Birlikte miyiz? – B. Defne Erten

Birlikte miyiz? – B. Defne Erten

AKP iktidarının İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırıları ve kadın cinayetlerinin gündem olmasıyla birlikte patronlar kulübü TÜSİAD’ın ve ardından Koç, Sabancı, Borusan Holding, Eker, Sütaş gibi Türkiye’nin kadim sömürücüleri “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” sloganıyla açıklama yapmaları konuşulur oldu. 

Patronlar kulübünün bugüne kadar AKP ve Erdoğan’ın attığı antidemokratik, adaletsiz, hukuksuz, otoriter uygulamalara ses çıkardığını göremedik. Sermayedarlar yıllardır kirli sularda gemilerini yürütmenin çaresine baktılar, Erdoğan’la ve iktidar partisiyle herhangi bir çelişkiye düşmekten kaçındılar. Yıllarca özelleştirmelerden, bol kepçe dağıtılan rant pastasından bolca ceplerine doldurdular. Hal böyle olunca muhalif sesler susturuluyormuş, kadın katilleri affediliyormuş, demokratik haklar budanıyormuş umursanmadı.

Şimdi ise durum farklı. İstanbul Sözleşmesi için milyonlar sosyal medyadan, sokaklardan sesini yükseltti. Öyle ki Sözleşme’yi tartışmaya açanlar bile “mayınlı arazi”ye girdiklerini fark edip geri adım attılar. İktidar partisi içinde de Sözleşme’nin tartışmaya açılmasına karşı sözler yükseldi. Böyle olunca iktidar geri adım atmak zorunda kaldı. Böyle bir ortamda patronlar için İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmak, kadın cinayetlerine ses yükseltmek dikensiz gül bahçesine dönüştü. Peki siz hiç Sözleşme’ye sahip çıkan kadınlara uygulanan polis şiddetini eleştiren bir patron gördünüz mü? Ya da Çanakkale’de Dardanel’in fabrikasında kapalı devre çalışma sistemi adı altında büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğu çalışanların köleler gibi kampa alınmasına ses çıkaranını? Göremezsiniz, nitekim sermayenin mayınlı alanı burada başlıyor. 

İkinci boyuta gelecek olursak da, “eşitlik ve adalet” sağlamak niyetinde olan bu firmalar, şirketler, holdingler senelerdir bu memleketin kaynaklarını ve emekçiyi sömürmekten başka bir şey yapmamıştır. Eşitlikten bahsedecek olursak, bu firmaların hangileri eşit işe eşit ücret talebini yerine getirmiştir, çalışan kadınlara iş yerinde kreş olanağı sunmuştur, sendikalaşma hakkına saldırmamıştır? Kadınları işe alırken “çocuk doğurmayı düşünüyor musun? Gebelik izni sorun olur” diye şart koşanlardan kadınlarla dayanışma beklenmez. Mesela bu şirketlerden hangisi 1 yıl boyunca sendika hakkı için direnen Flormar İşçileri üzerine tek bir söz söylemiştir? 

Sosyal medyada kadın sorununundaki “duyarlılık”ları nedeniyle Eker yoğurt veya Sütaş ayran tavsiye etmeden önce bunları gözönünden almak faydalı olacaktır.

Kadın düşmanlığı, ayrımcılık, eşitsizlik yalnızca görünür bir şekilde kadınlara küfür etmek, saldırmak ya da taciz etmek değildir. Kapitalizm, bir bütün olarak kadınların ezilmesinden çıkar sağlamaktadır. Sınıfsal ayrıcalıklarından vazgeçmeyen, sermayesini arttırmayı sürdüren hiç bir kapitalist ne kadınların ne çocukların ne de emekçi halkların dostu olamaz. 

 

KATEGORİLER