçlanmıştı. O günün Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, gelecek on yılda başbakanlığa kadar yükseldi; iktidarın kıymetlisi oldu. Bu cezasızlık ve ödüllendirmeler gelecek yıllarda yeni canlara mal olacak Çorluların kapısını araladı.
Sorumlu Aranıyor!
İktidar şimdilerde bütün gücüyle yangının sorumlusunu arıyor. Top öncelikle CHP’li Bolu Belediyesi’ne atılmak istendi; ancak toplumda ve hatta kendi katlarında bile bu suçlamanın bir karşılığının olmadığı kısa sürede görüldü.
ETS Tur patronu bakan TV’de dile getirdiği ‘Ruhsat ve İskan Yetkisi İl Özel İdare’de. Alan genelinden de İl Özel İdare yetkili, Turizm Bakanlığı yetkili değil.’ sözleriyle bir anlamda İçişleri Bakanlığını suçlamış oldu; gelen cevapta ise İl Özel İdaresi ise Kültür ve Turizm Bakanlığını sorumlu tuttu. Yani muhalefeti sorumlu tutmanın mümkün olmayacağı görülünce birbirlerine düştüler.
Elbette yine birer sorumlu bulunacak ve kabak muhtemelen en alakasız kişinin başına patlayacak. Artık kabak tadı veren bir senaryo bir kez daha ısıtılıp önümüze sürülecek. Herşeyin sermaye için işletildiği bir düzenin bize tersini sunabilmesi mümkün değil. Kuzuyu kurda emanet ederseniz olup olacağı budur.
Erdoğan başkanlık rejimini bir anonim şirket olarak kurgulamıştı. İlk kabinede eğitim, sağlık ve turizmin başına özel okul, özel hastane ve turizm patronu getirilmişti. O kabineden bugüne kadar ayakta kalabilen tek bakan, arada gidip gelen Murat Kurumu saymazsak, bugünün mimarı Mehmet Nuri Ersoy oldu. Bu 7 yıllık başkanlık rejiminde turizm iktidarın en gözde sektörlerinden biri; Ersoy’da eline geçirdiği iktidar gücüyle en gözde patronlarından biri oldu. ETS Tur ile birlikte birçok otelin sahibi olan Ersoy bakanlığı döneminde elinde tuttuğu yetkileri kendi çıkarları için kullanarak kıyılara, ormanlık alanlara çökmekten hiç çekinmedi, utanmadı. Bahadır Özgür’ün Gazete Duvardaki son haberi, bir turizm patronuna emanet edilen bakanlığın geldiği çürümenin dibe vurduğunu özetliyor. Habere göre Ersoy’un ormanlık alana kuracağı Maxx Royal Bodrum için izin belgesinin altındaki imza daha önce ETS Tur’da yatırım danışmanlığı yapan, şu an Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü koltuğunda oturan Neşe Çıldık’a ait.
Kartalkaya felaketinde Ersoy’un başında olduğu Turizm Bakanlığının ayyuka çıkan rolünü artık Bülent Arınç, Şamil Tayyar gibi içeriden isimler de açıktan eleştirmeye başlamış durumda ve Erdoğan’a onu görevden almaya dönük telkinler yapılıyor. Böylece yangında sorumluluğu olan düzen ‘ak’lanacak!
Ersoy Yetmez, Düzen Değişmeli!
Erdoğan, bir gece kararnamesiyle pekala Ersoy’u görevden alabilir; göreve getirilirken olduğu gibi alınırken de haberi bile olmaz. Bu sorunu çözer mi? Kendi bakanlığını dolandıran, iktidar gücünü kendi servetini katlamak için kullanan bakanların cirit attığı bir ülkede o koltuğu kimin doldurduğu bir teferruattır! Halkın hesap sormadığı ve el attığı her alanı çürümeyle karşı karşıya bırakan sermaye düzeni yerli yerinde durduğu her durumda bu kader değişmez! Bu yüzden yargı sopasını kaldırarak operasyon üstüne operasyon, tutuklama üstüne tutuklama yaparak korku vermeye ve hesap sormanın bedelini hatırlatmaya çabalıyorlar.