"Biz de Gelelim mi?" – Çağın Erdinç
Musul operasyonunda AKP’nin düştüğü durumu en iyi bu başlıkla özetleyebilirdik. Bir ülkenin topraklarını işgal ediyorsun; sonra daha da ileri gidip “tarihsel hak” iddiasıyla IŞİD’e karşı ortak operasyonunun parçası olmak istiyorsun. Üstüne üstlük tüm bunları dünyanın bugüne kadar karşılaşmadığı bir üslupla (kalitemde değilsin, seni ilgilendirmez, biz burada kalacağız) ifade ediyorsun.
ABD bugün açıkça “Irak’ın geleceğine Irak karar verir” dedi. Böylece AKP’nin Musul operasyonunda “kadro dışı” kalması neredeyse kesinleşti. Üstelik AKP için Başika işgali de tehlikede. Şii’lerin önderi Mukteda Es Sadr, Tayyip’e “Kovulmadan şerefinle git” dedi. Ardından Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Faruk Kaymakçı, Irak Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak protesto notası verildi.
AKP Musul’da Ne İstiyor?
AKP’nin derdi IŞİD’e karşı savaşmak değil. En önemli dertleri mezhepçilik. Ne demişti Tayyip? “ Haşd el Şaab’ın Musul’a girmesine izin verilmemeli.” Haşd El Şaab, Şii’lerin milis gücü. Asıl sorun bundan sonra söyledikleriyle ilgili. “IŞİD’den sonra Musul’da sadece Sünni Araplar, Sünni Türkmenler ve Sünni Kürtler kalmalı.” Mezhepçiliğin son noktası işte bu çıkış! Bölgedeki nüfusta her 100 kişiden 30’unu oluşturan Şii’ler, Musul’da olmasın diyor açıkça. Ardından “Şii’ler girerse Sünni’leri katleder” minvalinde Haşd El Şaab’ı bölgede istemediğini söylüyor. %30’luk Şii nüfusu bölgeden göndermek çoğunun katledilmesi demek. Daha önce Ermenilere yapılan tehcir adı altındaki soykırım gibi… Zaten istedikleri de bu.
İkincisi, bölgenin yeraltı kaynaklarından pay almak niyetindeler. Malum, Musul önemli bir petrol şehri. AKP’nin “Yeni Osmanlıcı” politikalarının merkezinin bir ayağında Şam’da cuma namazı kılmak varsa, diğerinde Musul’un petrollerini yağmalamak var.
Üçüncüsü, Kürtler operasyonda oldukça aktif rol alacak. Kürt grupların içerisinde peşmergenin dışında PKK’ye yakın unsurların da yer alması kuvvetle muhtemel. AKP’nin bir derdi de bu gruplara karşı Musul operasyonunda fren vazifesi görmek.
Hayaller Musul…
Fakat hayatlar ve hayaller diye bir söylem var. AKP dış politikada serap görüyor. ABD’nin, Irak hükümetinin ve Şii grupların sert çıkışından sonra yapacakları fazla bir şey kalmadı. Musul civarında yer alan “El Vatanî” gibi Selefi gruplar aracılığıyla bölgeyi kaşımaya devam edeceklerdir ancak bu grupların yapabileceklerinin sınırlı olduğunu söylemek gerekiyor. Zira bölgeye yönelik operasyonda başat güç Şii’lerde ve Kürtlerde olacak.
Irak’taki mevcut durumun sorumlusu olan ABD’ye dair de söylenecek çok şey var. Şimdi kalkıp Musul’da Süpermenlik oynuyorlar ancak Irak’ta mezhepsel fay hatlarının bu kadar keskin olmasının en önemli sebeplerinden biri ABD işgaliydi.
“Musul’u kurtarma operasyonu” deniyor ama tek dert IŞİD mi? IŞİD gidince her şey pür-i pak mı olacak? Mezhepsel öncelikler bu kadar fazla oldukça savaşın, soykırımın ve gözyaşının bitmesi mümkün değil.
Son söz olarak şunu söyleyelim: Parktan eve dönmek istemeyen çocuklar gibi “Biz Başika’da kalacağız” ya da “Musul’a biz de geleceğiz” söylemleri artık uluslararası basında alay konusu bile olamıyor. Bu maceracılık komik gibi görünebilir fakat hepimizi uçuruma sürüklüyorlar.
bolsevik.org